Önceki sayıdan devam
FAKİR BAYBURT (1929-1989)
Köy Enstitülü çıkışlıların en çok yazanı ve büyük devidir. Kendisini Afyon Dinar'da bir "Tös Toplantısı"nda tanıdım. Ondan sonra birkaç kere de görüşmelerimiz oldu. Tanrı rahmet etsin.
Çocukluğu
Fakir Baykurt (Asıl adı Tahir'dir) Burdurun Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy'de doğdu, Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber şu sözleri ile 1929 yılında haziran ortası olduğu varsayılmaktadır; 1929 doğumlu olduğum doğru. Ay, gün bilinmiyordu. Anamla konuştuk. Köyde orak mevsimi. Tarlada sancılanıp eve gelmiş. Haziran ortasıdır... Tahir Baykurtun annesinin adı Elif ve babasının adı Velidir. Doğduğunda ona savaşlarda vurulup geri dönmeyen Amcasının adı olan Tahir adı verilir. Tahir 1936 yılında Akçaköy İlkokulu'na başlar ve iki yıl sonra babasını kaybeder. Babasının ölümünden sonra dayısı Osman Erdoğuş tarafından Aydın iline bağlı Burhaniye köyüne götürülür ve orada dayısının yanında dokumacılık yapmaya başlar. II. Dünya Savaşının başlaması ile dayısı askere alınır ve Tahir Akçaköye dönerek okula devam etme imkanı bulur. 1942 yılında ağır bir sıtma geçirir bu dönem aynı zamanda şiir yazmaya başladığı dönemdir.
Köy Enstitüsü yılları
İlkokulu bitirdikten sonra İsparta Gönen Köy Enstitüsü'ne yazılır. Köy enstitüsü yıllarında özellikle şiire olan ilgisi artar. Köy Enstitüsü yıllarında kendini okumaya verir. Bu dönemde özellikle Türkçe'ye çevrilen klasikleri okur. Fakir Baykurt Köy Enstitüsündeki yıllarını ve kendisine kazandırdıklarını şu şekilde anlatmıştır;
...Köy Enstitüsü benim için olağan üstü bir fırsat oldu. İlkokulu bitirdikten sonra gidebileceğim başka hiçbir okul yoktu. Ailemin gücü yetmezdi. Ben okumak istiyordum Enstitü benim gibi köy çocuklarını çağırıyordu...
...Klasiklerin en iyi okuru enstitülü gençlerdi. Ceplerimizi ona göre yaptırırdık, kitap sığsın. Kız arkadaşlarımız koyun kuzu gütmeye giderken, torbaya azıkla birlikte kitap da katardı...
Bu yıllarda Bursa Cezaevi'nde olan Nazım Hikmetin şiirleri ise gizli gizli yayılmaktadır. Tahir Baykurtda bu dönem Nazım Hikmetin şiirlerini bulur ve gizli gizli okumaya başlar.
...Kitaplıkta Nazım Hikmetin kitapları yoktu. Yasaklandığını öğrenince Civrilin bir köyüne gidip onları buldum. Nazımın yedi kitabını kendi yaptığım defterlere kitap harfleri ile yazıp defalarca okudum.
Köy Enstitüsü yıllarında ilk şiiri Fesleğen Kolum Eskişehirde çıkan Türke Doğru dergisinde çıkar. Edebiyata olan ilgisinden dolayı Enstitüde de kitaplığın yönetimine seçilir ve daha fazla okuma fırsatı bulur. 1947 yılında Köy Enstitüleri ve Kaynak Dergisi'nde şiirleri çıkar ve bu yıllarda once şiirlerinde daha sonra tüm yazılarında Fakir Baykurt adını kullanmaya başlar. Köy Enstitüleri üzerindeki baskıların artması ile birlikte tüm enstitülere daha baskıcı yönetimler atanmaya başlar. Bu dönemde Enstitüler daha önceki bir çok özelliğini yitirmeye başlarken eski öğrencilerin yaşam alışkanlıkları da bu yeni yönetimlerce sorun olmaya başlar. Fakir Baykurt da yeni atanan müdürle sorunlar yaşar ve defalarca kovuşturmaya maruz kalır. Ancak 1947 yılında Köy Enstitüsünü başarı ile bitirir ve Yeşilovanın Kavacık Köyü'ne öğretmen olarak atanır.
Öğretmenlik ve yazarlık yılları
1951 yılında ölene kadar birlikte olacağı Muzaffer Hanımla evlenir. Bu yıl ayrıca körbağırsağı patlar ve iki kez amelliyat olur. Öğretmenliği Dereköye aktarılır. Üzerindeki baskılar devam eder, savcılıkça evine baskın yapılır ve koğuşturma geçirir. 1953 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümüne girer ve bir sene sonra bu sefer Gayret Dergisinde çıkan bir yazısı nedeni ile yargılanır. 1955 yılında Gazi Enstitüsü'nü de başarı ile bitirirerek Hafikde açılan ortaokula atanır. Aynı yıl ilk kitabı olan Çilli yayınlanır. 1957 yılında askere alınır ve Ankara Piyade Yedek Subay Ortaokuluna öğretmen olarak atanır. İlk kızı Işık da bu yıl dünyaya gelir. 1958 yılında ilk romanı Yılanların Öcü Cumhuriyet Gazetesinin açtığı Yunus Nadi Roman Ödülleri'nde birinci olur. Ancak roman nedeni ile hem Baykurt hem Cumhuriyet koğuşturma geçirir. Baykurt bu dönemden sonra Cumhuriyet Gazetesinde yazmaya başlar. Askerlikten sonra Şavşat Ortaokulu'na öğretmen olarak atanır ve ikinci kızı Sönmez dünyaya gelir. Yılanların Öcü adlı romanı da Remzi Kitapevi tarafından basılır. Ardından Köy ve Eğitim Yayınları tarafından Efendilik Savaşı adlı kitabı yayımlanır. Cumhuriyetteki bazı yazıları yüzünden öğretmenlikten alınıp Ankarada Milli Eğitim Bakanlığı Yapı İşleri Bölümünde görevlendirilir. Sürüp giden yazıları ve Yılanların Öcü romanı yüzünden Bakanlık buyruğuna alınarak cezalandırılır. Altı ay açıkta kaldıktan sonra 27 Mayıs 1960da Ankara İlköğretim müfettişliğine atanır ve aynı yıl Efkar Tepesi adlı kitabı basılır. 1961 yılında yazarın Yılanların Öcü adlı romanı tiyatroya ve filme uyarlanır. Tiyatro gösterimi yasaklanır, film ise ancak Cumhurbaşkanı Cemal Gürselin konuya el koyması ile gösterime girer ancak filmin gösterimi sırasında olaylar çıkar. Bu yıl ayrıca yazarın Onuncu Köy, Karın Ağrısı, Irazcanın Dirliği kitapları yayımlanır. Bir sene sonra yazarın oğlu Tonguç dünyaya gelir. Baykurt Amerikaya giderek, Bloomingtondaki Indiana Üniversitesinde göze kulağa hitap eden ders araçları ve yetişkinler için yazma öğrenimi görür. 1963 yılında yurda dönerek Ankara İlköğretim müfettişliği görevini sürdürür. Onuncu Köy Bulgarcaya çevrilir ve kitapları Bulgaristanda Türkçe olarak da basılır. Yılanların Öcü ile Irazcanın Dirliği de Almanyada, Die Racheder Schlangen adıyla basılır. Yılanların Öcü Rusçaya çevrilir.
Türkiye Öğretmenler Sendikası
1965 yılında TÖSün kuruluşuna katılır ve genel başkan seçilir. 1966 yılında İlköğretim müfettişliğinden uzaklaştırılarak yeni kurulan Milli Folklor Enstitüsünde uzman olarak atanır. Kaplumbağalar ve Amerikan Sargısı romanları yayımlanır. 1967 yılında Onuncu Köy adlı eseri de Rusçaya çevrilir. Yazıları ve TÖSteki çalışmaları yüzünden sık sık koğuşturma geçiren Baykurt Gaziantepin Fevzipaşa bucağına sürülür. TÖS Devrimci Eğitim Şurası nı düzenler. Bir yıl sonra da TÖS Büyük Eğitim Yürüyüşü nü bir sene sonra da Genel Öğretmen Boykotunu düzenler. Bu faaliyetlerinden sonra tekrar görevden alınarak bakanlık emrine alınır ancak Danıştay kararı ile görevine geri döner. 1970 yılında Fevzipaşadan Ankaraya Ortadoğu Teknik Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Yayın Müdürlüğü görevine getirilir. Anadolu Garajı ve Tırpan kitapları yayımlanır. Tırpan ve Sınırdaki Ölü ile TRT Ödülleri'ni kazanır. Ardından Onbinlerce Kağnı adlı kitabı yayımlanır.
Sıkıyönetim yılları
1971de ordunun yönetime el koyması ile başlayan sıkıyönetim döneminde Baykurt iki kere gözaltına alınır. Aynı yıl Tırpan ile Türk Dil Kurumu Ödülü'nü kazanır. Kitaplarının yeni basımları yapılırken yazar askeri tutukevinden Ankara Merkez Cezaevi'ne aktarılır. 1973 yılında Can Parası ve Köygöçüren basılır. Baykurtun yurt dışına çıkışı da yasaklanmıştır. 1974 yılında İçerdeki Oğul basılır. Keklik romanını yazar. Can Parası ile Sait Faik Ödülü'nü kazanır. Askeri Yargıtayda TÖS Davasından beraat etder. Sınırdaki Ölü ve Keklik kitap olarak basılır. 1976 yılında Sakarca basılır.
Emeklilik Yılları
Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli olan Baykurt Madaralı Roman Ödülünün kuruluşuna yardımcı olur. 1977 yılında İsveçte öğretmen yetiştirme çalışmalarına katılır ve Yayla romanı basılır. Frankfurt Uluslar arası Kitap Fuarına katılır ve Almanya, Hollanda ve İsviçreye geziler yapar, göçmen işçilerle iletişim kurar. 1978 Yılında Sakarca sahneye uyarlanarak İstanbul Şehir Tiyatroları'nca oynanır. Kara Ahmet Destanı ile Orhan Kemal Ödülünü kazanır ve Kültür Bakanlığı'na danışman olur. 1979 yılında Tırpan adlı eseri de tiyatroya uyarlanır. Devlet Tiyatrosu tarafından İzmir, Ankara ve Antalyada oynanır. Baykurt, göçmen işçi konusunu incelemek üzere tekrar Almanyaya gider. Duisburg şehrinde yaşamaya başlar. Yandım Ali kitap olarak basılır. Bu döenmde ODTÜde öğrenci olan oğlu Tonguç da tutuklanır. 1980 yılında Tırpan İstanbul Şehir Tiyatroları'nca da sahneye konulur ve iki mevsim oynanır. Tırpandan ötürü Baykurt ve Taner Barlas, Avni Dilligil En Başarılı Yazar ödülü kazanırlar. Suna Pekuysalda En Başarılı Oyuncu seçilir. Rur Havzasında Türk işçi çocukları için başlatılan RAA programında görev alır ve bir İngiltere gezisi yapar. Kızı Işık da bu yıl tutuklanır. Baykurt, Taner Barlas ve oyunda rol alan sanatçılar İsmet Küntay Ödülü kazanırlar. Tırpandaki oyunu nedeniyle Suna Pekuysal Ulvi Uraz Ödülünü kazanır.
1981de Sakarca İsveçte çizgi film yapılır ve Macarcaya da çevrilir. DDRde bir inceleme gezisi yapar. Öyküleri Gürcistanda da kitap olarak basılır. Kaplumbağalar filminin senaryo çalışmalarına katılmak üzere İsviçrenin Neuchatel şehrine gider. Almanyadaki göçmen işçilerin yaşamını konu alan öyküleri Gece Vardiyası adıyla basılır. İşçi çocuklarının yaşamını dile getiren öyküleri de Barış Çöreği adıyla basılır. Kitaptan yapılan seçmeler Almanya ve Hollandada iki dilli olarak yayımlanır. 1983 yılındaYüksek Fırınlar kitap olarak basılır. Oğlu Tonguçla birlikte Sovyetler Birliği gezisi yapar. Moskova, Bakü, Batum ve Leningrad şehirlerine ve Yasnaya Polianaya giderek Tolstoyun Yurtluğunu ziyaret eder.
1984 yılında Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülünü kazanır. Gece Vardiyası ve Kara Ahmet Destanı Almanca, Yılanların Öcü ile Irazcanın Dirliği Bulgarca basılır. Türkiyede Barış Derneği İkinci Davasında sanık olarak aranır. 1985 yılında Gece Vardiyası ile Alman Endüstri Birliği BDInin Yazın Ödülünü alır. Dünya Güzeli ve Saka Kuşları adlı Kitapları Türkçe ve Almanca olarak basılır. 1986 yılında Duisburgta öğretmenliğe başlar ve yurt dışında oluşan Türkiye Aydınlarıyla Dayanıma Girişiminin yönetiminde görev alır. Duisburg Treni adlı eseri basılır. Kopenhagta Dünya Barış Kongresine katılır aynı yıl Koca Ren basılır.
1987 yılında Keklik romanı 20 öyküsüyle birlikte Rusçaya çevrilip basılır. Londraya bir gezi yaparak Highgatete Karl Marksın gömütünü ziyaret eder. Aynı yıl aralarında bir çok yabancı dile çevrilen kitabının da bulunduğu 19 kitabı Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Halikarnas Balıkçısı, Şolohov, Hemingway, Gonçorov, Tolstoy, Gogol, Panait Istrati gibi yazarlarla beraber gerekçe göstermeden yasaklanır. Aynı yıl Sakarca adlı eseri de Hollandaca ve Almanca olarak basılır. Türkiye Yunanistan Dostluk Gelişiminin Avrupada kuruluşunda görev alır. Tifliste İlaya Cavcavadzenin 150nci doğum yıldönümü konferansına katılır.
1988 yılında İçerdeki Oğulu oyun olarak tekrar yazar. A. Çetinkaya ile birlikte Fridan Halvaşinin şiirlerini Türkçeye çevirir; Kitap Eninde Sonunda adıyla Almanyada basılır. 1989 yılında Kuru Ekmek romanını yazar. İçerdeki Oğul, Amersfoort Halk Tiyatrosunda oynanır. Şiirleri de Bir uzun yol adıyla basılır. Moskovaya yeni bir gezi yaparak Nazım Hikmetin evinde ve arşivinde çalışır.Baykurt ders vermeyi Pestalozzi Okulunda sürdürür. Şiirleri Hollandada Vuurdoorns Ateşdikenleri adıyla basılır. 1991 yılında Ortaokul öğrencileri için, KALEM Schreiber dergisini çıkarmaya başlar aynı yıl boynundan bir ameliyat geçirir. 1992 yılında Bir Uzun Yolun Almancası Ein langer Weg adıyla çıkar. Yazar bu yıl bir de Çin gezisi ertesi yıl da Avustralya gezisi yapar. 1995 yılında Almanyada öğretmenlik yaptığı çalıştığı Pestalozzi Okulundan emekliye ayrılır. *** Devam edecek