Çocukluğumu düşünüyorum. Gökyüzü, sanki çevremi kuşatan, saran dağların başıyla birleşir gibiydi. Küçük dünyamın belki mutlu, fakat bilgiden uzak bir insanıydım. Benim için dağların ötesi yoktu.
Okudukça, yüce dağların üstünden aşan yolları öğrendim.
Kitap, en büyük hafıza kaynağıdır. Ne elektronik beyin, ne şu, ne bu kitabın yerini tutabilir. Hepimizin bir dünyası vardır, ama küçük, ama sınırlı. Çocukluğumu düşünüyorum. Gökyüzü, sanki çevremi kuşatan, saran dağların başıyla birleşir gibiydi. Küçük dünyamın belki mutlu, fakat bilgiden uzak bir insanıydım. Benim için dağların ötesi yoktu. Zamanımın çoğunu oyunlarla tüketiyordum. Oyun dünyamın çevresini sınırlayan, gökyüzüne ulaşan ulu dağlar, korkularımı ayaklandırıyordu. Başımı alıp dağların ardına gitmeye çekiniyordum.
Sonra kitapla, kitaplarımla yüz yüze geldim. Okumaya başladım. Okudukça da, küçük dünyama sığamaz oldum. Yüce dağların üstünden aşan yolları öğrendim. Dünyam genişledi, korkularım uçup gitti. Kitaplar, bana sevgiyi tattırdı. Bilgi sahibi olmanın yüceliğini anladım. Ulu dağları erittim, yollara düştüm.
Aklınıza ne gelirse, hemen her şeyi kitaplarda bulmak mümkün! Fakat bu nazlı, nadide çiçeklere karşı titiz olmak gerekirmiş. Bunu, geç anladım. Ben de, her şeyimle size benziyordum. İlk kitaplarımı karalar, orasını, burasını çizerdim. Bu konuşamayan arkadaşım, nasıl olsa beni, kimseye şikâyet etmez, bu yüzden de kulağım çekilmezdi. Bazılarını arkadaşlarıma verdim, geri alamadım. Bazılarını da çerezcilere sattım, külâh olmalarına katlandım. Fakat okudukça, uyandım.
Kitap, karalanmak için midir? Değil!
Kitap, çerezciye kilo kilo satılmalı mıdır? Hayır!
Kitap, vitrin süsü müdür? Hiç sanmam!
Bütün bunların dışında kitap, her şeydir... Dosttur, sırdaştır, kocaman bir dünyadır.
Bilseniz, ilk kitabım yayınlanıncaya kadar, ne sıkıntılara katlandım, neler çektim? Hani, dokuz doğurdum desem, inanın! Doğumu zor olan bebek, sevilmez mi?
Çok defa büyüklerimiz yanılır. Kitaplara iyi, kötü, faydalı, zararlı diye bakarlar. Dünyanın en büyük yanlışı burada yatıyor. Bana göre kitabın iyisi, kötüsü yoktur. Okumak için kitabın kapağını şöyle bir açtığımızda, bütün yazılanların doğruluğuna kaptırırsak kendimizi, elbette bundan kötülük de görürüz, zarar da. Şunu demek istiyorum; kitabın esiri olduğumuz gün, bizim için her şey biter. Ama kitaba hakim olduğumuz gün, küçük dünyamız genişler, her şeyi daha iyi anlamaya başlarız. İyinin, kötünün, faydalının, zararlının sınırlarını öğrenir, seçme hakkımızı kullanır, kendimize uygun gelen yolda ilerleriz.
Bütün kitapları sevelim, onları koruyalım.
Kitapların en büyüğü Kur'an, "Oku!" sözüyle başlar, bunu asla unutmayalım!