2008 yılında Sedat Peker'in adamı Boğaç Kaan Murathan'ın azmettirmesi ile Cumhuriyet'e molotofkokteyli attığını anlatan Bedirhan Şinal, dönemin özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi'nde görülen Ergenekon davasının 4 Ağustos 2011 tarihli duruşmasında ifadesini değiştirip polisleri suçladı.
BAŞBUĞ'A KARŞI GİZLİ TANIKLIK ET
Şinal, gazeteye atması için polislerin kendisine el bombası verdiğini ancak bomba atmaktan vazgeçip molotofkokteyli attığını söyledi. 11 Mart 2013 tarihinde ise savcı Muammer Akkaş'ın, 2012'de Afyon'da yaşanan cephanelik patlamasında İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon'u suçlaması için kendisine gizli tanıklık teklif ettiğini öne sürdü. Bu gelişmeler üzerine Bedirhan Şinal'e ifadesini değiştirdiği ve Savcı Akkaş'ı suçladığı için dava açıldı. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından yargılanan Şinal "sanık" olarak yer alırken, Savcı Akkaş ise davaya "müdahil" oldu.
PARALEL ŞANTAJ ARŞİVİ BOSTANCI'DA
Şinal, ifade değiştirme davasında paralel çeteyi ifşa eden şu çarpıcı açıklamaları yaptı: "Uzun yıllar emniyet içinde çöreklenmiş, silahlı terör örgütü faaliyeti yürüten Organize Şube, Terörle Mücadele (TEM) ve İstihbarat Şube tarafından kullanıldım. Farklı farklı eylemlerde kullanıldım, işadamlarına siyasi parti görevlilerine komplolar kurduk. Dinleme cihazlarıyla dinledik, yasadışı şekilde kişisel görüntülerini kaydettik. Şantaj amaçlı görüntüler Bostancı'da bir binada muhafaza ediliyordu. Burası arşiv olarak kullanılıyordu. 2011'de Ergenekon mahkemesinde bu yapının elemanı olarak kullanıldığımı ve tarihlerini anlatmıştım. İnsanlara karşı komplo kurarak insanların hayatlarını karartmak için kullanıldık. Ben bu işi kabul etmek mecburiyetindeydim. Bu yapı şantajla uyuşturucuyla insanları öldüren bir yapıdır." Anne ve babasız olduğu için Paralel Örgüt tarafından kullanılıp atılmak için seçildiğini aktaran Şinal, "2006'da emniyet içerisindeki bu yapı tarafından Ergenekon davasında belli askeri şahıslar ve mafya tabir edilen bazı insanlara yönelik emniyetin tertiplemiş olduğu komplo tezgahında görevlendirildim" dedi.
SAVCI AKKAŞ'I İLK AÇIKLAYAN BENİM
Şinal savunmasına şöyle devam etti: "Ergenekon mahkemesinde bazı şeyleri itiraf ettim. İsim vermedim ancak mahkeme başkanı ısrar edince ben de kendisine güvenip güvenemeyeceğimi test etmek için birkaç isim verdim. Gereğinin yapılmadığını görünce diğer isimleri vermeyi durdurdum. İtiraflarımdan sonra iftiralar atılmaya başlandı. Muammer Akkaş'ın böyle bir insan olduğunu ilk açıklayan benim. Daha sonra Sayın Erdoğan da açıkladı. Suç teşkil ettiği belirtilen ifademi kabul ediyorum, arkasındayım." Davayı 18 Kasım'da karara bağlayan mahkeme, Bedirhan Şinal'in "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan beraatına karar verdi. "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan ise ceza verilmesine yer olmadığı kararlaştırıldı. Şinal, Ergenekon davasında ise "Ergenekon Silahlı Terör Örgütü adına suç işlemek", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma", "genel güvenliği kasten tehlikeye sokma" ve "ateşli silahlar kanununa muhalefet"ten 18 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
HSYK'DAN AKKAŞ'A İNCELEME
Bu arada, Şinal'in iddiaları üzerine, HSYK, Savcı Muammer Akkaş hakkında "sahte gizli tanık temin etme" suçlamasıyla inceleme başlattı. Soruşturulmasına karar verilirse Savcı Akkaş, bu suçtan yargılanacak. Eski Özel Yetkili Savcı Muammer Akkaş, 25 Aralık darbe girişimini yapmaya kalkışmış, başarısız olunca da basına bildiri dağıtarak kamuoyunu yönlendirmeye çalışmıştı. Savcılıklardaki özel yetkili bölümlerin kaldırılması üzerine de Tekirdağ Cumhuriyet Savcısı olarak atanmıştı.