KİMİN FESİ?...

FARUK HAKSAL

 

Bir yanda gittikçe yoğunlaşan deniz kirliliği…

Öte yanda arıtma tesisinden yayılan pis kokular ve tesisin çevresinde yaratılan sivrisinek bataklıkları…

Çok uğraştık ve Akbük koyundan balık üretme çiftliklerini söküp attık.

Ama gelin görün ki, yerine sivrisinek üretme çiftliklerini ellerimizle kurduk…

Kader utansın, ne diyebiliriz ki, tevekkül ya bismillah…

Söylüyoruz, itiraz ediyorlar; ama biz ısrarcıyız:

- Aziz Nesin erken öldü…

Bu memlekette altını çizip, dizi dizi kahkaha üretecek o kadar çok karabet var ki…

Yaz yaz bitmez.

Otur, gözyaşı dök, silmeye mendil yetmez.

Gittikçe artan deniz kirliliğini yerinde incelemek için “İl Çevre Sağlık Komisyonu” geçtiğimiz Cuma günü Akbük’e geldi.

Komisyon ilk önce, denize girmek için Akbük yerine genellikle Bodrum’u tercih ettiği söylenen belediye başkanını ziyaret etti ve kendisinden deniz kirliliği hakkında bilgi aldı.

Garip değil mi Aziz Nesin ağabeyimiz, çok acayip değil mi?..

Komisyon Bodrum denizindeki kirliliği sorgulasa, durum normal.

Ama söz Akbük’ün denizine gelince, garip, çok çok acayip…

Çelişkiler, gariplikler, acayipler diz boyu…

Tarih temmuzun ortasını sollamış koşuyor.

Akbük’ün ana caddelerinde boydan boya yol tamiratı…

Gerçeğine inerseniz yol tamiratı da değil, yollara zift döküp, üstüne ince çakıl serpiştirmek…

Beldede inşaat yasağı var, ama yollar hallaç pamuğu…

İnşaat yasağının nedeni nedir?

Akbük’e tatil yapmaya gelmiş olanların rahatını huzurunu kaçırmamak.

Onları gürültüye, toza dumana, pisliğe terk etmemek.

Peki ya ana cadde üzerindeki bu yoğun faaliyet neyin nesi?

Ve illaki de hemen sormak zorundayız;

- Kimin fesi?..

Sonra geceleri geç saatlere kadar süren yüksek volümü [3. sınıf] şarkı/ türkü/pop sarmalının oluşturduğu karmaşa, “gürültü kirliliği” yasağına dokunmuyor mu?..

Demek dokunmadan teğet geçiyor, hay Allah!..

Akbüklü yurttaş, bu karmaşanın ortasında tatil yaparak acaba, 3. sınıf bir pavyonda ızdırabını mı damıtmaya çalışmaktadır?..  Yoksa Akbük beldesine gelip huzur içinde tüm yılın yorgunluğunu savuşturmakla mı boğuşmaktadır?

Ne dersin Aziz Nesin Usta?..

Ve niçin gülüyorsun Cennetteki köşenden bizlere acı acı?..

Bizler senin erken gittiğine iman edenlerdeniz.

Gitmeseydin.

Oturup bir “Zübük” de Akbük için yazsaydın.

Ve bizleri, bütün bu garabetlerin içinde güldürmesini bilseydin, düşünmesini öğretseydin, çareler üretmenin yöntemlerini gösterseydin.

Belki de seni bunun için yaktılar.

Sahi, bu neden bugüne kadar hiç kimsenin aklına gelmedi.

Çünkü bizce, Türkiye’nin aydınları Akbük’ü bilmiyorlar, görmemişler ve bu garabetler ülkesinde [örneğin] sivrisineklere yem olup, lağım suları ile yan yana yüzmemişler.

Çaresiz bir suratla umarsız yaşamamışlar