CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Aydınlılardan ‘hayır’ kampanyasına destek isteyerek, “Biz bu vatanı sokakta bulmadık. Kuvayi Milliye olan Aydın’da bir tek ‘evet’ oyu bile çıkması beni rahatsız eder” dedi.
Aydın Büyükşehir Belediyesinin temel atma töreni ve biz dizi ziyaret için Aydın’a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Nazilli ilçesinde sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldi. Buharkent’te Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, CHP İl Başkanı Bayram İnci ve milletvekilleri tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, konvoy eşliğinde toplantının yapılacağı Ahmet Şensan Kültür Merkezine geldi. CHP Genel Başkanı olarak değil ülkesini seven bir vatandaş olarak Aydın’da bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bugün konuştuğumuz konu parti meselesi değil, memleket meselesidir. Biz bu ülkede birlikte barış içinde yaşamak istiyoruz. Bana saldırmalarına rağmen ağzımdan kötü bir laf çıkmadı. Çünkü bu ülkeye hizmet etmek istiyorum. Benim gibi düşünmeyenlerin de düşüncelerini ifade edebileceği bir demokrasi istiyoruz. Ülkede tarafsız bir cumhurbaşkanı olması gerekiyor. Ancak yeni düzenlemede başkan aynı zamanda partinin de genel başkanı olacak. O zaman nasıl 80 milyonu temsil edecek. Arabasında partisinin bayrağını mı taşıyacak, Türk bayrağını mı taşıyacak? Bu ülkede sadece valiler, büyükelçiler ve cumhurbaşkanı devleti temsil ettiği için arabasında Türk bayrağını taşır. Şimdi biz tüm bu geleneklerimizden vazgeçiyoruz. Bu partileri değil, bütün vatandaşlarımızı ilgilendirir. Bunun için herkesin düşünerek sandığa gitmesi gerekir. Cumhurbaşkanına Meclisi fesih etme yetkisini vermeye hazır mıyız? Bu yetki verilemez. Çünkü bu milletvekilleri halk tarafından seçilerek oraya gönderiliyor. 70 milyonun oyuyla seçilen milletvekili, bir kişi çıkıp ‘Ben milletin iradesini tanımıyorum’ diyerek TBMM’yi fesih edemez. Milletin iradesine saygıysa bu doğru değil. Bu devlette liyakat sisteminin çökmesi anlamına geliyor. Devleti ayakta tutan liyakat sistemidir. Osmanlı tarihinde de bu böyledir. Padişah her şeye muktedir değildir, olmamıştır da zaten. Birilerine danışmıştır. Şimdi biz devleti bir kişiye teslim edip tepe tepe kullan diyoruz. Şimdi düşünme ve sağduyu zamanı. Aklımızı kullanacağız, aklımızı başkasına kiraya vermeden gidip doğru olan oyumuzu vereceğiz” diye konuştu.
“Yeni sistemde milletvekilleri ne işe yarayacak?”
Yeni modelde başbakanlık diye bir makamın olmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Çünkü başbakan gelip Meclise hesap verir ve güvenoyu ister. Şimdi getirilmek istenen düzende bunlar yok. Eğer bir hükümet Meclisten güvenoyu istemeyecekse, biz niçin milletvekillerini seçip Meclise göndereceğiz. Bu milletvekilleri ne işe yarayacak? Yeni sistemde hiçbir milletvekili bakan olmayacak. Şimdi bir derdi olan sorunlarını milletvekillerine anlatabiliyor. Yeni modelde milletvekiline telefon etmesine gerek yok. Bakanların hiçbiri milletvekilliğinden gelmiyor, onlara karşı sorumlulukları yok. Bu yüzden hiçbir milletvekili telefona çıkmaz. Bu modelde hakimler tarafsız olamayacak. Adalete, adliyeye siyaset girmiş olacak. Bakanların hiçbiri milletvekili olmayacak ama milletvekili gibi dokunulmaz olacaklar. Milletin seçmediği bir adama biz niye dokunulmazlık vereceğiz? Mevcut sistemde bakanlar hesap veriyor. Yeni modelde gensoru yok, malı götür hesap soran yok. Milletvekili sayısını 600’e çıkarıyorlar. 550 bile fazla, makul sayı 450’dir. Birilerine vaatte mi bulundular? İşin şakası yok, hepimizin oturup düşünmemiz lazım. Biz bu vatanı sokakta bulmadık. Efeler diyarı olan Aydınlılar bu ülke için ne bedeller ödendiğini çok iyi biliyor. Kuvayi Milliye olan Aydın’da bir tek ‘evet’ oyu bile çıkması beni rahatsız eder. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Gazi Meclisin elinden yetkileri alınmak isteniyor. Çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var. Kavga ve dövüşle değil, düşünerek doğruyu seçmemiz lazım.”
‘Hayır’ çıkarsa kaos çıkacağı yönündeki yorumların gerçeği yansıtmadığını savunan Kılıçdaroğlu, “Niye kaos olsun? Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve valiler görevlerinin başında. Ama ‘hayır’ çıkarsa ‘Benim TBMM’e dokunma. Biz sizi seçip oraya gönderdik. Meclisin elinde yetki alınırsa milletin elinden yetki alınır’ düşüncesi hakim olacak. Bu değişikliğin en kötü taraflarından bir tanesi bir kişiyi kandırırsanız en geç 24 saatte Türkiye Cumhuriyeti’ni elinize geçirirsiniz. Hani diyorlar ya FETÖ 30-35 yıl çalıştı devleti ele geçirdi. Şimdi buna gerek yok, şimdi 24 saatte devlet ele geçirilebilecek. Türkiye bu kadar uzun bir devlet olmalı mı? Bu parti meselesi değil. Bu yüzden bir ortak payda oluşturmalıyız. Bayramımız, vatanımız, demokrasimiz ve birlikte yaşama arzumuz bizim ortak paydamızdır” şeklinde konuştu.
“Avrupa’da ayrışmaya neden oldular”
“Diline hakim olamayan devleti iyi yönetemez” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bana Karadeniz’den iş adamları geldi. ‘Biz fındığımızı Avrupa’ya satıyoruz. Bunlarla kavga edersek ürünümüzü satamayız’ dediler. Daha iyi hayat şartları elde etmek için Avrupa’ya giden gurbetçiler kardeşlerimiz zor durumda. Avrupa’da büyük bir ayrışmayı ortaya çıkardılar. Dış politikada dikkatli bir dil kullanmak lazım. ‘Rakka’ya, Münbiç’e gideceğiz’ diyorlar, gidin kardeşim. Ne Rakka’ya gidiyorlar ne de Münbiç’e. Başbakan Bülent Ecevit hiçbir zaman ‘Kıbrıs’a gideceğiz’ demedi. İş bittikten sonra çıkıp açıklama yaptı. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Devlet adamlığı bu değildir. Dediğini yapamazsan itibarını kaybedersin. Aydın’ın Bulamaç Adası var. 1943 İngiliz ve 1951 Amerika belgelerinde buranın Türk adası olduğu yazıyor ama şimdi orada başka bir ülkenin bayrağı var. Ben söylüyorum ama bu adamların sesleri çıkmıyor. Niçin çıkmıyor, çünkü ilk kez Türkiye Cumhuriyeti toprak kaybetti. Dinden, imandan bahsederler. İsrail’de hoparlörden ezan okunması yasaklandı, çıkıp tepkimizi ifade ettim ancak bu Ankara’daki beylerden eleştiri bile gelmedi.”
Salondakilerden ‘hayır’ kampanyasına destek isteyen Kılıçdaroğlu, “Bu yüzden her gün 4-5 kişiyi ikna edeceğiz. Kırlara gidip piknik yapmayacağız. Bu bir devlet meseledir. Çocuklarımıza onurla ‘Ben bu anayasa değişikliği referandumunda hayır oyu kulandım’ diyebilmek için üzerimize düşeni yapmalıyız” dedi.