Yaşamak bir kültürdür, bu da kent kültürüyle bir bütündür. Yaşamın kalitesinin yüksekliği, yaşadığımız yerle doğru orantılıdır. Kenti gezmek, gözlemlemek, algılamak ve gaile edinmek konusunda, kentte yaşayan herkes duyarlı olmalıdır. Kentin içindeki olumsuzlukların, yetersizliklerin giderilmesi ve yeni durumlara göre geliştirip güzelleştirilmesi, özellikle yerel ve merkezi yöneticilerin, kurumların, seçilmişlerin, atanmışların gailesi olmalıdır. Yaşayanlar olarak da bizim, aksaklıkları, eksiklikleri düzeltme yönünde üzerimize düşenleri yapmamız gerekir ki, sağlıklı bir yaşam sürdürebilelim. Ve çocuklarımıza yaşanılabilir bir kent bıraka bilelim. Umursamazlık mı demeli, yoksa yetersizlik mi demeli Söke daha çağdaş, daha yaşanılabilir bir kent olma yolunda kaplumbağa hızıyla yol alıyor…
Kısaca, günlük koşuşturmaca ve yaşama uğraşı içinde, göze batan olumsuzlukları düşünme fırsatı bulamayanlar, ya da "ne yapabilirim ki" çaresizliğiyle olumsuzlukları yaşamayı sürdürenler için bir sözüm yok ama; yerelden ya da merkezden ilgililerin dikkatini çekmesi umuduyla gözlemlerimi bıkmadan usanmadan paylaşmayı sürdüreceğim;
Hükumet Meydanı, Aydın Caddesi ve İstasyon caddesi. Kentin can damarı, beyni, kalbi. * Kentin bu bölümünde saat 18'den sonra müthiş bir hava kirliliği oluşuyor, o saatlerden sonra pencereleri açmak mümkün olmuyor. * Gece sokak ve alanlardaki aydınlatmalar çok yetersiz ve toplumda sat 10'dan sonra çok zorunlu olmadıkça sokağa çıkmama ürküntüsü gözlemleniyor. * Her iki caddede ve bunları birbirine bağlayan sokaklarda kesilmiş, kırılmış, kesilmiş, kurumuş, yerinden sökülmüş ağaçları 78'den sonrasını saymayı bıraktım sıkıldığım için. Bunları yenilemek çok zor mu acaba? *Yine caddeler üzerinde bir çok mazgal çevresindeki çöküntüler yüzünden su birikintileriyle buluşamıyor. Bunun ne demek olduğunu, kaldırımda yürürken, bu birikintilerden taşıtların sıçrattığı sulardan zarar gören vatandaş daha iyi biliyordur sanırım. * Kaldırımlardaki sarı parkelerin ne işe yardığını kavramamış sürücülerin araçlarını kaldırımda geçişi engelleyecek şekilde park etme alışkanlıkları hala sürüyor. Kaldırım başı engel direkleri yeterli değil gibi. * Söke’mizde günden güne hızla arttığı dile getirilen araç sayısının yarattığı park sorunuyla ilgili çözüm üretme çalışmaları var mı? Kent Trafik Komisyonuna sormak lazım. Aynı komisyona bir soru daha; günde defalarca Hükümet Meydanındaki tıkanma yüzünden Çınarlı kahveye kadar uzayan araç kuyruğuyla ilgili bir çözüm çalışması var mı?
Bunu sorun olarak görmeyenler için; * İki kilometreye yaklaşan bu araç zincirini oluşturan taşıtların sürekli çalışır durumda olması nedeniyle ve her gün, bunun onlarca kez tekrarlanmasının getirdiği yakıt israfı, * Ekzosların yarattığı hava kirliliğinin cadde üzerindeki konutlarda ve iş yerlerinde yaşayanlara verdiği zarar ile bu kirliliğin yoğunlaştığı ASKİ çevresinde oluşan insan kalabalıklarına, aynı yerde çoğalan yemek evlerine olumsuz etkileri bence önemsenmelidir. Hele “Aydın’da beş kişiden biri kanserden ölüyor” açıklamasının yapılmasından sonra bu konu üzerine özellikle eğilmek gerektiğini düşünüyorum.*Uzun taşıt konvoyunun yarattığı görüntü kirliliğiyle birlikte sabırsız sürücülerin, gereksiz korna çalmaları yüzünden oluşan gürültü kirliliğinin farkına varılmalıdır, önerisinde bulunmak istiyorum. Çünkü caddeyi çevreleyen konutlarda uyuyan çocukların, yaşlıların ve hastaların var olabileceği düşünülmelidir.
(Sürecek)