Meslektaşım…
Cüzdanında gazeteci kimliği taşıyor…
Hemşehrim…
Benim gibi o da Aydın'da yaşıyor…
Adı, Duran. Soyadı, Teke.
Meslektaşım Duran Teke'nin bir yazısını okuyunca "pes!" dedim.
Aydın'da yaşayan, eli kalem tutan herkesi Aydın gönüllüsü sanıyoruz ya!
Her Aydınlı gazeteci bölgecilik yapacak değil ya…
Benim nazarımda, gazeteci kimliği taşıyan bir kişide olması gereken özellikler sırasıyla;
1- Aydın'ın değerlerini korumalı.
2- Aydın'ı ve Aydın'da yaşayanları düşünmeli.
3- Suyunu içtiği, havasını soluduğu Aydın onun için bir çok şeyden önce gelmeli.
4- Çocuklarımıza emanet bırakacağımız Aydın'ın ortak müştereklerinde yeri geldiğinde masaya yumruğunu vurabilmelidir.
5- Dürüst, namuslu olmalıdır.
Gazeteci dediğin dürüst ve namuslu olmazsa yazdıklarında objektiflikten uzaklaşır. Çıkarları ve menfaatleri öne çıkar. Kalemini halk için değil, kendi çıkarları için kullanmaya başlayınca da işin suyu çıkar.
Gazeteci dediğin özellikle kendi meselesi olunca yazmamalıdır. Özel meselesini köşesine taşırsa hissiyattan kurtulamayacağından yanlış yapmaya müsaittir.
Sayın Duran Teke'de bu hataya düşmüş…
Jeotermal enerjinin Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne verilmemesi yönünde uyarılarda bulunmuş. Bu uyarılarını Aydın Valiliğine yapmış.
Biraz araştırdım!
Sordum, soruşturdum!
Aydın düşmanı değil!
Aydın'da yaşayanlara da düşman değil!
Geriye tek bir şüphe kalıyor!
O da, Aydın Büyükşehir Belediyesiyle husumeti olup olmadığı…
Bu konuyu da birazcık araştırayım, dedim. Bir de baktım ki, şüphemde haklıymışım. Duran Teke'nin reklam totemleri Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından söktürülmüş. Totemlerin sökülmesi doğrudur veya yanlıştır. Bu saatten sonra bu konuya girmenin anlamı yok. Zira sayın Duran Teke takındığı tavırla bu olayda sınıfta kalmıştır. Gördüğüm kadarıyla özel meselesini, Başkan Özlem Çerçioğlu ile olan husumeti herşeyin önüne geçirmiştir.
Jeotermal Aydın Büyükşehir Belediyesine verilmesi gerekiyorsa verilmelidir. Bunun önünde kimse durmamalıdır, duramaz da…
Jeotermal Aydın'ın olmazsa olmazıdır. Aydın için hayati önem taşıyan bu projede kimsenin özel meselesine, kişilerle olan husumetine bakılamaz. Biz gazetecilere de bu noktada düşen görev, sorumluluk bilinciyle hareket etmekten başka bir şey değildir.
Sayın Duran Teke'nin hırsına kurban gidip, "Jeotermali Aydın Büyükşehir Belediyesine vermeyin!" şeklindeki Aydın Valiliğine çağrısı haddini aşmaktır.
Evet…
Sayın Duran Teke haddini aşmıştır. Aydın'ın ve Aydın'da yaşayanların hatta kendi çocuklarının bile çıkarlarını gözardı etmiştir. Yarın kendisinden bunun hesabı sorulacak haberi yok.
Durum vahim Aydın halkı…
Siyasetçisi, bürokratı, sivil toplum örgütü temsilcisi ve de gazetecisi vs… biraraya gelmiş Aydın'ın geleceğiyle oynuyorlar. Bir hırs uğruna çocuklarımızın geleceğine dinamit yerleştirmekten çekinmiyorlar.
Bütün hesaplar Başkan Çerçioğlu'nun ayağına çelme takmaya yönelik...
Aydın'ın malları ilgili bakanlıklara pay edilmiş, bu kişilerden ses çıkmıyor. Sanırsınız ki, hepsi Aydın düşmanı. Bu konuda kıllarını kıpırdatmadan seyretseler ona da razıyız. Ama tam tersine Aydın'ın ve Aydın halkının malı olan değerlerinin geri verilmemesi için çaba sarfediyorlar. Kapalı kapılar ardında iş çeviriyorlar.
Oynanan Bizans oyunu…
Bunlar da Brütüs…
Aydın insanı görmeli…
Kendisi için çalışanı da köstek olanı da bilmeli…
Bu konuda Başkan Çerçioğlu'na görev düşüyor. Bu Brütüsleri ve çirkin oyunlarını her defasında kamuoyuyla paşlaşmalıdır. Bıkmadan, usanmadan bu konuda çalışmalıdır. Zira onlar ne yaptıklarından utanıyorlar ne de yapacaklarından geri kalıyorlar.
Hep birlikte, el birliğiyle Aydın'ın geleceğine yerleştirilmek istenen dinamitleri yok edelim. Bunun için özellikle sorumluluk bilinciyle hareket eden gazetecilere iş düşüyor. Çirkin saldırıları ve oynanan oyunları püskürtmenin tek yolu bu zihniyeti halka şikayet etmekten geçer. Haksızca saldırılar karşısında Başkan Çerçioğlu'nu ne biz ne de Aydın halkı yanlız bırakmamalıyız. Bu bizim yegane görevlerimiz arasında yer almalıdır.
Daha yaşanılabilir bir Aydın için el ele, herkes göreve…