Özer Türkün Kuşadası Kaymakamlığı 1967-1970 yılları arasında olmuştur. O geldiğinde Kuşadası Belediye Başkanı rahmetli Şaban Alkıştı. Şaban Alkış, Kuşadasını ağaçlandırması ile tanınır. Özer Türk onun bu özverili çalışmalarını turizmle taçlandırmak ister. Ama 1968de Şaban Alkışın yerine Taylan Sağanak Belediye Başkanı olunca Özer Türk çalışmalarına yeni başkan Taylan Sağanak ile devam eder.
O yıllarda Kuşadası Turizm Bürosu Müdüresi Zafer Hanımdı. Zafer Hanım, Tatil Köyü Müdürü Ataman Bey, Kısmet Otelin sahipleri Hümeyra Özbaş, İmbat Otelin sahibi Ali Rıza Özbaş, Akdeniz Turizm Acentelerinin kurucusu ve sahibi sinemacı Naci Akdoğan, Haşmet Akdoğan, Turgut Koyuncuoğlu ve Şaban Alkışın çabaları ile Kuşadası Yat Kulübü kurulur. Bu kulüp hem Taylan Sağanakın Kuşadası Belediye Başkanı olmasına ve hem de Kuşadasının turizm alanında boy göstermesine yardımcı olur.
Özer Türk, Kuşadası turizminin ilk ateşini yakar. Öyle ki onu unutamayan vefalı Kuşadası halkı onun anısına KUŞADASI ÖZER TÜRK STADYUMUnu yaparak, onun adını ebedileştirir. Ne yazık ki bu büyük insanın özgeçmişi hakkında elimizde yeteri kadar bilgi yok. Onu ve hizmetlerini başkalarının anlatımıyla tanımaya çalışacağız.
Mehmet Konuk bey bir anısında ondan şöyle söz ediyor: Özer Türk ilçemize kaymakam olarak atandıktan sonra yaptığı çalışmalarla bize turizm bilinci aşıladı. Daha sonra Kaya Şavkay ilçemizde Turizm Müdürü olarak göreve başladı. Onun da Kuşadasına unutulmaz katkıları olmuştur. Belediye başkanımız Sayın Şaban Alkış bizi turizm ile kalkınacağımıza inandırdı. Böylece turizm hareketi başladı. Kuştur, Ömer ve Fransız Tatil Köyleri o yılların ürünüdür. Meryem Ana ve Efesin ziyarete açılmasıyla Kuşadası turizmde emin adımlarla yürümeye başladı.
Özer Türk ile Kaya Şavkay Kuşadasını turizme açmak için el ele verirler. Burada onlara en çok desteği Sökeli olan Kuşadalılar verir. Rahmetli Ömer Kocaönere Yavansudaki malikhanesini ve arazisini tatil köyü yapmasını isterler. Özer Türk çok sevdiği Ömer Bey için kurulacak tatil köyünün bir maketini hazırlatır. Ömer Bey önce olmaz der, ama sonra olaya yavaş yavaş ısınmaya başlar. Ömer Tatil Köyü böylece Özer Türkün çabaları ile 1968 yılında camping olarak hizmete giriyor. Vali Nihat Danışman, Ahmet Güçsav, Özer Türk ve eşi Ediz Hanımın bu yerin turizme açılmasında Ömer Beye önemli katkıları oluyor.
Özer Türkü anlatanlardan biride rahmetli Hümeyra Özbaştır. Kuşadası adlı kitap için yaptığı bir söyleşide Müjgan Şavkay Hanıma Özer Türk ile ilgili olarak şu anıyı anlatmıştır:
Rahmetli kaymakamımız Kuşadasını 1967 yılında geldiler. Özer Türk çok beyefendi, dünyanın en şeker insanlarından biriydi. Bugün ki Kısmet Otelin olduğu yere buraya illa bir otel yapacağız diye tutturdu. Orası şehir planında park olarak ayrılmış yani olacak şey değil. Özer Türk; otel yapmazsanız ben burayı istimlak ettirir, yine otel yaptırırım dedi. Baktık ki kurtuluş yok, otel yapacak kadar paramızda yok. Yine Rahmetli Özer Türk aracılığıyla bir alman acenta geldi. Onlar bize oteli yapmamız için avans verdiler. Böylece ilk binayı yaptık. Binayı bitirir bitirmez Danimarka Kraliçesi buraya balayına geldi. Şimdi ki otel binasını sonra yaptık.
Aslında Kuşadasını dünyaya tanıtan kadın Rose Mary Goldwindir. Onun geldiği dönemde Özer Türk kaymakamdı. Özer Türk Kuşadasını turizme açtı. Gördüğünüz her şeyi o güzel insan başlattı. Kuştur, Ömer Tatil Köyü, Fransız Tatil Köyü, Kısmet Otel, Kervansaray ve Küçük Adanın restorasyonu onun zamanında yapıldı. Kuşadası turizm hayatına Özer Türk ve Rose Marynin işbirliği ve çabaları ile başladı. Ayrıca milli parkı da Rose Mary yaptırttı. Bugün ki milli parkı, Bafa Gölünü ona borçluyuz. Rose Marynin küllerini Bafaya serptik. Şimdi o Bafada uyuyor.
Rahmetli Özer Türkü bir başka anlatan kişiyse Sökenin avukat ağabeyi rahmetli Ahmet Güçsavdı. Ahmet Bey ile çok iyi bir dosttuk. O beni sever, bense sayardım. Yazılarımı okur, eleştiri ve kritiğini yapmak üzere dükkanıma gelirdi. Kendiside yazıyordu. Bana bir ara Kuşadası, Özer Türk ile ilgili bazı şeyler anlattı. Bunu anlatması şu konu içindi. O günlerde Sökede Kaymakam Emir Durmazdı. Onun başkanlığında SÖKEV (Söke Eğitim Vakfı) kurulmuştu. Kurucular arasında Ahmet Güçsavda vardı. Söz bundan ve kaymakam Emir Durmazdan açılmıştı. Ahmet Bey, Emir Durmazı hem seviyor hem de takdir ediyordu. O gün bana:
- Tekin Bey, kaymakam deyip geçme, ben sana Özer Türkü anlatayım da gör. Adam köyden nasıl bir Kuşadası yarattı! Ahmet Bey, anlatmayı seven bir insandı. Kendisi ile 3 kere tv programı yapmıştım. Anlattıklarını demese bile yazmamı isterdi. O gün Özer Türkü bana şöyle anlattı:
-Kaymakam Özer Türk, Kuşadasını 1967 yılında geldi. Amcam Ömer Kocaönerin şimdiki Ömer Tatil Köyünün olduğu yerde yazlık,ç ok güzel bir malikhanesi vardı. Amcam rahmetli, çok konuksever, sofrasını paylaşan bir insandı. Ben amcamın hukuk danışmanlığını ve avukatlığını yapıyordum. Bu nedenle günlerimin çoğu onların yanında geçiyordu. Bu arada Özer Türkle tanıştık. Kısa sürede dostluğumuz ilerledi ve ahbap olduk. Adam, insanları etkiliyordu. Çok güçlü bir ikna yeteneği vardı. Ondan etkilenmemek elimizde değildi. Kuşadası için büyük hayalleri vardı. O yıllarda kimsenin bilmediği turizm ekonomisi işletmesinde o bir şeyler yapmak istiyordu. Rahmetli amcam onu dinlemekten hoşlanıyor, ona inandığı bu davada yardımcı olmaya gayret ediyordu. Özer Türk, sık sık Yavansudaki amcamın malikhanesine gelirdi. Bizim grup dediğimiz arkadaşlarla burada hem yemek yer hem de Kuşadasının turizmle nasıl kalkınacağını konuşurduk. Bu konuşmalardan bugünkü turizm yıldızı olan Kuşadası doğdu. Bizim hayallerimizde beton yığınlarının öldürdüğü Kuşadası yoktu. Denizle yeşilin kucaklaştığı, iki sevgili gibi sarmaş dolaş olduğu bir Kuşadası vardı. Bakın ben Kuşadasına artık gitmiyorum.
Bir gün amcam ile Aydın Valisi olan Nihat Danışmanı ziyarete gittik. Ona Özer Türkten söz ettik.O da:
- Evet, çalışkan bir genç, onu desteklemek ülkemizin geleceği için hepimizin boynunun borcudur. dedi. O zaman bende :
- Sayın Valim ona ilk yardımı ve desteği bizde buradan başlatalım mı? deyince o yüzüme bakarak:
- Nasıl? diye tekrar yüzüme baktı.Ona:
- Bizde küçük adayı, Kervansarayı, (Kurşunlu Hanı) restore ederek işe başlasak. Vali başını sallayarak:
- Bu imkansız, vakıfların bütçesi çok kısıtlı dedi.Ona:
- Sayın Valim, olsun. Biz küçük bir bütçeyle işe başlayalım. Bu iki yılda biteceğine varsın 4 yılda bitsin. Oda:
- Neden olmasın? Dedi ve o yıl bu işe başladık. Kervansarayın o zamanlar ki adı Kurşunlu Han idi. Böylece ilk katkı ve destek sağlanmış oldu. Özer Türk bu olaydan sonra, bana ve amcama çok yakın durdu. Kuşadası Kaymakamlığında, Muğla Valiliği yıllarında, Güneybatı Ege Turizmine çok büyük katkıları oldu. Bunları söyledikten sonra yüzüme anlamlı anlamlı baktı. Sonra tekrar konuşmasına şöyle devam etti:
- Tekin Bey, bugün kurduğumuz SÖKEV yarının Sökesinin parlayan yıldızı olacaktır. Sökede Yüksek Öğretimi SÖKEV Sökelilerle el ve gönül birliğiyle başlatacaktır. Memleketimizin kültür alanında gelişmesini, cehaletin yok edilmesi için gereken savaşı işte bu kurum verecektir. Kuşadası ve bölge turizmine emek veren Özer Türkü, Muammer Ülgen Paşayı, Vali Enver Saatçigili, Vali Nihat Danışmanı, Vali Turgut Eğilmezi, Vali Recep Yazıcıoğlunu, Vali Ünal Özgödeki, Hümeyra Özbaşı saygıyla anıyorum. Bu saygı değer valilerimizi Kuşadası Halkı asla unutmayacaktır. dedi. Ben bu valilerden sadece Recep Yazıcıoğlunu tanıdım. Onun hizmetlerini değişik açılardan yazarak anlattım. Babasının vefatı nedeniyle yapmış olduğumuz tv programında onun Kuşadası Turizmi için verdiği emek ve katkıları anlattık. Bu insanlar Kuşadasının bugünkü merhaleye ulaşmasında çok büyük özverili çalışmalar yaptılar. Hepsinin ruhları şad ve makamları cennet olsun.
NOT: Pazartesi günü Ahmet Güçsav Kuşadasını Anlatıyor.