KASETLER TERS TEPECEKTİR, ÇÜNKÜ...

FARUK HAKSAL

(faruk haksal)

Türkiye kaderini belirleyecek çok önemli bir seçime doğru gün be gün yol alıyor.

Ortalık toz duman…

Birbiri peşi sıra kasetler uçuşuyor seçim arenasında…

Başbakan’ın seçim mücadelesinde en çok yaslandığı “araç” bu pornografik olduğu söylenen kasetler…

Millette bir merak, ümmette bir telaş…

Başbakan bir yandan bu araçları sonuna kadar kullanıyor, bir yandan da ortaya çıkan bu çirkinlikle hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürüyor…

Peki kim ilgili bu kasetlerle?..

Kim getiriyor onları seçim meydanlarına?..

Bu noktada sorgulanması gereken bir diğer konu da şudur:

- Baykal’a karşı düzenlenen kaset komplosu ile ilgili soruşturmada küçücük de olsa bir yol alınabilmiş midir?

Aradan önemli bir zaman geçmiştir.

Soruşturma dosyası, ilgili savcının sumeninin hemen yanı başında pinekleyip durmaktadır…

Savcı beyin sumenin altında ise, bir başka önemli dosya beklemektedir:

- Deniz Feneri klasörleri!..

Yargı bağımsız mıdır?

Peki eğer bağımsızsa, bu dosyalar niçin ve neyi beklemektedir?

Meclis başkanının sumeni altında biriktirilen dokunulmazlık dosyaları da benzer şeyleri beklemekte ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde koltuk sahibi olan milletin vekilleri, haklarındaki yolsuzluk dosyaları nedeniyle evlerinin kapısından alınları ak bir biçimde çıkamamaktadırlar…

Siyasetin altını üstüne getirmekte olan kasetlerde neler vardır?

Duyduğumuz kadarı ile cinsel nitelikli bazı özel görüntüler…

Bu görüntüleri önemli kılan nedir?

Siyaset adamlarımızın bazı cinsi latif hatunlarla sıkı fıkı temaslarının görüntülenmekte olması mı?..

Hiç sanmıyoruz…

Şimdi gelelim sorularımıza:

1.- Doğal bir cinsel yakınlaşma ilişkisi ne zaman önemli bir siyasal materyal haline gelebiliyor?..

Yanıt: O yakınlaşmanın tarafları birbirleri ile evli değillerse…

2.- İmam nikahı ile evlendiklerini ileri süren kişiler yasalarımıza göre evli midirler?

Yanıt: Hayır, asla!..

3.- AKP siyasetçilerin kaçı yasal evliliğinin yanına ikinci bir imam nikahı eşi oturtmuş bulunuyorlar?..

Yanıt: azımsanmayacak bir miktar…

4.- Siyasal dinci kadroların hedefinde olan şeriat düzeninde bir erkeğin 4 adet eş edinmesi caiz midir?

Yanıt: Evet caizdir!..

Yukarıdaki küçük ve önemsiz soruların yanıtları bizi basit ve yalın bir gerçeğin kapısına getirmektedir:

Bu gerçek şudur: Siyaset meydanlarında ahlaksızlık örneği olarak takdim edilen davranış türü, toplumumuzun önemli bir kesimince benimsenen ve hatta hedeflenen bir ilişki biçimidir.

Esas ayıp olan, suç olan ve etik olmayan davranış, [hal böyle iken] köşeye çekilip bu tür yasa dışı ve çirkin yöntemlerden siyasi çıkar üretmektir…

Bu tür yöntemlerden yarar sağlamaya çalışmak aynı zamanda Türk halkını tanımamak anlamına gelmektedir.

Televizyonlarımızın en çok seyredilen dizisi olan Süleyman dizisini düşünün bir kez…

Dizi engellisi izleyicinin önüne konan senaryoda Süleyman’ın muhteşemliği sadece harem entrikaları içinde boyutlandırılmaktadır…

Koca Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli döneminin padişahı, Cumhuriyet Türkiye’sinin halkına saray entrikalarının fırıldak bir “jön”ü olarak takdim edilmektedir…

2011’in Türkiye’sinde kaset komplolarını düzenleyenlerin atladıkları önemli gerçek sanıyoruz halkımızın bu türden “jön”lere karşı duyduğu “ilgi,” azıcık haset ve bir tutam “keşke” duygusu ve hatta bol kepçe “saygı”dır…

Ters tepecektir sayın ve muhteşem komplocular!..

İnanın bana, ters tepecektir yaptıklarınız…

Çünkü bu halkın en saygı duyduğu mizah ustası, eşeğine ters binen Nasrettin Hoca ile kendisine aptal tanısı koyan koca Aziz Nesin’dir