Eğer [gerçekten] hukuk içinde hareket edeceksek durum, yaşamakta olduğumuz koşullardan oldukça farklıdır.
Kanun Hükmünde Kararnameler de hukukun içindedir.
Ancak...
Kanun Hükmünde Kararname -sadece- varoluş gerekçesinin sınırları içinde kurallar vazedebilir.
Kanun Hükmünde Kararnameler, bilindiği üzere, olağanüstü hallerde devreye sokulan acil ve geçici bir önlemdir. Adı üstünde acil ve geçici bir önlem.
Niçin acil?
Çünkü, ülkenin yaşadığı olağanüstü hallerde, olağanüstü tedbirlerin alınabilmesi için TBMM by-pass edilerek, yasa çıkartmak yetkisi Bakanlar Kurulu'na, yani hükümete devredilir.
Böylece hukuk devletinin en temel ilkelerinden birisi olan kuvvetler ayrılığı ilkesi bir süre için boz dolabına konur.
Niçin geçici?
Çünkü, TBMM süresiz olarak by-pass edilemez!
Milli egemenlik, hükümet egemenliği haline getirilemez!
Dillerden düşürülmeyen Milli İrade'nin üstünlüğü söylemi çöp sepetine atılamaz!
Ayrıca...
Kanun Hükmündeki Kararnameler, -sadece ve yalnız- olağanüstü halin ilan edilmesine neden olan olayın ya da nedenlerin bertarafı yönünde tedbirler almakla, çözümler üretmekle sınırlı olabilir.
Kanun Hükmünde Kararnameler ülkenin, tek başına ve sınırsız yetkilerle Hükümet [ve aslında tek adam] tarafından keyfen yönetilmesi yönünde kullanılamaz.
Kanun Hükmünde Kararnameler, ülkenin ulusal çıkarları gerektirdiği takdirde ve ancak bu amaçla [ve bu sınırlar içinde] ihdas edilebilir.
Kanun Hükmünde Kararname, hukuki sınırlar kapsamında, geçici bir süre için hukuk devleti ilkesinin dışına çıkma imkanı veren olağanüstü zamanların olağanüstü bir tedbiridir.
En önemlisi ve mutlaka, koşulların imkan tanıdığı en yakın tarihte Kanun Hükmünde Kararnamelerin TBMM'nin onayına sokulup, gerçek birer yasa haline getirilmesi mecburiyetinin bulunmasıdır.
Ayrıca... Kanun Hükmünde Kararnameler, Bakanlar Kurulu tarafından çıkartıldığı için, birer "idari İşlem"dir.
Anayasa'nın hükmüne göre, "İdarenin hiçbir eylem ve işlemi yargı denetimi dışında bırakılamaz..."
Yani, bir idari işlem olan Kanun Hükmündeki Kararnameler de yargı denetimine tabidir.
Bu denetim zorunluluğu iki hukuki nedene dayanmaktadır:
1.- Çıkartılan kararnameler "kanun hükmünde" olduğu için, Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenme durumundadır.
2.- Kararname bir idari işlem olduğu için, Danıştay tarafından denetlenme durumundadır...
Her iki halde de açılacak dava bir iptal davasıdır.
Eğer gerçekten hukukun içinde kalınacaksa, olağanüstü hal uygulamalarında da hükümetin tasarruf ve icraatları yargı denetimi dışına çıkartılamaz.
Yani en azından hukuk devletlerinde bu böyledir...