KAMPÜS SİSTEMİ DEVREYE GİRECEK

 

İlçemizde 4+4+4 eğitim sistemi, derslik sorununu da beraberinde getirdi. Birçok okulda öğrenciler, sabahın alacakaranlığında okullara gittiler. Akşamın alacakaranlığında, yani akşam yemeğinden en azından 1 saat sonraya kadar süren bir ders maratonundan sonra ancak evlerine gidebiliyorlar.

Eğitimi bu duruma getiren 4+4+4 sistemidir. Çünkü Bakanlık hiç hazırlık yapmadan gökten düşer gibi sözü edilen yeni sistemi uygulamaya koymuş ve okullarda derslik sıkıntısı baş göstermiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı derslik sıkıntısını gidermek için acilen kampüs uygulamasına geçmiştir. Ancak şimdilik böyle bir yapı yok.

Akçakonak köyünde daha önce cezaevi için tahsis edilen 138 dönümlük araziyi  Milli Eğitim Bakanlığına kazandırmak için çalışmalar devam ediyor. Yuvaca-Boynak Mahallesinde gerçekleşmesi beklenen proje orta vadeli bir plan... Kısa vadede ise Çeltikçi Mahallesi Sağlık Ocağı yerinin Milli Eğitim Bakanlığına devri ile bir okul yapılacak. İkinci ilköğretim okulu Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait 17 dönümlük arazi Maliye Bakanlığı tarafından satın alınarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na tahsis edilecek. Bu konu ile ilgili çalışmalar hızla devam ediyor. Mesela Sağlık Ocağının hemen yanıbaşında belediyeye ait bir arsa daha var. Bu arsa mevcut bütünüyle birleştirilerek, 36 derslik bir okul daha inşa edilecek.

Ancak orta vadeli programa alınan kampüs uygulamasına dair elimde fazla bilgi yok. Nazıl bir okul olacağını bilemiyorum. Ancak kampüs uygulaması kapsamlı bir proje. Gerçekleştiğinde ilçemiz merkezindeki okullarda eğitim gören öğrenciler, 138 dekar üzerine oturacak büyük bir okulda eğitim görecekler. Bu arsadan Adnan Menderes Üniversitesi de yararlanmalıdır. Yeni fakülte SÖKEV adına inşa edilebilir.

SÖKEV’in ikinci fakülte binası için hazırlıklar yaptığı biliniyor. İlçe Kaymakamı Mehmet Demirezer önderliğinde sürdürülen çalışmalarda Sivil Toplum Kuruluşları maddi ve manevi desteklerini esirgemediklerine tanık oluyoruz. Böyle bir birliktelik içinde, ikinci Mimarlık fakültesi, birinci fakülteden çok daha önce hayata geçebilir. Bir ilçenin kalkınması sadece sanayi ile olmaz. Eğitim yatırımları da kalkınmaya giden yolun anahtarlarından biridir. Bu tür yatırımlar gerçekleştirilirse, Söke bir eğitim ve kültür kenti olur.

Kampüs çalışmasının sonucunun ne olacağını şimdilik bilmiyorum. Milli Eğitim Bakanlığı çok yüksek maliyetli bir yatırımı bu arsaya yapar mı? Onu da bilemiyorum.

AYDIN VE İLİN DOĞUSU

İlçemizden milletvekili çıkmaz diye her zaman şikayetçi olur dururuz. Söke’den Cumhuriyet tarihinde en fazla 4 milletvekilini meclise gönderebildik. Sökeli olup da, başka bölgelerden meclise giren hemşehrilerimiz de var. Ancak genelde her seçim döneminde milletvekilliklerini Aydın-Nazilli ve ara sıra onlara yakın bölgeden birilerinin aldıklarını görüyoruz.

Nedense çok geniş interlandı olan Söke, Aydın il sınırları içinde değilmiş gibi listelerde yer vermezler. Bir gelenek haline gelen bu davranış biçiminden Söke yıllar yılı kendini kurtaramamıştır.

İl Genel Meclis Üyemiz Kenan Özcan’a göre, ilçemizde bur uzlaşma kültürü yoktur ve geniş kamplaşmalar vardır. Bu düzende sorunları feodal ilişkiler içinde çözmeye çalışıyormuşuz.

Ne dersiniz, Kenan Özcan haklı mı? Birlik olursak sorun çözülür mü?  Birliktelik durumunda bütün siyasi parti teşkilatları ilin doğusuna karşı ortak bir tavır alır mı? Bana göre bunu gerçekleştirmek mümkün değil. Bunu başaramadığımız için, Millet Meclisine giden Milletvekilleri sanki Allah’ın emriymiş gibi, genellikle Aydın ve Nazilli bölgesinden seçilir. Söke dışında seçilen milletvekili ilçemizden seçilen milletvekili ile bir olabilir mi?

Mümkün değil, olamaz. Bunu geçmişte ANAP adına seçilen ve ilçemizden Ankara’ya gönderdiğimiz Mustafa Bozkurt örneği ile daha iyi öğrendik. Aynı dönemde Hilmi Ziya Postacı’yı da meclise sokmuştuk. Ve sonuçta şunu gördük; Söke, 4 yıl içinde 25 büyük yatırımla bir anda bölgenin gözbebeği oluverdi.

Sonrasını sormayın. Yatırım şansını kaybettik. Tek tük yatırımlarla işi idare etmeye çalıştık. Hâlâ aynı yerde sayıyoruz.