2004 yılında yapılan mahalli yerel seçimlerde, Söke belediye başkan adayı olan Necdet Özekmekçiyi ogünden bugüne takip ediyorum. Önce belediye başkanlığı seçiminde destekledim. Akabilinde de belediye başkanlığı seçiminden sonra yapılan Söke Ovası Sulama Birliği Başkanlığı seçiminde destekledim. Beş yıllık görev süresince yanlışlarını gördükçe de desteğimi çektim. Önce 2009 yerel seçimlerinde belediye başkanlığı seçiminde şimdi de Söke Ovası Sulama Birliği Başkanlığı seçiminde karşısındayım.
Belediye başkanlığı seçimleri öncesi yaptığı siyasi konuşmalarda, Söke Ovası Sulama Birliği Başkanlığı görevi benim işim değil. Ben belediye başkanlığına adayım. Bu görevi üstlenecek kişi çiftçi kökenli olmalıdır. Benim bir karış toprağım bile yok, her kes işini yapmalıdır. demişti. Bu sözlerine rağmen, görevden kaçmaması gerektiğini savundum. Çünkü, karşısındaki aday güçlü değildi. Necdet Özekmekçinin Söke Belediye Başkanı olması nedeniyle bu işi en iyi şekilde yapacağına bir çok kişi gibi ben de inandım.
Benim gibi düşünen ve inananlar yanıldığımızı zamanla anladık. Özellikle 2007 yılında yaşanan sulama suyu sıkıntısında Necdet Özekmekçinin bu kurumun başında başarılı olamadığı görüldü. Sökenin ve Söke çiftçisinin çıkarlarını gözetemedi. Aydında yapılan toplantılarda akılcı bir siyaset izleyemedi ve yumruğunu yanlış zamanda ve yanlış yerde masaya vurdu. Vaadlere inandı. Verilen sözler tutulmayınca da meydan okuyamadı.
Yol kapatarak, soyunarak sulama suyu sıkıntısını gidereceğini sandı. Su akar, Türk bakar ata sözünde olduğu gibi, Aydından sulama suyu verildiğinde eylem yapmakla meşguldü. Suyun dağıtımı sağlıklı yapılamadı.
Sökeli pamuk üreticisi Menderes havzasının sonunda olması nedeniyle çok mağdur oldu. Suyu çalındı, ama sesini duyuramadı. Söke çiftçisi ise; Necdet Özekmekçi tarafından hep tehdit edildi. Benzer uygulamalara girmeleri halinde cezalandırılacakları yönünde göz dağı verildi.
Bugün birlikte hareket ettiği, (başta Beliği Azbazdar olmak üzere) bazı çiftçilerin sulama suyu sıkıntısı yaşandığı dönemde Necdet Özekmekçi için sarfettikleri sözler hâlâ akıllarımızda. İş bilmezlikle, beceriksizlikle, Aydına karşı pasif kalmakla suçladılar.
Necdet Özekmekçi, bu görevi üstlendiği için duyduğu pişmanlığı sulama suyu sıkıntısı yaşandığı dönemde bir gün beni gazete idarehanesinde ziyaret ettiğinde belirtmişti.
Başıma iş açtınız. Ne güzel kendi işime bakacaktım. Belediye başkanlığı görevimi yapacaktım. Ben çiftçi miyim, ne anlarım bu işlerden?
İnsan anlamakta zorlanıyor doğrusu...
Hem istemiyor, hem de istiyor!!!
Bu nasıl bir çelişkidir!!!
Diyelim ki, birilerinin zorlamasıyla görevi üstlendin ve 5 yıl sevabıyla, günahıyla süreni tamamladın. Görevi istemediğini siyasi konuşmalarında, dost sohbetlerinde defalarca deklâre ettin...
Ben çiftçi değilim... bir karış toprağım da yok... ben ne anlarım topraktan, sudan, sulamadan, çiftçilikten, üretimden... dedin.
Tüm bu açıklamalara, aday olmayacağın yönündeki sözlere rağmen u dönüşü yapmanın anlamı nedir???
Necdet Özekmekçi çark etmiş olmuyor mu???
Şimdi, Görev istenmez, verilir diyebilirsin! Geçmiş dönemde olduğu gibi, Ben aday değilim, siz delegeler istiyorsanız adayım türü yaklaşımlar sergileyebilirsin.
Kim ne derse nesin siyasi litaritörde bunun adına, İstemem yan cebime koy! denilir.
Necdet Özekmekçi hiç istemediği ve sevmediği bu görev için yakın zamanda toprak sahibi olursa hiç şaşırmayın.
Ne de olsa bu görevi hiç istemiyor ya!!!
Acaba diyorum, Üç kuruşluk maaşı mı tatlı geliyor!!!
İnsan; özellikle de önemli bir konumdaysa özü, sözü bir olmalıdır.
Ağızından çıkanı bilerek, ölçerek, taratarak söylemelidir. Aksi taktirde çelişkiler yumağı olur. Sözüne güvenilmez.
Belediye Başkanı, Sulama Birliği Başkanı olsa bile...