Bugün pazartesi... Geçtiğimiz hafta iç ve dış dünyada yaşanan birçok olayı geride bıraktık. Özellikle TÜSİADın hazırladığı yeni Aanaya taslağı kamuoyunda büyük tepki çekti. Yeni taslakta Türk adı yok ve üniter yapı maddesi muğlak kalmış. Kısacası geniş kesimler yeni taslağa karşı.
Daha doğrusu üçte ikisi değiştirilen anayasanın nesi değiştirilmek isteniyor? Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Çok açıkça belirtmeseler bile değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez maddelerin değiştirilmesi düşünülüyor.
Türkiyenin asıl sorunu anayasanın değiştirilmesi değil ki; Geniş halk tabakalarının büyük sorunları var. İstihdam meselesi çözülemediği için işsizlik, her geçen gün biraz daha artıyor. Ürettikçe yoksullaşan bir işçi kesimi var. Bunun dışında devlet yardımlarıyla zar zor yaşamlarını sürdürmeye çalışan bir tabaka da var. Nitekim TÜİKin verilerine göre yüzde kırkaltılık kesim, ülke gelirlerinin ancak yüzde ikisini alıyor. Ama üst tabakanın yaşam standardı çok yüksek. Fonlar, hisse senetleri ve rant gelirleriyle Türkiyede kendilerine bir cennet yaratmışlar. Kaynaklar, üretime değil, değerli kağıtlara aktarılmış. Ve kapitalist sistemin yeni modeli bu kriterler çerçevesinde düzenlenmiş. Ama dünya halkları, çok kötü koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çabalarken burjuva kesimi bir hayal dünyası içinde mevcut pastadan pay almaya çalışıyor. Arap dünyasındaki ayaklanmaların asıl nedeni bu.
Şarkiyatçıların ve diğer adı ile oryantalistlerin eserlerini okuduğumuz zaman Büyük Orta Doğu Projesinin neler içerdiğini daha net şekilde anlayabiliriz.
BOP çok büyük proje. Türkiye bu projenin neresinde olduğunu yaşanan ve ileride yaşanacak olaylardan daha iyi anlayacağız. Amerika, bu kez Libya bataklığında saplanması zor gibi görünüyor. Bu engeli aştıktan sonra, sıra Suriyeye gelecek. Suriyede olaylar nasıl gelişir? Bu tam olarak bilinmiyor.
Binbir yüzlü batı dünyasının neresine güveneceksiniz? Söz konusu ülkelerde öyle bir psikolojiler geliştirdiler ki, kendilerine yakın kesimleri zenginliklere yaklaştırdılar. Kısacası daha sonra İslam adına hiçbir aksiyonu olmayan sadece namaz kılan, dua eden bir İslam mantığı geliştirdiler. Bu ülkelerdeki yönetici kesimi giderek zenginleşirken, geniş yığınlar daha da fakirleşti. Yirmi iki İslam Ülkesinde en büyük sorun bu. Artık isyanlar Türkiyenin sınırına kadar gelip dayandı. Bazı diktatörler tavizler vererek, kendini kurtarmaya çalışıyor. Oysa bugüne kadar hiçbir diktatör taviz vererek kendisini kurtaramamıştır. Bizim bölgemizde de büyük sorunlar var. Türkiye uzun yıllardır terörle mücadele ediyor. Şimdi ise terörle müzakere safhasına geldi. Suriyenin durumu ise oldukça karanlık... Halkına sorarsanız, Türkiyeye ilhak edelim der. Şu anda bir referandum yapılsa 1939da Hatay meselesinde olduğu gibi bu ilhak gerçekleştirilir. Çünkü Suriye Halkı Osmanlı Devletinden ayrıldığından beri hep baskı rejimleri altında yaşadı. Kısacası Suriye, doksan yıldır sıkı yönetimle idare edilmektedir. Türkiyenin tarihsel olarak Suriyenin üzerinde hakkı vardır. Bir birleşme Doğu-Batı Almanyanın birleştirilmesi gibi değerlendirilemez mi? Türkiyenin tarihsel olarak bu tür bir rolü oynama hakı vardır. Avrupa Birliği, elli yılı aşkın bir süredir birlik oluşturmaya çalışırken, Türkiye, Orta Doğudaki tarihsel mirasına niye sahip çıkmasın?
Ancak, binbir yüzlü batı dünyası Türkiyeyi büyütmek değil, günümüzde bölmek istiyor.
Dünyada soğuk savaşın ardından emperyalistlerin hazırladığı en kapsamlı plan büyük Orta Doğu Projesidir. İslam ülkeleri isyanlarla tel tel dökülüyor. Liderleri değiştiriliyor, ileriki günlerde belki de sınırları değişecek. Bugünden bunlar net şekilde görülüyor.
MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYLARI
Çeşitli partilerden milletvekili aday adayı olan siyasilerin bütün hesaplarını 11 Nisana göre yapıyor. AK Parti adayları cumartesi günü Ankaraya gittiler. Tanju Karaçancı ve Mehmet Koyuncu ile yaptığım telefon görüşmesinde mülakatların iyi geçtiğini söylediler. Bütün mülakatlar sona erince adaylara ait bilgiler Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın önüne konacak.
MHP İlçe Teşkilatı Milletvekili aday adayı Gülnur Er ve Recep Şenoğlu ile birlikte il sınırları içindeki ilçe yönetimlerini tek tek gezerek, adaylarını tanıtıyorlar. MHPde de milletvekili aday listeleri 11 Nisan akşamında belli olacak.
CHP ise, Türkiye genelinde 29 ilde ön seçim yapıyor. Aydında bu iller arasında yer alıyor. Ön seçimde partili üyeler oy kullanacakları için, Sökeli aday Sevim Şahin ve Erkan Polatın listeye girme şansları doğmuştur. Söke böyle bir şansı, 1987 yılında partili üyelerle yapılan ön seçimde elde etmişti. Adayların şansını artırmak için partili üyeleri sandık başına götürülmesi gerekir. İlçe örgütü bunu başarırsa, aynı 1987 yılında Hilmi Ziya Postacının listenin birinci sırasına yerleşmesi gibi bir şansa sahip olabiliriz. CHPde ilçe yönetimine büyük görev düşüyor. Didim, Kuşadası, Germencik, İncirliova ve diğer örgütlerle işbirliği yapılırsa Söke CHP İlçe Örgütü Ankaraya milletvekili gönderebilme şansına sahip olabilir.