Tacikistan Meclisi yeni bir yasa çıkartıyor.
Yasa, 18 yaşından küçük olanların cami, kilise ya da başta her türlü ibadet yerlerine girmelerini yasaklıyor.
Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahman, yeni yasal düzenleme konusunda yaptığı açıklamada şöyle diyor:
- Amacımız dini köktenciliğin körpe beyinleri istismar etmesini önlemektir. Bu amaçla sert tedbirler almayı zorunlu gördük.
Ne ilginç bir yaklaşım
Tacikistan Cumhurbaşkanının görüşlerinin ardında şu düşünceler yatmaktadır:
18 yaşından küçük olan bireyleri yasalar mümeyyiz olarak kabul etmezler
Ne demektir mümeyyiz?
Temyiz kudreti olmayan Yani, iyiyi kötüden ayırt etme yeteneğine henüz kavuşmamış olan insan demektir.
18 yaş altı nüfus, tüm uygar ülkelerde yasalarca sürekli olarak ve ciddiyetle korunmuştur.
Cinsel âlemde bu böyledir.
Şiddet içeren filmlerin izlenmesinde durum aynıdır.
Yasalar körpe dimağların, kaldıramayacakları yüklerin altında kalarak ezilmelerini önlemeye çalışmaktadır.
Tacikistan Millet Meclisine göre köktendincilik de, özellikle küçük yaşlardaki bireyler için dikkatle korunulması gereken bir akımdır.
18 yaşını bitirmemiş olan çocuk dini ibadet yerlerine giderse bu türden akımların ağına düşebilir.
Hele biraz büyüsün çocuğumuz.
Hele zihni iyiyi kötüden ayırabilecek bir seviyeye gelsin, ondan sonra her şey serbest, her kapı açık
Peki durum bizde nasıldır?..
Atatürkün laik Cumhuriyetinde durum Tacikistandaki uygulamanın tam tersi bir yönde her geçen gün daha da gelişmektedir.
Türkiye insanında hâkim kılınan düşünceye göre din eğitimi mutlaka küçük yaşta başlatılmalıdır.
Hatta küçük de değil, neredeyse çocuk yürümeye başladığında ele alınmalıdır.
Ama küçük yaşta kişinin iyiyi kötüden ayırt etme yeteneği gelişmemiştir. Çocuk nereye çekerseniz oraya yönelecek bir durumundadır. Kendi kendini koruma yeteneğini henüz geliştirmemiştir.
İyi ya işte, tam zamanıdır içinde bulunulan bu gelişmemişlik hali!..
Çocuk kendisine ne verilirse, hiçbir süzgeçten geçiremeden alıp, sindirmek zorundadır.
Tacikistan Cumhurbaşkanı diyor ki;
- Böyle bir tutum düşünce özgürlüğüne de, inanç özgürlüğüne de aykırıdır Bırakalım insanlar akılları erdiği zaman kendi iradeleri ile kendi dinlerini özümlesinler
Ama Laik Türkiye Cumhuriyetinde çocuklarımızın dört duvarı kuran kursları ile ve tarikat örgütlenmeleri ile kuşatılmıştır.
Cumhuriyet devrimlerinin kapattığı mahalle mektepleri sanki yeniden açılmış gibidir.
Lütfen ister istemez içinde yüzmekte olduğumuz ön-yargı külliyatımızın sayfalarını aralayarak olaya soğukkanlı bir dimağ ile yaklaşalım ve aşağıdaki soruları ve benzerlerini yanıtlamaya çalışalım:
- Bireyin özgürlüğü hani yandadır?..
- İnanç özgürlüğünün esası ve temeli nedir?..
Düşünüyor musunuz?