İki parçayız…
Bir ülkeyi yok etmek için önce eğitimini sonra kültürünü yok etmek gerekirmiş. Son yirmi yıldır uygulanan bu senaryo hedefine ulaşmak üzere. İki parçayız. Bir tarafın ak dediğine diğer taraf kara diyor. Ülkede gözle görülür bir çöküş yaşanırken, nimet külfet dengesi bozulmaya devam ediyor. Olaylar ve olgular irdelenmeden, değerlerimizin yok edilişi karşısında bir bölümümüz, suskunluğumuzu ve bulunduğumuz güruh içerisinde mantığımızı zorlarcasına yandaş tutumumuza devam ediyoruz. Yoksulluk hızla artarken, yolsuzluklar olağanüstü bir çabayla ört bas edilirken Suriye’deki kargaşaya gönüllü atılıyoruz. Mülteci sorunu başımıza bela olmadan gerekli önlemler alınacağına, sınırlarımız kapatılacağına, sorunların büyümesine davetiye çıkarıyoruz. Uzun yıllar bedeli ödenecek yanlışlar yapılıyor. Güneydoğu’da savaşsız bir çözüm üretmekte geç kaldığımız gibi, kanayan yaralar açıyoruz. Politikaların gözden geçirilmesi gerekirken gözlerimiz kapalı, dümensiz bir gemi gibi bilinmeze savruluyoruz. Geleceğimiz için umutlanmak istiyoruz. Adalet bir gün, onu hiç sayanlara da gerekli olacağını bilmeliyiz.
İki parçayız…
*Ülkemizde işsizlik, yoksulluk artarken, *mutfaklarda yangın sürerken, *dört bir yanımız ateş çemberiyken ve bu sorunların çözümü için herkesin üzerine düşeni yapması gerekirken vurdum duymazlık, umursamazlık sürüyor. Hatta ülkenin neredeyse güllük gülistanlık olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor. Tuzu kuru olanlar için hayat güzel, sınırlı bir gelirle geçinmek zorunda olan “dar gelirliler” ay sonunu zor getiriyor. Sağlıklı beslenmek bir hayal oldu neredeyse. Elektrik faturaları, doğalgaz, su faturaları akıl almaz bir şekilde dar gelirlilerin haksızca sömürülmesine neden oluyor. Halkın feryadını duyan yok.
Memleket-i umumiye böyleyken, sosyal medyada paylaşılan şu metin tam bir farkındalık örneği.
“BU SOLCULARI HİÇ SEVMİYORUM!”
*Bu solculardan nefret ediyorum ya, bunlar nasıl insanlar bilmem ki “eşitlik” diyorlar, “adalet” diyorlar, “özgürlük” diyorlar, “herkese güvenceli iş, güvenceli gelecek” diyorlar, “herkese “aş” diyorlar, “zengin, yoksul olmasın” diyorlar, “toplum sınıfsız” olsun, “kış günü herkesin evi barkı olsun” diyorlar.
*Bu solculardan nefret ediyorum; “çocuk gelinler olmasın” diyorlar, “insanlar sömürülmesin, emeklerinin karşılığını alsın” diyorlar, “hastane kapılarından, okul kapılarından döndürülmesin” diyorlar, “herkes için parasız sağlık, parasız eğitim” diyorlar…
İki parçadan bir’i bunlar… Diğer tarafı yazmaya gerek var mı?
-------------------------------------------------
***KENTİMİ SEVİYORUM KENDİMİ SEVİYORUM
Uzun süredir açılmasını ve kentimiz kültürüne güzellikler katmasını sabırsızlıkla beklediğimiz "Söke Fatma Suat Orhon Müze ve Sanat Evi" nin önündeki kaldırımda eksiklenen fidanların tamamlanması biz sevindirdi... Darısı diğer eksiklenen yerlerin başına...Söke'nin daha fazla yeşile gereksinimi var.