Barolar Birliği yürüyor
Barolar Birliği, İstanbul Barosu öncülüğünde Taksim Anıtına, yargı bağımsızlığı, telefonların dinlenmesi ve hukuk Devletine indirilen darbeleri protesto etmek için yürüyor.
Yürüyüşün sloganlarına bakıyoruz:
Yargı Bağımsızlığı istiyoruz!
Hükümet yargıdan elini çek!
Tam bağımsız Türkiye!
Atatürkün askerleriyiz!
Tayip, yargıdan kulağını çek!
Türkiyede yukarıdaki sloganlarla meydanlara dökülüp, bu kervana katılmayacak [bilinçli] bir yurttaş düşünmek zordur
Ama Türk hukukçularını meydanlara çıkmaya mecbur eden politikaların ve hukuksuzlukların sahibi olan siyasi parti, halktan aldığı yüzde 46 oyun rüzgârı ile ülkeyi yönetmeyle devam edebilmektedir
Tamam, o rüzgâr dinmiştir; gücünü yitirmiş, meltem haline dönüşmüştür, doğru
Ama, güç halen bu siyasi odağın elindedir.
Üstelik Anayasa Mahkemesinin 11 yargıcından 10unun kanaati ile bu odağın, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu da tespit edilmiş durumdadır.
Ancak, Cumhuriyetimizin ve Anayasamızın en temel esaslarından birisi olan laiklik ilkesi ile savaş durumunda olan bu odak, ülkeyi yönetmeye, amaç ve niyetlerini gerçekleştirmek yolunda Devlet güçlerini kullanmaya devam edebilmektedir
Yargıtay ayaktadır.
Anayasa Mahkemesi halen yerine oturmamış, teyakkuz durumunu devam ettirmektedir.
Yargıtay Başsavcısı, bu odak hakkında yeni bir kapatma davası soruşturması başlatmış, dosyasını hazırlamakla meşguldür.
Baro ayağa kalkmıştır.
Binlerce hukukçu Taksim alanına yürümüş ve hükümete yargıdan elini çekmesi gerektiğini haykırmış, yargı bağımsızlığının yeniden tesisini talep etmiştir.
Bu nitelikli kalabalığı Taksimde karşılayan provokasyon ise, 1 Mayısı kundaklamak suçundan sabıkalı olan iki kişi Evet, yanlış duymadınız, sadece iki kişinin, geceliğine 90 Avro vererek kiraladıkları lüks bir otel odasının dışa açılan camına astıkları bir pankarttır
Bu pankartta yazan ise, Baronun darbeci olduğudur!..
Lütfen dikkat
Bu ülkenin hukukçularının oluşturduğu Türkiyenin en nitelikli sivil toplum kuruluşlarından birisi olan ve hukukun egemenliğini ve yargı bağımsızlığını talep eden Barodur karalanmak istenen
Ülke, hukukun egemen olması yönünde demokratik haklarını kullanan hukuk adamlarına darbeci diyebilen bir zihniyet ile karşı karşıyadır.
Ancak bu zihniyetin Taksim meydanında sadece iki kişiden ibaret olan mevcudiyeti, olayın belki de tek olumlu yanıdır.
Haklar, ona sahip çıkan bir halkın mevcudiyeti ile hayata geçirilebilir.
Hukuk da öyle
Eğer Türkiye hukukçuları, halkın da desteği ile, hukukun egemenliğine ve yargı bağımsızlığına aktif olarak sahip çıkıyorlarsa Yargıyı kendi egemen- liklerinde bir güç olarak kullanmak isteyen odakların işi bir hayli zorlaşacaktır.
Önemli olan, bu nitelikli bilinci, halkın kültürel damarlarına ulaştıracak siyasi örgütlenmeyi sağlamak ve o örgütlenmenin fiilen içinde yer alarak hedefine doğru yürümesine omuz vermek ve muhtemel sapmalardan korumaya çalışmaktır.