Herkes görsün, yine nasıl bir rezilliğin parçası olduğunu!

DURMUŞ TUNA

İçlerinde; 

hırsızı var…

uğursuzu var…

rezili var…

ne idüğü belirsizi var…

Anlayacağınız, var oğlu var!

Hele bir tanesi var ki!

Tam rezil.

Bu yazı onunla ilgi ama önce hepsi için bir genelleme yapmam icab ediyor.

Birazdan o kişiye yoğunlaşacağım. 

Genel olarak kim bunlar derseniz!

Yüzde yüz satılmış bunlar. Zaten bundan kimsenin şüphesi yok.

Birilerinin uşakları hepsi. 

Rivayete göre; Aydın Valiliği bağlantılılar. 

Bir de AKP Aydın Milletvekilleri kumandalı oldukları yönünde iddialar var. 

İddiaların da ötesinde sağlam deliller var. 

2015 yılında müthiş bir dönüşüm yaşadılar! 

Gören, duyan herkes hâlâ şaşkın!

Düne kadar yere göğe sığdıramadıkları Aydın BŞB ve Başkan Çerçioğlu'nun icraatlarını şimdi eleştiriyorlar.

Dün; dil uzatanın dilini kesmekle tehdit ediyorlardı. 

Aydın BŞB düşmanı oldular ya! artık tam tersi tutum sergiliyorlar.

Aydın BŞB'nin hizmetlerini gazetelerimizde yer verdiğimiz için bizlere saldırıyorlar.

Utanmazlar taifesi bunlar...

Şimdi kaleme aldığım bu yazı aslında çok gecikmiş bir yazı. 

Hem de çok. 

Bu yüzden kendime de çok kızıyorum.

Gerçekleri yazıp, kamuoyunu bilgilendirmeliydim. Bunların çirkin yüzlerini göstermeliydim.

Şimdi bu rezillerin ne mal olduğunu görelim!

Yegane işleri; Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Özlem Çerçioğlu'nu yıpratmak.

Birileri tarafından bu görev kendilerine teklif edildiğinde, vazifeye atılmak için 1 saniye bile düşünmediler.

Hele en rezil olanı bir salise bile düşünmedi.

Çünkü o sıralar Başkan Özlem Çerçioğlu'na feci şekilde diş bilemekteydi!

Aydın BŞB ve Başkan Çerçioğlu'na birden bire iftira atmayı kendisine neden görev edindi? 

Neden 90 derece dönüş yapmıştır?

İşte şimdi bu konuya açıklık getireceğim. 

Daha dün kendisine galiz küfürler eden, en ağır yazılar yazan kendi deyimiyle şerefsizler taifesine neden dahil oldu? 

Can düşmanı olarak gördüğü bu kişilerle kol kola girme sebebinin altında yatan gerçek nedir?

Bu kişi ile daha kavga durumunda değildik ve sürekli benimle dertleşirdi. Zırt, pırt beni telefonla arar ve uğradığını düşündüğü haksızlıkları anlatırdı. 

Güya borçları varmış ve bu borçları da Başkan Çerçioğlu'nun ödemesini istiyordu.

Başkan Çerçioğlu'na yakın bazı söz sahibi kişilerin kendisine yardımcı olmadığı için nezarete düştüğünü söyler ve onlardan intikam alacağını belirtirdi. 

Allah var yukarıda, bu konuda dediğini de yaptı. 

Kendince intikamını aldı.

Borcunun ödemesi için yardımcı olmayan kişiler hakkında bir sürü yalan ve yanlış yazılar yazdı. 

Kişilik haklarına saldırdı. 

Yakışıksız ithamlarda bulundu. 

Adamların tek suçları, bu ampecinin haksız talebini kabul etmemeleriydi.

Bu asalağın, "Başkan Özlem Çerçioğlu'na söyleyin! 25 bin lira borcum var. Bu para bana verilecek! Yoksa benden günah gider. Beni bilirsiniz!" şeklindeki tehdit ve şantaj kokan söylemlerini dikkate almadılar. Talebinden de anlaşıldığı gibi, asalakça bir yaşam şeklini benimsemiş bir kişiliksiz aynı zamanda. 

Bu yazdıklarım madalyonun sadece bir yüzü. Bir de başka yüzü var ki öyle böyle değil!

Şimdi yazacaklarım da bu rezilin bana itiraflarıdır. 

Sıkı durun!

Şimdi okuyacaklarınız analar neler doğuruyor dedirtecek cinsten!

Bu rezilin Başkan Çerçioğlu düşmanlığı nereden kaynaklanıyor görün!

Gerçekler öyle onun yazdığı gibi değil. 

Yok efendim fakir, fukara içinmiş te yok efendim tüyü bitmemiş yetimin hakkı için miş te...

Hepsi palavra...

Ampecinin tek düşüncesi para da para…

Kendisi için yazıyor, çiziyor, söylüyor. 

Bir de kalkmış, Aydın halkının çıkarları için yazdığı yalanını üfürüyor.

İşin aslı şudur!

Bu rezil, kendisini Aydın BŞB'nin gazetecisi ve Başkan Çerçioğlu koruyucusu olarak ilân etmişti. 

Anlayacağınız kendi kendine gelin güveği olmuştu. 

Güya kimse karşısında duramıyordu! 

Şimdi olduğu gibi, o vakitte de yazılarıyla kesiyor! biçiyor! asıyordu!

Ateş olsa cirmi kadar yer yakarlardı ama egoları yüzünden bunu bile göremiyordu. 

Bu reziller taifesinin en tipsiziydi ve de ruhsal bunalımdaydı. Cinlikte onun aklına gelivermişti zaten. Cin olmadan adam çarpmaya kalkışmıştı! Aslında çarpmaya kalkıştığı adam değil kadındı ama bir çok adamdan daha adamdı. İşte baltayı burada, daha işin başında taşa vurmuştu ama tehlikeyi farkedemedi.

Aydın'ın mangal yürekli Topuklu Efe'si Özlem Çerçioğlu'na kumpas kurup, cukka koparmayı hesaplamıştı tipsiz ampeci! 

Tabii ki de evdeki hesap çarşıya uymadı. 

Başkan Çerçioğlu oynanmak istenen oyunu hemen fark etti. Bilindik, karakteristik özelliğiyle de her zaman olduğu gibi yanlışın ve yanlış insanların karşısında efelendi. 

Poposunda kayalık olarak bilinen özel işlemeli efe çizmelerinin izi kaldı. Kulağından tutulduğu gibi kapının önüne konuldu.

Bu reziller taifesinin en tipsizl buna çok içerledi. 

Aslında içerlediği; kayalıkların poposunda verdiği acı değil, bir çuval inciri berbat etmiş olmasıydı. 

Reziller taifesi senaryonun  tıkır, tıkır işleyeceğini hesaplamıştı. Akıl hocaları öyle demişti çünkü…

O da, kuştaki kadar beyniyle hemencicik inanmıştı bu senaryoya.

Bu kumpasta bir iyi bir de kötü taraf olacaktı. Kötü taraf huzursuzluk çıkaracak ve iyi taraf devreye girecekti.

"Aman efendim! Bu ampeci rezilin sıkıntısını gidermek lâzım. Bunun için de para lazım?" denilecekti.

Dediğim gibi; işler sarpa sardı ve Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldu salak.

Eeeeeee…

Ne demişler? 

Aza yetinmeyen çoğu da bulamazmış…

Bu asalağın itirafı bende belgeli. Su katılmamış bir su tavuğudur kendisi. Telefonla konuştuklarımızı unutmamışsındır herhalde...

Rezil ampeci, kendisini yıllarca sırtında asalak gibi taşıyan dostunu bile iki dakikada satmıştı telefon konuşmamızda bana.

Suçladığı ve ismi bende gizli o kişi olmasa yıllar önce rezil rüsva olacaktı.

Daha önce de Başkan Çerçioğlu'na karşı ahlaksızca bir kumpasa karışmış ve bunu itirafname adı altında kamuoyuyla paylaşmıştı. Rezilliğini, kepazeliğini özürle geçiştirmeye çalışmıştı.

İşte o zaman da elinden tutan şimdi suçladığı, ihanet ettiği o kişi olmuştu.     

Telefon görüşmemizde, zamanında elinden tutan kişiyi suçlayarak bana diyordu ki!

"Bana ev alacaklarmış!

Evin her ay taksitlerini ödeyeceklermiş!

Karnım tok bu masallara!

Çocuk mu kandırıyorlar!

Ya tapuyu elime versinler ya da 200 bin lirayı saysınlar elime! Ben gider evi de, bağı da kendim alırım!

İki taksit ödeyecekler sonra da ne halin varsa gör diyecekler!

Salak mıyım ben!"

Olumsuz yazı yazmaması koşuluyla, kendisine bu vaadlerde bulunulmuş güya!

Hakikatten salakmışsın sen ampeci asalak!?

Bu olayda tek bir gerçek var, o da senin dün olduğu gibi yine alçakça bir kumpasın içinde yer aldığındır. 

Aydın kamuoyu senden yine bilindik bir davranış bekliyor. 

Haydi bakalım!

Yaz şu itirafnameni! 

Herkes görsün, yine nasıl bir rezilliğin parçası olduğunu!

Sana koymaz! 

Ne de olsa sen bu tür rezilliklere alışıksın kumpasçı başı!