Beyin olmayan kafasını alkol masasından kaldıramayan,
kokuşmuş vücudunu alkolden arındıramadığı için girdiği ortamları kokutan ama ne hikmetse kendisini sufi ilan eden meczup şerefsizce yazılarına devam ediyor.
Çakma sufi Metin Can'ın ipliğini pazara çıkardım ya yazılarında da iyice ahlaksızlaştı.
Bugün kendisini taşeron olarak kullananlar nasıl bir kişiliksizle hareket ettiklerini görmüş oldular.
Bu şizofren hastasını dün taşeron olarak kullanan Devletin kurumunun başındaki vali nasıl bin pişman olduysa yine aynısı yaşanacak.
2013 yılında,
alkolizmin pençesindeyken
ve de çok işmişken
yani sarhoşken yazdığı itirafname herkesin midesini bulandırdı.
O anda nasıl bir ruh halindeyse artık ruhsuz.
İbretlik itirafnamesinde dün nasıl bir pisliğe bulaştığını Aydın kamuoyu gördü.
Hasta ruhlu bu kişiyi bugün taşeron olarak kullananlar tehlikeyi gördüler ama iş işten geçti.
Kontrolsüz bir kişilik ve Bekir Aygül gibi sessiz bir insanla kontrol edilmeye çalışılıyor.
Buna ne mümkün!
Durdan, çüşten anlamıyor!
Heryerde Vali Ayyıldız'ın adını kullanıyor!
Vali Ayyıldız'ın adamı olduğunu çekinmeden belirtiyor!
Sık sık valilik koridorlarında görünerek aklınca herkese aba altından sopa gösteriyor!
Vali Ayyıldız'ın operasyon yapacağını, bazı kişileri aldıracağını üfürüp duruyor!
Bu nasıl bir aymazlıktır? Anlayan, bilen varsa lütfen söylesin! Çünkü ilgili ve yetkililerden cevap alamıyoruz!
Aylardır soruyoruz!
Vali Bey; "Bu adam(!) ne diyor?
Neyin nesidir, neyin fesidir?
Söyledikleri doğru mudur?
Gerçekten bir operasyon var ve siz Devletin gizli sırlarını bu kişiyle direkt veya dolaylı yollardan paylaşıyor musunuz?" diye...
Ama Aydın Valiliğinden tek bir satır açıklama gelmiyor!
O zaman da anlıyoruz ki; bu kişi dün olduğu gibi yine Devlet eliyle kurulan kumpasın bir kez daha taşeronudur!
Allah, bu taşeronun işbirlikçilerinin şimdiden yardımcısı olsun...
Geçen yazımda Vali Ayyıldız'a sordum ve bir kez daha sormak istiyorum!
Bu sözde gazetecinin iddia ettiği gibi, yazdığı ahlaksızca yazılar nedeniyle aldığı cezalar sizin yönlendirmelerinizle denetimliye çevirildi mi?
Aydınpost yazarı Erman Çetin hakkında yazdığı ahlaksızca yazı nedeniyle tutulamasının çıktığı ancak bu yargı kararının da sizin girişimlerinizle sümen altı yapıldığı doğru mudur?
Bu çirkin iddialar nedeniyle Devlet zarar görüyor.
Aydın'da Devletin başı olan siz zan altında kalıyorsunuz.
Aydın Valiliği olarak; Aydın kamuoyuna açıklayıcı, net bir bilgi vermek durumundasınız!
Bu kişinin ahlaksızca yazıları nedeniyle mağdur olmuş insanlar yargıya başvurduklarını ve şikayetçi olduklarını söylüyorlar. Davaları bir bir kazandıklarını belirtiyorlar. Yazılarıyla suç makinasına dönüşen bu kişinin ceza aldığını göremediklerini de üzülerek seyrettiklerini konuşuyorlar.
İddiaya göre; bu kişi adresinde bulunamadığı için yakalanamıyormuş!
Sürekli olarak Aydın Valiliğinde görüldüğü, Basın Danışmanınız Bekir Aygül ile görüştüğü için de sizin tarafınızdan kollandığı ve korunduğuna inanılıyor!
Çünkü bu kumpasçı aynı zamanda öyle söylüyor…
Aydın Valisi Erol Ayyıldız başta olmak üzere bu kişiyi kullanan herkes korkmalı!
Çünkü pimi çekilmiş bir bombadan farksız olduğu görüldü. Kapıya konulduğu anda nasıl çirkefleşeceğini herkes tahmin edebiliyor.
Neticede kişinin yaptıkları yapacaklarının kanıtıdır.
Aydın Valiliğinin her daim kadrolu taşeron olarak kullandığı bu meczup başlarına çok iş açacak çok…
Benim anlayamadığım bir konu var!
2013 yılında Metin Can tarafından kaleme alınan ve Hürriyet Gazetesinde de yayınlanan tirafnamede; Başkan Çerçioğlu'na karşı düzenlenen kupasın hazırlayacıları arasında gösterilen ve bu kişi tarafından en ağır hakaretlere maruz kalan Aydın Valiliği Basın Danışmanı Bekir Aygül acaba Vali Ayyıldız'ı bu konuda uyarmamış mıdır?!
Acaba, "Sayın Valim; bu kişiyi daha önce de kullandık ve bizi Aydın'ı bırakın Türkiye'ye rezil etti." deme gereği duymamış mıdır?!
Yoksa Bekir Aygül uyarmasına uyardı da; Hürriyet Gazetesi'nde itirafnamesi yayınlanmasına ve güvenilirliği olmamasına rağmen bilerek hatta isteyerek Aydın Valiliği lades mi yapılmıştır?!
Eğer ki, hal böyle ise yandı gülüm keten helva!
Bence bunun adı lades değil harakiridir!
KIT AKLIYLA DEVLETİ YÖNETENLERE AKIL VERİYOR…
Çapsızlıkta sınır tanımıyor.
Şimdi de kalkmış; Devletin Valisine, Cumhuriyet Savcılarına akıl veriyor!
İşinizi yapın, diyor.
Sanki Devletin başı ve açıkça tutuklama emri veriyor.
Ne günlere kaldık ya rabbim!
İşte; bir meczubu alır kullanırsanız böyle de başınıza çorap örersiniz!
Bugün yarın koltuklarınıza oturursa hiç şaşırmayın.
Ne de olsa siz şımarttınız.
AHLAKSIZLIKTA ÖNDE…
Geçen ay kimliğim kullanılarak sahte bir hesap açıldı. Bu siteden aile bireylerime saldırı gerçekleştirildi. Bu ahlaksızlığı yapanın, Metin Can'ın da dahil olduğu yalan sitesi ekibinden bir kişi olduğunu düşündüm. Ben de o kişi ile ilgili yıllar önce gerçekleşen bir paylaşımda bulundum. Sonra baktım ki, adım kullanılarak açılan sahte hesap bu kişinin işi değilmiş. Paylaşımımı da bu yüzden hemen geri çektim.
Durum tamamen bundan ibaret!
Yani bu ahlak fakirlerine dürüst davrandım!
Şimdi o konuyu almış saptırarak ve hep yaptığı gibi çirkin bir şekilde kullanmış.
Konu kısmen yazdığı gibi yani gerçek bir olaydır!
Dönemin İçişleri Bakanı, benim genel yayın yönetmeni olduğum radyoya misafir oldu, canlı yayına çıktı.
Bakanın danışmanlarından bir tanesi de biz canlı yayındayken ahlaksızlık peşindeymiş!
Radyonun sahibine çirkin bir teklifte bulunmuş!
Tabiiki de sonradan öğrendim.
Radyoda çalışan kızlardan bir tanesini göstererek akşama Fantasia Otel'e göndermesini istemiş.
Ama yanlış bilgi geldi ama işine gldiği gibi kullanmak istedin.
İddia ettiğin gibi o kişi karım değildi.
Ama bizim için fark etmez. Her kim olursa olsun sorumluluğumuzda çalışan kişi namusumuzdur ve dün olduğu gibi bundan sonra da namusa göz dikenlerin haddini bildiririz.
Ahlaksız teklifi o an öğrenseydim, onu üçüncü kattan aşağı benden önce sayın Bakan atardı zaten.
Aşağıya kestirmeden iniverirdi bilesin.
Bir daha da radyoya gelişini yasaklamıştık.
Ben böylesi bir namussuzluğu ve namussuzu teşhir etmiştim.
Sen ise namussuzu ve namussuzluğu savunuyorsun.
İşte aramızdaki fark Metin efendi!
Ben de senin bu çirkin yakıştırman üzerine bir çuval yazı yazarım ama yapmam.
İşte aramızdaki fark Metin efendi!
Ben de boşanmış olmanla ilgili ASILSIZ, GERÇEK DIŞI imada bulunabilirim ama yapmam.
İşte aramızdaki fark Metin efendi!
Sırf senin gibi bir insana eşlik ettiği için bile cennetlik karının günahına girmem, üzülmesine vesile olmam.
İşte aramızdaki fark Metin efendi!
Aramızdaki en önemli farkı ise; başta sen olmak üzere Aydın kamuoyu günü gelince mutlaka görecektir.
Nerde, ne zaman, nasıl olur onu da Allah bilir artık.
NEDEN DÜMBÜK YAZDIM?
Bu yalan çetesinde ar, namus, aile kavramı yok!
Aleyhlerinde bir şey yazıldığında ve başa çıkamadıklarında ilk yaptıkları belden aşağı, asılsız dedikodu üretmek.
Karşılarındaki kişiyi sindirme taktikleri böyle.
Ağızlarının ayarı yok ve kimin yanında neyi konuşup konuşmayacaklarını da bilmezler.
Geçenlerde Aydın Valiliğinde ve Bekir Aygül'ün odasında toplanıp beni çekiştirmişler. Benim için dümbük yakıştırmasında bulunmuşlar.
Analarınızı, bacılarınızı, karılarınızı, kızlarınızı yani ailelerinizdeki tüm hanımları tenzih ediyorum yani konunun dışında tutuyorum hatta gerekirse özür de dilerim ama ben dümbüksem siz dümbüğün önde gidenisiniz.
Bunu da mecaz yani gerçek anlamının dışında kullandığımı belirmek istiyorum.
En kısa zamanda, bir gün bir yerlerde görüşmek dileğiyle Metin efendi…