Başbakan, yurdun dört bir köşesinden Erzuruma kendisi ile görüşebilmek ve öğrencilerin sorunlarını aktarmak umudu ile yola çıkan üniversite öğrenci temsilcilerini huzuruna kabul etmiyor
Ama PKKnın bir yan örgütü gibi çalışan Cumartesi Annelerini kabul ediyor, buyur ediyor, dinliyor ve anlatılanlardan yararlandığını söylüyor
Bir çelişki midir bu?
Yoksa hayatın olağan akışı mı?..
Ya de eski bir deyimle: eşyanın tabiatımı?..
Ne dersiniz?
Cumhuriyet Halk Partisinin yayın organı Halk TV kapanıyor
Nedeni borç batağı!.. İşçiler sokakta, maaşlarını alamamış şaşkınlık içinde.
İşçi Partisinin televizyonu Ulusal Kanal 11 yıldır yayında Partinin desteği ile değil, partiye gönül veren halk kesimlerinin sofralarından eksilterek tasarruf ettikleri mütevazı bağışlarla ayakta ve yeni yeni hamlelerin hazırlıkları içinde
Peki, bu bir çelişki midir bu?
Yoksa o da hayatın olağan akışı içinde normal bir gelişme midir?..
Ya de eskilerin deyimi ile, eşyanın tabiatı gibi bir şey midir?..
Ne düşünüyorsunuz?
Birinde Devlet hazinesinden desteklenen milyon liralar, parti malvarlıklarından akan önemli meblağlar, milletvekili aday adaylarından [resmen] tahsil edilen ciddi rakamlar Ve diğerinde, kümesindeki iki tavuğundan birini pazarda satıp, parasını Ulusal Kanala gönderen emekçi Anadolu insanı Tıpkı Milli Mücadele yıllarındaki gibi Tıpkı kağnı arabaları ile Afyon üzerinden cephedeki askerine erzak götürür gibi
Tıpkı!..
Hayır, bu bir çelişki değildir!..
Sayın Başbakan bir BOP eş/başkanı ise, Cumartesi Annelerine açılım yapacaktır!..
Tam bağımsızlık isteyen, halkçı talepleri olan, üniversite özerkliğinin peşinde koşan yurtsever üniversite öğrencileri polis eli ile coplanacak, biber gazından nasibini alacaktır
Evet Olup/bitenler, hayatın doğal akışı içindedir
Hayat ileriye doğru akmaktadır; geriye değil
Eşyanın tabiatı da bu aynı yöndedir. Tarihsel determinizm, yani zamanın akışı aydınlığa doğrudur; karanlığa değil
Atatürk Devrimleri, ancak devrimci bir duruş ile korunabilir.
Milli Devlet, ancak ulusal nitelikli bir mücadele sonucunda yeniden kurulabilir.
Geçmişte nasıl kurulmuşsa tıpkı onun gibi
Cepheye malzeme taşıyarak, iki öküzünden birisini mücadele uğruna bağışlayarak, fedakarlık ruhu ile, birlikte olma şuuru ile, bencilliğin kuyusunu kazarak ve özveriyi temel esas yaparak kazanılacaktır bu zafer de
Hayır, bu bir çelişki değil
Tam tersine, tarihin durdurulamaz akışıdır.
Onların bizleri anlamayışının temel nedeni de, işte bu akışın hızını, gücünü ve zorunluluğunu kavrayamamış olmalarından kaynaklanmaktadır.
Tüm ön yargılardan sıyrılıp, peşin kabulleri ret edip, sağduyu ve nesnel bir bakışla düşünün bakın
Sanıyoruz o zaman hemen, hemen herkes kendi bilincine bir ilmik daha atacaktır.
Sanıyoruz