Yaşanan siyasi gelişmeler, olağan olmaktan oldukça uzakta kaldı
Demirel,
Bu işin arkasında bir organizasyon var, diyor
Baykal;
Ortada darbeci bir muhalefet yok Komplocu bir Hükümet var, diyor
Eskinin ünlü İçişleri Bakanı Tantan;
Süleymaniyede Türk askerinin başına geçirilen çuval ile Ankarada bileklerine kelepçe geçirilen subaylar arasında büyük bir fark yoktur. TSK savunma halindedir. Türk milletine karşı bir program uygulanmaktadır, diyor
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıçın baş raportörü olan zatı muhterem [açık açık];
AKP kendi yargısını yaratmalıdır, diyebiliyor
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi başkanı;
Hukuk dışı dinlemelerin ortaya çıkmasını sağlayabilmek amacı ile Telekomünikasyon merkezi için inceleme kararı veriyoruz; Adalet Bakanlığı bizim için müfettişler gönderiyor Ama, Devletin en gizli odaları aranıyor Kimsede tık yok, diyor
Ve sonra da ilave ediyor:
Bir çok hakim ve savcı hakkında yüzlerce şikayet var Ancak, ivedilikle ve sadece bizim üzerimize geliniyor, diye isyan ediyor
Evet Bu gelişmeler olağan değildir
Bu sözler boşuna edilmemektedir.
Ayrıca bu sözleri sokaktaki adam da etmemektedir.
Bir yanda ömrünü politikaya vermiş, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış, darbeler görmüş, Zincirbozanlardan geçmiş siyaset ustaları var Öte yanda, yine yıllarını siyaset içinde harmanlamış ana muhalefet partisinin lideri, bir diğer yanda polis şefi olarak ün yapmış, ömrü istihbarat iş ve işlemleri içinde geçmiş, içişleri bakanlığı yapmış ünlü bir Tantan
Sonra yandaş yargının, yandaş yargı kurulmalıdır fetvası ve namuslu bir Cumhuriyet yargıcının hukuksuzluğa olan isyanı
Öte yanda ise, basit bir kroki mesnet yapılarak günlerdir Devletin en gizli sırlarının hallaç pamuğu gibi atılması vakıası
Evet Bu bir vakıadır!
Evet Bu bir hukuk faciasıdır!
Evet Bu Türkiyede Anayasal düzenin, hukuka olan güvenin, yargı bağımsızlığının, özüne dokunulamaması gereken özgürlüklerin iğdiş edilmesi Ve neredeyse kerpeten kullanılarak, çivisinin çıkartılması eylemidir!..
Türkiyede her gün olağanüstü şeyler olmaktadır.
Türkiye, her gün biraz daha karanlık bir koridora doğru sürüklenmektedir.
Türkiye, her vurulan darbe sonrasında biraz daha emperyalizmin pençesine düşürülmekte Ve azıcık daha taşeronluk işlevini üstlenmektedir!
Bu gidiş normal değildir Olağan değildir!
Sapılan yolun sonu bu ülke için altından kalkılamaz risklerle doludur.
Türkiye Ortadoğunun ateş dolu karmaşası içine Batılı emperyalistlerin çıkarlarının karakolu olarak sürülmektedir.
Türkiye, Amerikan emperyalizminin menfaatleri doğrultusunda İrana doğru kışkırtılmaktadır.
Türkiye, Kıbrıs politikası ve Batı hudutlarının güvenliğini zedeleyecek politikalarının içine her gün biraz da itelenmektedir.
Bu sürüklenme, kışkırtılma ve itelenmelerin hiç birisinde Türkiyenin bir çıkarı ya da savunma refleksi yer almamaktadır.
Türkiyenin dış politikası, kendi çıkarları doğrultusunda değil; yabancıların stratejileri yönünde oluşturulmaktadır.
Türk dış politikasının bu yönde ve bu nitelikte oluşturulabilmesi için gerekli olan etkin güç ise, Türkiyenin iç politikasını da dilediğini şekillendirebilmekte ve istediği ölçülere uygun olarak yapılandırabilmektedir
Türkiye haritasının [görünür] koordinatları, işte bu unsurlardan oluşmaktadır.
Türkiyenin milli çıkarlarının savunulması ise, [zorunlu olarak] işte yine bu aynı koordinatlardan hareket edilerek örgütlenecek ve zafere ulaştırılacaktır!...
Çünkü, hattı müdafaa yoktur; sathı müdafaa vardır!..
Ve bu satıh da, bütün vatan toprağıdır!..