HARUN GİBİ GELİP, KARUN GİBİ GİDENLER !

E. TURGUT TEKİN

 

 

Her akşam televizyon haberlerini izlerken içim yanıyor. Bazı günlerde ise izlemek  bile istemiyorum. Nedeni malum kriz. Ama bu durum, Harun gibi gelip, Karun gibi gidenleri hiç alakadar etmiyor. Memleketi yakıp kavuran alevleri görmüyorlar. İşsizlik, iflaslar, kredi kartı borcu altında inleyenleri fabrikalarını kapatanları, asla gördükleri yok. Onlar koltuklarını yenilemek kendilerini sandıktan yeniden çıkarmak peşinde koşarken, memleketi alev alev yakan yangını görmemezlikten geldikleri gibi birde bunları haber yapan medyacıları suçluyorlar. Onlara göre memleket gül gülistanlık ama gazeteler, televizyonlar bizi karalamak için bu yalan haberleri yapıyorlar diyorlar. Keşke bu gördüklerimiz ve yaşadıklarımız hep yalan olsa da memleket evlatları bu yangından ağlamasalar.

Politikacılarımız oy peşinde, vatandaş can kaydında! Bu seçim sanırım bazılarına  ders verecek. Onlara bu vurdum duymazlığın bedelini ödetecek. Artık halkımız, “Karanlığa kurşun sıkmıyor, Onları, sandıklar da boğacaktır. ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve benzeri ülkeler krizden en az zararla çıkabilmek için bütün olanaklarını seferber ederken bizimkiler, daha “Hamdolsun teğet geçti !” diyerek halkı aldatmaya çalışıyorlar. Be kardeşim ne teğeti merkezi bile parçalayıp geçti. Sen kalkmış hala alay eder gibi teğet geçti söylemleri ile ya kendini  yada halkımızı aldatıyorsun. Sanki biz daireyi bilmiyoruz. Böylemi teğet geçer. Bir ülkenin çiftçisi, köylüsü, kentlisi, işçisi, memuru, esnafı, sanayicisi velhasıl halkının yüzde doksanı tam kalbinden vurulup ağlıyorken, teğet geçilenler kimlerdir biliyor musunuz? Yazalım. Onlar bu ülkeye Harun gibi gelip, Karun gibi gidenlerdir. Hamdolsun onları teğet geçmiş olabilir. Ama halkımızın yüzde doksanını tam kalbinden delip kurşun daha içerde çıkıp gitmiş değil. Bu gidişle çıkacağa da benzemiyor. Haftalarca siftah edemeyen esnaflar, Mart vergilerini nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünüyorlar. Elektrik ve telefonlar, birer fatura gecikti mi hemen kesiliyor. Peki ne ile ödenecek?

Allah bu memleketin halkına acısın. Daha fazla acı çektirmesin. Yazarken kalbim sızlıyor.

Ben asla partizan değilim. Otuz yıl devletime alın terimle hizmet ettikten sonra emekli oldum. Emekli olunca da gidip öğretmen evinde veya kahvehanelerde taş oynayıp zamanımı boşa harcamadım. Mesleğimin bir başka dalı olan kitap ve kırtasiye ile meşgul oldum. Amacım, öğrencilere bu dalda da hizmet etmekti. Faydalı da oldum. Ama bu krizler bütün varlığımı alıp gitti.

Bugün bahar geldi. Söke çiftçisi, “Ne ekeceğiz?” diye soruyor. Ovanın yarısı sular altında. Mayıs’a kadar ancak çekilir ve tava gelir. Bu topraklara ancak ya mısır ya da pamuk ekilebilir. Çiftçi diyor ki, “Mecburen ikisinden birini ekeceğiz. Ekeceğiz de, ikisi de para etmiyor. O halde ne ekelim?” diyorlar. Çiftçilerin seslerini dinleyen yok. Çünkü onlar Karun gibiler. Karun’un Harun olmasına gerek yoktur. Siyasi partilerin yarattığı sloganlardan bazıları gerçekten çok ilginç ve gerçekçi. Biz Saadet partisinin yavrusu sanıyorduk, AK Parti’yi. Ama Saadetçiler onları kendilerinden kabul etmiyorlar ve diyorlar ki; “Biz onları Harun yapmıştık, ama onlar kısa sürede Karun oldular.” diyorlar. Bu yazıma başlık olan Bu  “HARUN VE KARUN” OLAYI BU Saadet PARTİSİ’NİN SLOGANINDAN ALINMIŞTIR. Yine Saadet partililer biz  “MUSA GİBİ ADALETLİ OLACAĞIZ VE ONLAR GİBİ FİRAVUN OLMAYACAĞIZ!” diyorlar. AK Parti’nin en güçlü rakibi birçok yerde Saadet Partisi. Oyları böleceğe benziyor. Zaten, AK Partiye oy veren kararsızlar ile tabanı olmayanlarda DP saflarında toplanmaya başladılar. Türkiye genelini bilmem ama bizim  Aydın genelinde DP başta gidiyor. Bazı anketçiler, hata yapıyorlar. Önce reklam, sonra empoze ederek eşitlik ilkesini bozmaya çalışıyorlar. Birkaç gün önce telefonum çaldı. Yanıt verdim. Bir anket firması diyor ki; “İlçenizden AK Partiden Ali Güzelyağdöken, CHP’den Necdet Özekmekçi, MHP’den Yusuf Keremit Söke Belediyesi Başkan adaylarıdırlar. Bunlardan Ali Güzelyağdöken’i başkan olarak görmek istiyorsanız bire, Necdet Özekmekçi’yi istiyorsanız ikiye, Yusuf Keremit’i görmek istiyorsanız üçe basınız” diyor. Bence bu anket adil değildir. Çünkü bildiğim kadar Söke merkezden üç değil altı parti ve aday seçime katılıyor. DP’nin adayı MIzrap Nazlı, Saadet’in adayı M.Emin Erbaş ve DSP’nin adayı Reşit Kızılırmak’ın adı bile geçmiyor. Şimdi bu ankete nasıl güvenebilirsiniz? Ben, bu anketten şunu anlıyorum. Üç partinin reklamını yap tanıt halka diğer seçenekleri vermeden empoze et. Böyle anket olmaz. Hele doğruluğuna güvenmek hiç olmaz. Bunlar güdümlü anketlerdir ve birileri halkın kafasını karıştırıyor. Halkı yönlendiriyor. Ama halkımız sandık kurulunda oyunu kullanırken kime vereceğini çok iyi bilir. Bazıları için şunu dağıtmış, bunu dağıtmış diyorlar. Ben böyle laflara inanıyor ve gülüyorum. Dağıtılan eşyayı veya parayı alanların bunları dağıtanlara oy vereceğini nerden biliyorlar. Türkçe’de çok güzel bir söz var. O sözde der ki, af edersiniz: “Bayram kemiği ile köpek tavlanmaz” Ne alan umar, ne dağıtan oy alır.

Ben 35 yıldan bu yana Söke’de gazetecilik yapıyorum. Bu nedenle iyi bir arşivim vardır. Cumhuriyetimizin 75. yılı nedeniyle Kuruluşundan günümüze kadar olan “Söke Belediyesi’nin Tarihini” ARAŞTIRIP YAYINLADIM. İki dosya dolusu yazı oluştu. Param olmadığı için yayınlayamadım. Birde Söke’nin “NAZIM İMAR PLANI”nı yazdım. Bu da çok güzel bir kaynak oldu. Belediye başkanı adaylarımız, ara sıra bazıları bunları alır, inceler ve sonra bana geri iade ederler. Yine bir başkan adayımız da alıp, inceledikten sonra bana getirdi. DOSYALARI, “HATEMOĞLU”nun çantasına koymuş. Arabadan alıp bana getirirken birisi görmüş. Gören de çok sevdiğim bir arkadaşım. İki gün sonra yanıma geldi ve şaka yollu, “Falan seni Hatemoğlu’ndan mı giydiriyor?” dedi. Ona yanıtım şu oldu. ”Bayram Kemiği ile köpek tavlanmaz. Ben, hiçbir siyasi partiye üye değilim. Hiç bir partiye de düşman değilim. Hepsinin varlığına hem inanırım ve hem de saygım vardır. Ben hayatımda eşime ve çocuklarıma bile şuna oyunuzu verin demedim. Söke’nin altı adayı da çok değerli insanlardır ve hepsinin çabası da Söke’ye ve Sökeli’ ye hizmetten ibarettir. Allah hepsine yardım etsin.