Hangi Barış Kiminle Barış,,,

 

 

Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamış olduğu üstü kapalı “tarihi fırsat” dedikleri konular yavaş yavaş gazete sütunlarında açıklanmaya başladı.

Bu tarihi fırsatlar dedikleri konular, bazı yazarlar tarafından beş altı başlık halinde toplanmış.

Tabi, en akılcı ve en doğru açıklamalar bu tarihi fırsat fikrini uçakta gazetecilere açıklayan ilk ağzın tüm medyaya açılaması olacaktır. Çünkü herkes değişik yorumlar yapıyor, yanlış konularda  bilgilendirmeler yapıyorlar. 

Kulaktan dolma, beklilerle, olabilirlerle, yapılaması gerekir şeklindeki açıklamalarla olacak bir işin olmadığını bilmeliyiz.

Tarihi fırsatların içerisinde neler olduğu nelerdir, tam belli olmadan tahminler yürütmek ortalığı karıştırmaktan başka bir şey olamaz.

İşte bir gazete sütunlarındaki başlık.

“Barış için tarihi fırsat başlamadan bitiyor, herhalde”…?

Hangi barış ve hangi tarihi fırsatlardan bahsediliyor orası karanlık.

Bir defa Türkiye’de savaş yok.

Savaşın olmadığı yerde de barışın kaçması mümkün değil.

Türkiye’de savaş çığırtkanlığını yapanlar kimler? Bunu bilmek gerektiğini söylemeliyiz en önceden.

Evet, Türkiye’mizde, güzel vatanımızda bir PKK sorunu vardır.

Türkiye’de, Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleye giren, Türkiye’yi  düşman ilân eden bir örgüt var.

Araştırmalara göre bu örgütün dağdaki kadrosu 3.500 kişi.

Yine bir araştırmaya göre bu örgütün dağdaki kadrolarında bulunun militanların %100’ü yabancı uyruklu, Türkçe dahi bilmeyen hainler.

Türkiye ile kavgalı olanları bile bile, barış için tarihi fırsatı kaçırıyor muyuz? Diye sormak abesle iştigal olmalıdır bence.

Benim çevremde, alışveriş yaptığım semt pazarlarında, şehirlerde ve ilçelerde bulunan cep telefonu  dükkanlarında, tüm yurt çapındaki terminal yazıhanelerinde ve hatta evlerimizin inşaatlarında  doğu kökenli, benimle, bizimle iç içe kaynaşmış insanlar var. Hepsi onların düşman dedikleri insanlarla alış veriş yapıyorlar.

Bu insanlarla bırakın kurtuluş savaşını, bir ömür yarısı beraberce yaşıyoruz.

Bu insanlarla hiçbir zaman kavgamız ve dövüşümüz olmadı.

Ve…bu insanlarla her dini bayramlarda, Cuma günlerinde yan yana namaz kılıyor, namaz sonunda bir birimizin ellerini sıkarak helalaşıyoruz.

Hani savaş nerede?

Hani kimler kavgalı?

Ve, neden barış için tarihi fırsatlar kaçsın.

Biz tarihler boyunca beraber yaşamışız. Kaçacak hiçbir fırsatımız yok.

Tarihi fırsatlar bakınız kimler için yaratılıyor. Bu tarihi fırsatlar kimler tarafından ortaya atılıyor ve bizlere de kabullendiriliyor.

* 1 Haziran tarihine kadar silahları bıraktık diyen PKK hainlerine. Bıraktık dedikleri silahlar daha iki gün önce askerlerimizi hedef almadı mı?

* Bölücü başının daha iyi koşullarda ceza çekmesi, daha iyi örgütlenmesi için, yanına yaptırılan koğuşlara mahkum gönderilmesi. Yani tecridin kaldırılması.

* Yurtdışında yaşayan, Türkiye’den kaçarak AB ülkelerinin vatandaşlığına giren ve oradan PKK hainlerini yönetenlere tekrardan yurda dönüş izninin çıkartılması. Dolayısı ile içeride bulunan PKK siyasi kanadının güçlendirilmesi. Daha açıkçası, Karayılan gibilerinin Türkiye’ye geri dönmelerinin sağlanması.

* Doğu ve Güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımızın üzerinde baskı varmış (?) .Bunun kaldırılması ve bu vatandaşlarımıza devletin yumuşak ellerinin daha çok uzanması. Unutulan esas konu ise, zaten Yüce Türk Devleti bu vatandaşlarımıza gereken önemi veriyor ve bırakın yumuşak eli, pamuk elleri ile her türlü yardımları yapıyorlar. Daha düne kadar demiyor muyduk, bize de buzdolabı yok mu? Diye.

Peki GAP kimin için yapıldı?

* Kürtçe engelleri kalkacak.

Zaten hangi Kürt kardeşimiz Kürtçe konuşamıyordu ki. Daha dün, bina inşaatının sıvasını yapan Kürt kardeşlerimizden o kadar güzel Kürtçe konserler dinledik ki, “bir daha, bir daha” diye istekte bile bulunduk. Bizim korkumuz bu ülkede Kürtçe konuşulması değil. Bizim korkumuz bu ülkenin çok çeşitli dillerle anlatım düzenlerinin bozulması. İşte bir örneği Laz’lardan geldi. Kendi dilleri ile eğitim istiyorlar. Peki bunun devamının gelmeyeceğini kim garanti ediyor?

* Ve en önemlisi ise TCK‘nun 220 maddesinin işlerliliği. Buna göre ise, terör örgütlerine üye olanlara bir nevi af getiriliyor. Dolayısı ile başta bölücübaşı olmak kaydıyla bütün örgüt katillerini affettiriyor.

Ben haklı olarak soruyorum şimdi.

Hangi barış fırsatı kaçıyor, kiminle barış fırsatı kaçıyor?

Sayın büyüklerin dediği gibi, Devlet kurumları arasında görüş birlikleri kurulmuş. Dolayısı ile de bu tarihi fırsat yakalanmış.

Bu tarihi fırsatla PKK sorununu halledeceğiz diyenler kendini kandırıyor. Çünkü sorun içeride değil. Sorun dışarıda. Sorun ABD de. Sorun AB de. Sorun İsrail’de. Sorun Ermenistan’da. Zaten tarihi fırsat işareti, hani bizim çok güvendiğimiz şu Obama’mız var ya. Onun başının altından çıktı.Ankara’da önemli, açıklanması sakıncalı görüşmelerden bir tanesi de buydu herhalde. Biz de sazan gibi atlayıverdik üzerine gibi geliyor bana.

Artık benim devletim, benim ülkem, benim tüm vatandaşlarım, kendi ameliyatını kendilerinin yapacağını bilmesi gerekir.

Yeter ki dış kaynaklar kurutulsun.

Yeter ki memleketimdeki işsizliği hükümet ve muhalefet el ele vererek yok etsin.

Yeter ki, çalışanlara ödenen maaşlardan kesilen vergilerin geri toplanması ile dış borçların ödeneceği fikrinden vaz geçilsin.

Bizim için en büyük tarihi fırsat bu olmalıdır.