GÜNDEM

Sevgili Dostlar,

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile entegrasyon süreci yarım asırdan bu yana stratejik bir hedef ve vizyon çerçevesinde devam etmektedir.  Türk dış politikasının barışçıl, çok boyutlu ve değişimci niteliğinin en güçlü yansıması da esasen Avrupa Birliği perspektifimizdir.

Öte yandan, Türkiye coğrafyası, medeniyeti ve tarihi birikimi sayesinde dünyanın geniş bir bölgesiyle iletişim kurabilen, geniş bir alana hitap edebilen özelliğiyle çoğu ülkeye nasip olmayacak bir zenginliğe ve esnekliğe sahiptir.

Türkiye, hem doğuludur, hem batılıdır. Türkiye hem Avrupalı, hem Asyalı bir ülkedir. Ama aynı zamanda bir Orta Doğu, bir Balkan, bir Akdeniz ve Karadeniz ülkesidir.

Dolayısıyla Türkiye’nin dış politikasını sadece belirli eksenlere hapsedip bu eksen dışındaki her türlü ilişkiyi bir eksen kayması olarak nitelendirmek eksik ve hatalı bir dış politika yaklaşımı olur. Dahası bu yaklaşımlar Türkiye’nin tarihini ve talihini reddetmek anlamına gelir.

Türkiye’nin herhangi bir eksen sorunu sözkonusu değildir. Stratejik tercihlerimiz ve dış politika ilkelerimiz neyi gerektiriyorsa ve nerede kesişiyorsa Türkiye her zaman o noktada gereken adımları tereddütsüz şekilde atmaya devam edecektir.

Sevgi, saygı ve muhabbetle