Değerli Dostlar,
Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık. 2012 yılı bir yandan yakın coğrafyamızda bölge halklarının demokrasi talebiyle şekillenmeye devam ettiği bir yıl olurken, küresel ekonomik krizin etkileri yine uluslararası gündemin öncelikli maddelerinden biri oldu.
Böylesine kritik bir dönemde Türkiye ise kaydettiği ekonomik performansla, reform hızıyla, istikrar ve güven ortamıyla dünyada yıldızı parlayan ülkelerden biri olarak küresel siyasetteki etkinliğini daha da artırdı.
Avrupa Birliği sürecimizde de Türkiyenin yükselen gücünün etkisi fazlasıyla hissedildi. Yılın ikinci yarısından itibaren Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin sözde Dönem Başkanlığına rağmen Türkiye, Rumları muhatap almadan Avrupa Birliği kurumlarıyla mutad ilişkilerini yoğun bir şekilde devam ettirdi. Pozitif Gündem süreciyle yakalanan ivme somut kazanımlara dönüştü. Vatandaşlarımıza vize muafiyetinin sağlanması için tarihi bir eşik aşıldı, Konsey Türkiye ile vize diyalogunu sürdürmesi için Komisyona yetki verdi.
Bu ivmenin muhafaza edilmesi kuşkusuz Türkiyenin artan küresel etkinliğiyle paralel olduğu kadar, reform kararlılığının da bir tezahürü olarak görülmelidir.
Bu kararlılık Cumhuriyet tarihinde ilk kez Hükümetimizin kendi İlerleme Raporunu hazırlamasıyla, Türkiyenin üyelik sürecini istismar eden çarpık siyasete de meydan okumuştur.
Dünün hasta adamı artık ayağa kalkmış, bugünün Avrupasına reçete yazacak, Avrupadaki hastalıklara çözüm üretecek, Avrupa Birliğine yük olacak değil, ABden yük alacak bir güce ve kudrete erişmiştir.
Hedefimiz, AB sürecinin yarattığı ivme sayesinde her alanda çağdaş standartlara ulaşmak ve vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini daha da geliştirmektir.
2013te de yeni bir yılla birlikte yenilenen heyecan ve beklentilerle reform sürecinde ilerlemeye devam edeceğiz.
Tüm dostlarımın yeni yılını tebrik ederim.