Bu hafta bir hasta ziyareti için sık sık Söke Fehime-Faik Kocagöz Devlet Hastanesine gitmek durumunda kaldım. Ziyaretlerim sırasında gördüklerime inanamadım.
Hastanenin Başhekim Vekili Uz. Dr. Bilge Özşarlak Karaaslan ve çocuk doktoru kadrosundaki Uzm. Dr. Selma Yazıcıoğlu Özcan koridorlarda yürüyordu.
Bilindiği gibi; Selma Yazıcıoğlu Özcan, Aydın Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği görevinden alındıktan sonra Söke'ye çocuk doktoru olarak atandı. Yani eski görevi olan Söke Fehime-Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Başhekimliği görevine dönmedi. Buna rağmen gördüğüm manzara karşısında sandım ki; başhekim!
Emirler veriyor, personeli uyarıyor!
Bilge Özşarlak Karaaslan'da nedense bu durumu içine sindirmiş!
Görüntü netti!
Sanki başhekim vekili değil, başhemşire gibi duruyordu!
Selma Yazıcıoğlu Özcan'ın emrinde gibiydi!
Yaşanan bu gelişme inanılacak gibi değil!
Durun daha bitmedi!
Bu arada gördüm ki, Selma Yazıcıoğlu Özcan, Funda Tanrıöven isimli hemşirenin odasını kullanıyordu.
Yani; ÇKS'ye göre kadrosu çocuk doktoru olan bir Devlet memuru, kendi kafasından Söke'ye atamasını gölge başhekim olarak yapmış. Doktor odası yok ve muayene için hastalara sıra vermiyor. Hastanede öylesine takılıyor...
Yarın bir gün sıkıntı yaşamamak adına görüntülediğim bu durum inanılacak gibi değil!
Resmi başhekim olarak ta gölge başhekim olarak ta imza yetkisine haiz değil ama böyle takılmak kaç kişiye nasip olabilir ki?...
Ramazan ayındayız ya!
Davul; Bilge Özşarlak Karaaslan'ın boynunda, tokmak Selma Yazıcıoğlu Özcan'ın elinde. İmza yetkisine haiz olan olmayanın emrinde.
Vur davulcu vur...
Personel bile; Selma Yazıcıoğlu Özcan'a yönlendiriliyor. Her türlü sorunları, istek ve talepleri ona aktarıyorlar.
Bu yaşananlar hem de bir hemşirenin odasında oluyor! Çünkü kendisine ait bir odası yok ama sanki başhekim...
Aydın Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Yrd. Doç. Dr. Murat Acat'a sormak istiyorum!
Bu nasıl bir aymazlıktır?
Bu nasıl yöneticiliktir?
Hiç utanmanız, sıkılmanız yok mu?
Siz nasıl Aydın Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterisiniz?
Dün; Söke Fehime-Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Başhekimiydiniz. Selma Yazıcıoğlu Özcan'da sizin şimdiki görevinizdeydi. Göreviniz elinizden haksız yere alındığını düşündünüz ve Bölge İdare Mahkemesi'ne itirazda bulundunuz. Mahkeme sizin lehinize karar verdi. Siz görevinize döndünüz, Selma Yazıcıoğlu Özcan'da eski görevi olan Söke Fehime-Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Başhekimliği görevini başka talebi olduğu için istemedi ve çocuk doktoru olarak atandı. Buna rağmen işini yapmaması, gölge başhekimliğin de ötesinde koridorlarda gezinmesi, emirler vermesi, personeli uyarması, bir hemşirenin odasına konuşlanması ve oradan da hastaneyi çekip çevirmeye çalışması ne demektir?
Bu davranış aslında Söke Fehime-Faik Kocagöz Devlet Hastanesi'ni değil de sizi yönetmesi anlamı taşımıyor mu?
Buna nasıl oluyor da müsaade edebiliyorsunuz?
Yoksa eski görev yerinizde bir daha gözü olmaması, koltuğunuza göz dikmemesi karşılığında anlaşmaya mı vardınız?
Ya da böyle bir anlaşma yok ama bu yaşananları biliyor ve yukarıda saydığım nedenlerden dolayı yani koltuk sevdasına üç maymunu mu oynuyorsunuz?
Kendinize yapıldığını düşündüğünüz haksızlık sonrası nasıl hak arayışına giriştiğinizi unutmuş değilim!
Sizi tanımamama ve bir kez olsun görüşmememize rağmen hak arayışınızda sizin yanınızda yer aldım.
Şimdi de yanlış karşısında kendinize yapılmış gibi aynı hassasiyeti göstermenizi bekliyorum. Aksi halde aynı hassasiyetle ben sizin karşınız da olacağım.
Şunu da diyebilirsiniz!
"Yaşananlardan haberim yoktu!"
O zaman da derim ki!
Demek ki; Aydın Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği görevini yapamıyorsunuz ve derhal ya istifa edin ya da sizi o makamdan alsınlar.
Selma Yazıcıoğlu Özcan gibi; koltuğunuzda gözüm yok ama gerçekten durum böyleyse ve olanlardan ve yaşananlardan bi haberseniz sizi o görevden alsınlar.
Hak, hukuk ve kanunlar hatta birden fazla kurumun saygınlığı adına gereğinin yapılması ricasıyla...