GENÇLER HAKLI

MUSTAFA AÇICI

Ülkelerin, toplumların gelişmişlik düzeylerini ne gösterir. Ekonomik veriler mi?

Ekonomik veriler gelişdikçe, insan hakları, demokrasi, eşitlik, özgürlük, adalet de gelişiyor mu?

Ya da şöyle soralım. Siyasal alt yapı mı üst yapıyı belirler, ekonomik alt yapı mı?

Sadece ekonominin gelişmesi ülke/insanlarının gelişmesini sağlayacak mı? Daha basılmamış kitapların bile toplatıldığı bir ülkede ve hele o ülkede okur oranı nüfusuna göre yüzde  5 civarında ise, nasıl bir demokrasi gelişmesi bekleyebilirsiniz...

Kültürel üst yapıyı belirleyen eğitim sitemi olsa, ülkemizde okur yazar oranı haylı artmış durumda. Buna rağmen halen daha kültür düzeyimiz neden çok düşük. Sanata, spora baktığımızda  ne görüyoruz. Spor deyince akla sadece futbol geliyor. Oysa spora geniş anlamda bakamayan bir toplum önümüzde duruyor.

Eğitim sistemimiz çökmüş. Çocuklarımızı spora ve sanata yöneltemiyoruz. Bir at yarışıdır gidiyor ve anne babalarda bunu kanıksamış. Varsa yoksa ders çalış, dershaneye git, özel ders al.

Ne için?.. ÖSYM için...

Ya ÖSYM ne yapıyor? Bir sınavı bile beceremiyor! Eski yönetim gidiyor. Yerine yenisi geliyor. Yenisi daha ilk sınavında başarısız.

Bu durumda ÖSYM başkanını yeniden eğitime almak gerekmiyor mu? Başkanın özel ders alması, dershaneye gitmesi, kendini eksik kalan yanları için geliştirmesi gerekmiyor mu?

Aslına ÖSYM başkanının şu ana kadar çoktan istifa etmiş olması gerekirdi.

Gelişmiş toplumlarda/ülkelerde böyle değil mi? Başarısız olan ya da bariz hata yapan, basın açıklamasını yapar, özür diler ve istifa eder.

Bu koca ülkede ÖSYM’yi yönetecek başka kimse kalmadı mı da, başkan halen daha koltuğunda oturuyor.

Öğrenciler sokaklarda. Başbakanımız bizde istesek 5 bin 10 bin kişiyi yürütürüz diyor. Sayın Başbakan, biliyoruz ki siz isteseniz yüz bin kişiyi de yürütebilirsiniz. Ama bu işin çözümü karşı yürütürüm demekle olmaz. Yapılacak ilk iş ÖSYM başkanının istifasını istemek.

Sonra da çocuklarımızın özgür ve eşit bireyler olarak yetişmesini sağlamak ve okusun okumasın her çocuğun geleceğinin güvence altına alınmasını sağlamak olmalıdır.

Öyle 23 Nisanlarda çocuklara on dakikalık koltuk vermekle olmuyor bu işler. Çocukların göstermelik koltuklara ihtiyacı yok. Çocukların güvenle bakabilecekleri bir ülkeye/dünyaya ihtiyaçları var.

Şeker dağıtalım, oyuncak dağıtalım, koltuk verelim  gibi gösterişlerle çocukları kandırmayalım.

ÖSYM’ye tepki, o çokta ağızlarından düşürmedikleri ileri demokrasilerindeki demokratik bir tepkidir. Demokrasilerde, tepkilerini dile getiren insanla tehdit edilmezler. Bilakis demokratik tepki için insanlar özendirilir.

Kendi içlerinde demokrasiyi uygulayamayan, parti genel başkanlarının seçtiği kişilerin aday olduğu ve seçmenlerinde bu adaylara oy vermek zorunda kaldığı  bir ülkede, hak arayan lise öğrencilerine aba altından sopa göstermek demokrasinin neresinde yazmaktadır.

Haklı olan gençlerdir. Haksız olan ise ÖSYM Başkanı. Başkan istifa etmeli.