2 yıldan beri devam eden küresek krizi en asgari seviyede atlatabilmemiz ve dünya ekonomisini çemberi içine alan bu yangından kurtulabilmemiz ve normal yıllarda da nasıl bir strateji takip etmemiz için bazı önerilerim olacak.
Böyle bir yazıyı yazmaya neden lüzum gördüm.
29 Mart yerel seçimlerinde gördüm ki Söke'mizde iş hayatına atılabilecek çok sayıda gençlerimiz var. Eğer bu gençlerimiz siyasette olduğu gibi iş alemin de cesaretle atılabilseler Söke'miz arzu ettiğimiz kalkınma hamlesine kavuşmuş olabilir. Bu mevzuda arzu edilen potansiyel mevcuttur ve değerlendirmek gerekir.
İki yıldan beri içinde bulunduğumuz bu bunalımlı ortamda iş bulamayan gençlerimizle, dükkanını kapatan esnafımızı, üretimini satamayan fabrikaları ayrıca kepenkleri kapalı boş dükkanları ve kiracı bekleyen boş daireleri gördükçe çok üzülüyorum.
işte küresel ekonominin sebep olduğu bu ortam bize ders olmalı diye düşünüyorum ve bu yıllarda iş aleminde bulunan ve yeni başlayacak olan gençlerimize önemli önerilerim olacaktır.
1-Sevgili gençler hayatınız boyunca iyimser olmayı gayret edin fakat her zaman iyimser olmak bazen yanıltıcı olabilir. Onun için olayların boyutunu çok iyi takdir etmeniz gerekir. Aksi halde hüsrana uğrayabilirsiniz.
2-Bazı girişimlerinizde içinde bulunduğunuz ortam nedeniyle ümitsizliğe kapılmayın. Kendinizi koyuvermeyin. Mücadele etme azminizi de yitirmeyin. Ben bu davadan başarılı olarak çıkarım diyebilmelisiniz.
3-Aynl iş kolunda bulunan kimselerin işlerinin bozulmasından sevinç duymayın. Elinizden geldiği kadar ona yardımcı olma faziletini gösterin zira iş alemi her zaman güllük gülistanlık içinde geçmez. Bir gün siz de zorluk içinde olabilirsiniz.
4-Dolar ve Euro ile borçlanarak iş kurma yoluna gitmeyiniz. Eğer mecbur kalıp döviz ile borçlandıysanız evvela döviz borçlarınızı ödeyin ve Türk Lirası borçlarınızı sona bırakın.
5-Dövizle olan borçlarınızdan kurtulabilmek için mevcut varlıklarınızdan fazla olanlarını mesela bir iki daireniz ve icabında varsa arabanızı satarak döviz borçlarından kurtulma çarelerini arayın.
Bu mevzuda şahit olduğum bir olaydan bahsetmek istiyorum. İzmir'de çok takdir ettiğim bir arkadaşım vardı. Orta büyüklükte bir tekstil fabrikası ile rahat bir hayat sürdürüyordu. işlerini genişletmek için İsviçre ve İtalya'dan yeni makineler getirmiş ve 2000 yılında 1.000.000 DM döviz almıştı. 2001 yılında dolar ve mark bir günde üç misli değer kazanınca arkadaşımın borcu bir anda üç misli yükselmişti. Arkadaşım paniğe kapılmadan ve moralini bozmadan eşinin iki dairesi, kendisinin de bir dükkanını sattığı halde borçlarını ödeyememişti. Babası da 30 dekar meyveliğini satarak oğlunun borcunu kapatmıştı. Eğer böyle varlıkları olmasaydı batması mukadderdi. Banka icraya vermiş olsaydı borçlarının yarısını kapatamayacaktı. Bu durumlarda bankalara güvenmeyin zira bankalar iyi gün dostudur.
6- İster tek başınıza ister kardeşinizle ortak iş yapıyorsanız mağazanızda veya şirketinizde banka sistemini kurunuz. Alım ve satımlarınız faturalı olduğu gibi şirkette para çekme işleriniz de tahsil fişi ve makbuz ile yürütmeniz gerekir. Benim evlatlarım dahi aynı sistem içinde çalıştıkları için gerek kendileri ve gerekse babaları olarak ben para çektiğimiz takdirde muhasebe fişi imzalayarak para çekiyoruz. Bu sistemle mağazanızı ve şirketinizi memurlarla yürütür ve kendiniz daha büyük işler tutabilirsiniz. Bu banka sistemini kurmayıp da bakkal defteri ile kasanın başından ayrılmasanız başka işler yapamazsınız ve küçük esnaf durumundan kurtulamazsınız.
7-Gençlere son önerim iş hayatınızda kazancınız arttıkça yumurtaları tek sepete koymayın. Riskleri dağıtarak birinden zarar ettiğiniz veya hiç para kazanmadığınız zaman diğer yatırımlarınız size destek olmaya devam eder.
Biz üç kardeş Balcılar A.Ş.'yi kurduğumuz zaman bu mevzuda bir karar almıştık. Kazancımızın dörtte biri ile geçinerek diğer dörtte birini bahçe ve tarla almak, üçüncü dörtte birini ev ve apartman yapmak, bundan da artan kalan paramızı hisse senedi almak suretiyle kazancımızı dört ayrı yere yatırmıştık. Kriz zamanlarında dahi hiçbir zaman sarsılmadık ve devamlı olarak yan gelirimizle işlerimizi devam ettirdik.
İşte gençlerimizi de bu mevzuda aynı şekilde hareket etmelerini tavsiye ediyor ve ilelebet başarılı olmalarını diliyorum.