GEÇİP GİDERKEN...

ALİ GENÇLİ

 

Bir çiçekçinin reklamı; “Doğum günü… Yıl dönümleri… Yeni iş, terfi… Sevgililer günü… Kız isteme… Nikah töreni… Güller, karanfiller, orkide… Gelin arabası süsleme… Yeni bebek… Açılış…           Özür dileme… Hasta… Cenaze merasimi… Çelenk… Bol çeşit, güler yüz, uygun fiyat ……Çiçekçilik”

- hayatı baştan sona anlatır gibi….

* * *

Yaşam,  zamanın sarkacının tekdüzeliğinde akıp gidiyor.

Her gün yeni bir başlangıç umut ederek, bitiriyoruz bize sunulan ‘an’ları… Bir bilgenin örneklediği gibi; her sabah bilmem kaç bin saniye yatırılıyor hesabımıza ve biz gün boyu tüketiyoruz bu saniyeleri ertesi günkü yeni başlangıçlara dek…

Kasaba çiçekçisinin yazımın başında paylaştığım reklamı yaşam süreçlerini belirlemiş bir bakıma. O aralıklarda başarılar, mutluluklar, aşkların doruklara çıktığı ‘an’lar su gibi akar gider. Bir de durağanlıklar yaşarız zaman zaman…   

Değerbilmezlikler, unutulmaklar ve beklenmedik vazgeçilmeler yaşarız.

O denli zıttır ki birbirine, yaşadıklarımız, bu zıtlıklar kırılmalar yaratır gönüllerimizde…Kanamalar başlar örselenmiş ruhumuzun derinliklerinde.

Öte yandan düşündüğümüzde de geride kalan kısacık ömrümüze ne çok şey sığdırmışızdır.Ya da tam tersi, düşlerimize ne denli küçük gelecektir geriye kalan ömrümüz. Aslında yazılmamış öyküleri sayfalayarak sürüp gidecek geriye kalan yaşam, tıpkı öncesi gibi. Her yaşam bir öykü değil midir? İyisiyle kötüsüyle…

Bir yanda iyiler, bir yanda kötüler olacak hep ve kötüler her zaman kazanacak…

Ta ki  bencillik yeryüzünden silinene dek…

********

“Dün Dünde kaldı cancağızım, bu gün yeni şeyler söylemek lazım.” 

MEVLANA

“Her sabah güneş doğunca, başlar yeni bir gün. / Artık erişilmez bir düştür.

Dünde  ne varsa / yaşadığın ve gördüğün…”

A.Gençli

 Esen kalınız!...