Gerçek Gazetesi
Kuşadası'nda kamuoyunda büyük yankı uyandıran eski Fransız tatil köyünde Sami Ofer- Mehmet Kutman ortaklığının talebi ile Kuşadası Belediye Meclisi tarafından gerçekleştirilen imar plan tadilatı uygulaması, Aydın 1. İdare Mahkemesi tarafından durduruldu. İdare Mahkemesi'nin "Kuşadası'ndaki cennet" diye adlandırılan Kadınlar Denizi Mahallesi, Arslanburnu mevkiindeki 322 bin 212 metrekare araziyle ilgili belediye meclisinde alınan imar plan tadilatıyla ilgili CHP Kuşadası İlçe Sekreteri Özer
Kayalı'nın başvurusu üzerine, yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Mülkiyeti Emekli Sandığı'na ait olan ve Özelleştirme İdaresi'nce Ofer-Kutman ortaklığı Kuşadası Yatırımları A.Ş.'ye 34 milyon dolara satılan Fransız tatil köyü için belediyenin aldığı kararlar, büyük tartışmalara neden olmuş ve uzun süre gündemden düşmemişti. Özelleştirme öncesi 2 kat turistik tatil köyü ve yüzde 20 imar yoğunluğu olan araziye belediye meclisinde 7'ye karşı 8 oyla, 12 kat yükseklik ve yüzde 53 imar izni verilmesi üzerine CHP Kuşadası İlçe Sekreteri Özer Kayalı, yürütmenin durdurulması istemiyle Aydın 1. İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Kayalı'nın ardından 4 CHP'li ve 3 bağımsız üye de aynı konuda yürütmenin durdurulması için ayrı bir başvuruda daha bulundu. Yürütmeyi durdurma istemli bu başvurulara daha sonra arsanın sahibi Emekli Sandığı ile TEMA Vakfı da müdahil olmak istediğini mahkemeye bildirdi.
CHP Kuşadası İlçe Sekreteri Özer Kayalı tarafından kamu yararı gözetilmeksizin, keyfi olarak işlem yapıldığı ileri sürülerek, Kuşadası Belediye Meclisi'nin 7 Temmuz 2006'da aldığı 65 sayılı kararın iptali istemiyle açılan davayı görüşen Aydın 1. İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı aldı. Davanın açılmasının ardından Aydın 1. İdare Mahkemesi tarafından görevlendirilen Aydın Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'nde şehir plancısı olarak görev yapan Ayla Yüksel, Özay Gül ve Harita Mühendisi Fevzi Şentüfekçi'den oluşan bilirkişi heyeti, 20 Eylül 2007 tarihinde Arslanburnu mevkiindeki arazide keşif ve inceleme yaptıktan sonra, bilirkişi raporunu mahkemeye verdi. Bilirkişi raporunda "Dava konusu plan değişikliğine ait plan açıklama raporunun plan yapımına ait esaslara dair yönetmeliğin 14. maddesinde belirtilen araştırmaları içermediği, planlama kararları ile tutarlı plan değişikliğinin sağlanmadığı, yapılan plan değişikliğinin 3194 sayılı imar kanununa aykırı olduğu, plan değişikliğini zorunlu kılan hiçbir teknik-bilimsel gerekçenin plan açıklama raporunda ve ilgili meclis kararında ortaya konmadığı belirtilerek, böyle bir değişikliğe zorunluluk olması halinde Özelleştirme İdaresi tarafından bu değişikliğin yapılmasının sağlanacağı, oysa satış işlemi ile mevcut plan şartlarının da kabullenilmiş ve yatırımın da bu şartlara göre planlanmış olması gerektiği, bu yönüyle zorunlu gerekçeleri orta konamaya plan değişikliğinin plan yapımına ait esaslara dair yönetmeliğin 3. maddesinde yer alan plan değişikliği şartlarını sağlamadığı ve bu yönüyle anılan mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu" kaydedildi. Bilirkişi raporunda ayrıca, "322 bin 212 metrekare alana sahip Arslanburnu mevkiindeki arazının yüzde 20 olan imar plan hakkı ile 64 bin 442 metrekare inşaat alanına sahip olduğu, dava konusu parselin belediye meclisinde alınan kararla yüzde 53'e çıkartılan imar hakkı ile 170 bin 772 bin metrekare inşaat yapma hakkına kavuştuğunu, böylece toplam inşaat alanının plan değişikli sonra 2.65 kat artırıldığı, böylelikle artırılan inşaat alanı kadar doğal çevrenin bozulmasının kaçınılmaz olduğu" belirtilerek, Kuşadası içinde özgün değer ve nitelikler taşıyan bu alanda yapı yoğunluğu ve yüksekliğin artırılması yönündeki plan değişikliğinin yapılmasının Kuşadası'nın turistik çekiciliğine temel olan manzara ve siluet gibi doğal ve estetik değerlerin yitirilmesine yol açacağı, böyle bu değişikliğin neden olacağı sonuçların ülke kalkınma politikalarına, sürdürülebilir turizm ilkelerine, dolayısıyla kamu yararına aykırı olduğunu, planlamanın kent topraklarından daha çok rant elde edilmesine sağlayacak bir araç olmadığını, bilimsel ölçütlerle toplum yararına ilkesi korunarak yaşama geçirilmesi gerektiği, dava konusu parsele diğer parsellerden farklı ayrıcalıklı yapılaşma hakkı, daha yüksek, büyük inşaat yapma avantajı sağlamanın planlamanın amacına, esaslarına ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğu, değişiklik kapsamında kalan parselin çevresiyle karşılaştırıldığında, genel olarak 2 katlı ve en fazla 16.50 yükseklikte ve 4 katlı yapılaşma kararı bulunan çevrede 12 kat olarak getirilen yapılanma şartı sonucunda inşa edilecek yapıların uyumsuz bir yapı kütlesi oluşturacağı, bu yönüyle de dava konusu plan değişikliği kararının şehircilik ilke ve esaslarına aykırı olduğu, kararın benzer tesisler için de benzer yükseklik taleplerinin yapılmasına zemin hazırlayacağı, bunun da Kuşadası'nın daha yoğun yapılaşması nedeniyle kentin mevcut alt yapısının yetersizliği sonucu ulaşım, otopark, kanalizasyon, elektrik, atık depolama, arıtma ve benzeri yeni altyapı yatırımlarını gerektireceği, kamu zararına sonuçlar doğurabileceği, dava konusu imar planı değişikliğinin bu yönleriyle de imar kanunu yönetmelikler, şehircilik ilkeleri, planlama esaslarına aykırı olduğunu kanaatine varıldığı görülmüştür" ifadelerine yer verildi.
3 uzman tarafından hazırlanan bilirkişi raporunu inceleyen Aydın 1. İdare Mahkemesi, açıklanan nedenlerle hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı kanunun 27. maddesi uyarınca yürütmesinin durdurulmasına oy birliğiyle karar verdi.
(iha)