Kuşadası Setur Marina Sanat Galerisi"nde kendi kişisel sergisini açan Zehra Erdeğer'in, sergi tarihini 18 Aralık'a kadar uzatmasını fırsat bilerek, çalışmaları, umutları ve hayal kırıklıklarını anlattığı bir röportaj yapmış oldum. Böylelikle sizler Zehra Erdeğer'i tanımış ve sanata farklı bir pencereden bakmış olacaksınız.
Mutlu NAZLI : Sizi tanımayanlar için biraz kendinizden bahsedermisiniz?
Zehra ERDEĞER : Tabii ki kendimden biraz bahsedeyim. Ben Söke doğumluyum, herhangi bir resim eğitimi almadım, 95 yılından bu yana Söke"de olan Magnesia Kültür Sanat Derneği"nde çalışıyorum. Mekanımızı dernek olarak, resim atölyesi ve resim galerisi olarak kullanıyoruz, tabi bu benim için büyük bir avantaj.
(MN) : Eserleriniz tamamen yağlı boya çalışmalarından mı oluşuyor?
(ZE) : Eserlerim çoğunlukla yağlı boya, az bir sayıda da pastel yağlı boya karışımı çalışmalarım var.
(MN) : Sergide dikkatimi çeken taş üzerine yaptığınız çalışmalar ve kitap ayraçları gibi bir mozaik mevcut. Bu tip yeni çalışmalarınızla karşılaşacakmıyız?
(ZE) : İki yıldır denizden topladığım kayrak taşlarının üzerine de resim yapıyorum. Benim için ayrı bir zevk. Bodrum'da özellikle bu çalışmalarımdan isteyen müşterilerim var. Kitap ayraçlarıma gelince kitap okumayı çok severim ve bu alışkanlık haline geldi, onları yapmak kitap okurken aklıma geldi, hepsi orjinal ve çok ilgi çekiyorlar, o kadar çok yaptım ki sayısız diyebilirim hatta bazen yetiştiremiyorum. Yeni çalışmalarım tabi ki olacak. Tuval ve yağlı boya kağıdı üzerinde çalışıyorum.
(MN) : Peki ne gibi objeler üzerinde çalışıyorsunuz?
(ZE) : Benim gibi naif ressamlarda etrafı görmemiz kendimize özgüdür. Ben doğayı çocukları ve onların dünyasını çok severim.
(MN) : Eserlerinizde kentsel ve kırsal çizgiler görüyorum. Eserlerinizi yaparken etkilendiğiniz ya da size ilham veren bir şeyler var mı?
(ZE) : Bozulmaya yüz tutmuş olan doğamızda ki renkler ve çocuklar, belki yaşanmamışlıklar, hayallerim, olmak istediğim yerler, herşey etkiler beni. Zaten eserlerimin hepsi benim hayal dünyamda olan yerler. Hayalimde ki evim, hayalimde ki peri bacaları, balonlar, tarlada çalışanlar, kısaca hepsi...
(MN) : Şu ana kadar kaç sergi ile sanatseverlerle buluşma şansı yakaladınız?
(ZE) : 95 yılından bu yana 34 grup sergim, marinadaki sergimle birlikte 7 kişisel sergim oldu.
(MN) : Setur Marina Kuşadası Sanat Galerisi"nde sergi açma fikri nereden ve nasıl doğdu?
(ZE) : Marina'da sergi açmak benim için hayal gibi birşeydi, buradaki sergimin ayarlanmasını sağlayan dernek başkanımız Belgin Gürel'e ve tabi ki Setur Marina Müdürümüz Çağlar Bey'e borçluyum. Kendilerine tekrardan teşekkür ediyorum.
(MN) : Sizin için en sevdiğiniz ve sanatınıza faydalı geçen serginiz hangisiydi?
(ZE) : En çok sevdiğim sergim Kusadası Setur Marina'daki sergimden başka 2008"de arkadaşımla birlikte Bodrum da açtığım sergimdi bu sergi kendime olan güvenimin artmasına sebeb oldu. Bütün sergilerimin tadının inanılmaz güzellikte olduğunu söylemem gerekir.
(MN) : Serginin açılışında ilgi çok fazlaydı. Peki serginin devamında gösterilen ilgi nasıldı?
(ZE) : Sergi günü en başta Sevgili arkadaşlarım, Söke Belediyesi"nin sergime gelebilmeleri için araç temin edip gelen Sökeliler, yine Söke Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği"nden dostlarım, Söke Yazarlar Şaiirler Derneği"nden dostlarım ve Kuşadası'nda bulunan dostlarım, tanıdığım tanımadığım birçok sanatsever beni yalnız bırakmadılar onlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Sergim ilk iki gün çok güzel geçti ama üzülerek söylüyorum. Güzel duyuru yapmamıza ve Kuşadası 105 fm radyo programında yapmış olduğum sitemlerime rağmen diğer günler umduğum gibi olmadı.
(MN) : Son olarak Egeli sanatseverler için söyleceklerinizi kısaca alabilirmiyim?
(ZE) : Lütfen Egeli sanatseverler, sanatın kalbi sadece İSTANBUL olmasın... Teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalmanız dileğiyle...