Türkiyede bulunan sermaye dışarıya kanıyor muş
Lütfen sıkı durun. Bu tespit İMFye ait!..
Türkiyedeki sermaye hareketlerini düzenleyen, borç yükünü oluşturan ve organize eden, kısacası Türk ekonomisinin dizginlerini elinde tutan güç böyle diyor.
Evet, rast/gele bir sözcük seçmedik, güç dedik, biliyoruz, farkındayız
İMF emperyalizmin önde gelen bir organı, ekonomik sömürü alanındaki en önemli gücü ve adeta bir ileri karakoludur.
İşte bu ileri karakol Türkiyede bulunan sermayenin kanadığını söylüyor
Hem de dışarıya doğru!..
Önemli.
Şimdi gelelim Türkiyede dolaşan sermayenin kime ait olduğu konusuna
Türkiyede canın istediği gibi volta atan, istediği yere konan, istemediği yöreye uğramayan ve eli kazançta, gözü kapıda olan sermaye yabancı sermayedir.
Üstelik bu sermaye bir yatırım sermayesi de değildir.
Yani, sanayi, tarım, madencilik gibi alanlarında kısa ya da uzun vadeli yatırımlara kendisini adayan bir niteliği de yoktur.
Türkiyedeki yabancı sermaye borsadadır, Devleti borçlandıran tahvillerdedir, altındadır, kara işlerin içindedir
Güneydoğuda göz göre göre sürdürülen kaçakçılık niçin yıllardır durdurulmamaktadır?
Silah ve uyuşturucu tacirleri niçin kıskıvrak yakalanmamakta ve emniyet güçleri niçin göstermelik ve küçük çapta operasyonlarla sınırlı tutulmaktadır?
Var mıdır bu gibi soruların inandırıcı yanıtları?..
Cumhurbaşkanımız bu konuda da kolayca tatmin olmakta mıdır?
Başbakanımız da hemen ardından bu tatmin kervanına katılmakta mıdır?..
Hükümetin güçlü ismi Cemil Çiçek kameraların karşısına geçip:
- Cumhurbaşkanımızın tatmin olduğu bir konuda biz de tatmin olmuşuzdur, diyebilmekte midir bu konuda da?..
Hayır!..
Uyuşturucu trafiği tüm sürati ile herkesin gözleri önünde sürdürülecektir.
Terör işte bu kaçakçılık parasından beslenecek ve ömrünü terörle mücadeleye adamış bir TSK subayı emekliliğinden sonra yazdığı kitabın adını, İhaneti Gördüm koyabilecektir
Ama kara para Cudi dağından aşağıya süzülecek, ortaklara paylarını bölüştürecek ve Türkiye ekonomisi bir yandan teröre para harcayıp kefaretini öderken, diğer yandan da bazı keselerin dolması nedeniyle ekonomisinin çarkını döndürmeyi sürdürecektir
Ve sonra o kara para, büyük şehre gelince sermaye adını alacak ve dışarıya doğru kanayacaktır!..
Belki de Türkiye Devletine tahvil yolu ile borç veren bir şeref kürsüsüne dahi çıkartılacaktır.
Türkiye yabancı sermayeye dünyada en yüksek faizi ödeyen bir ülke konumundadır.
Faizi kim öder?..
Borçlu olan.
Peki, Türkiye niçin sürekli olarak borçludur?
İşte yanıtı aranması gereken asıl soru budur.
Türkiyenin borç yükü AKP hükümetleri döneminde azalmış mıdır?
Çoğalmış mıdır?
Eğer azalmış ise, Türkiye iyi yoldadır.
Eğer misli ile artmış ve artmakta da devam ediyorsa Türkiye bataklığın içindedir.
Vatandaşa anlatılması gereken ilk şey, işte bu ekonomik göstergedir.
Çünkü bu göstergenin ucu vatandaşın en olmadık yerlerine batmakta, kanatmaktadır
Tıpkı sermayenin dışarıya kanadığı gibi
Ama vatandaşın kanaması içeriye doğrudur.
Taaa içeriye Kan ağlayan biçare bir hayatın içine doğru, dibine doğru!..