EĞİTİMDE YENİ SİSTEM

ŞEREF PINARBAŞI

 

4+4+4 sorunu

“Eğitim fikir yada inanç aşılama olayı değil,çocuğun bağımsız yargı yeteneğini geliştirme olayıdır.”

“Eğitim; bireyin yeteneğinin ortaya çıkarılması olayıdır.”

                                 B.Russell

“Eğitim; bir çocuğun özel yeteneklerinin farkına varması için yardım etmektir.”

                                 E.Fromm

“Eğitim; bireyin özgürleştirilmesi işidir”                                                      Niyazi Altunya

                                      

4+4+4 Sorunu ve eleştirisi                      

1-) Öncelikle 3 yıllık anaokulunun sistemde görünmeyişi sistemin köksüz yani temelsizliğini getirmektedir. Bugün dünyada 1-3 yaş ‘Beyin Gelişimi Okulu’ 4-6 yaşlarında da zorunlu Anaokulları 1965 den bu yana öğrenci yetiştirmektedir. İlkokulu, şimdiki haliyle İlköğretim okulları, 3 yıl Anaokulu görmeyen çocuklara uygulandığında, sistem tümüyle çökecek, bu çöküntüde milyonlarca çocuğumuz heder olacaktır. Çünkü Avrupa’dan kopyalanıp yapıştırılan bu sistemin temeli, 3 yıl (4-5-6 yaşlarında) Ana okulunda okumuş olmasıyla hayata geçmesi mümkündür. Diğer türlü ilköğretim okulları ve dolayısıyla lise ve üniversite sadece ezberle götürülmeye çalışılacaktır. Bugünkü okuma-yazmada ilke haline gelen öğrenim şekli ‘’seslendirilmiş cümle yöntemi’’ ile mümkün olmaktadır. Bugüne kadar bu yöntem önce harf öğretimi, sonra cümle öğretimi, şimdi de ‘’seslendirilmiş cümle öğrenimi’’yöntemleri ile götürülmüş ve götürülmektedir. Seslendirilmiş cümle yöntemi tamamen geliştirilmiş zihinlerle, uygulamaya geçilmelidir. Bu üç yıllık anaokulunda animasyonlu öykülerle öğrenim demektir. Bundan sonra ilköğretimlerde ‘’metinle öğrenim’’ başlamalıdır.  Değilse çocuklara harf öğretiminde olduğu gibi sesleri dahi ezberlemeye veya ezberletmeye kalkılacaktır. Zihni gelişimini tamamlamadan ezberleyerek (konuyu kavramadan) okuyan çocuk ilköğretimin sonuna doğru bütün hatlarda çökmektedir. Bugünkü durumu da arar olacağız. Zira ezberleyen beyin kavrak, geliştirememektedir. Belleğin güçlendirilmesi ise anlamlı şiir veya güzel sanatlardaki insan doğasını besleyen konuları kavrayarak belleğe almakla mümkün olacaktır. Değilse anlamsız ses ezberleri ya da cümle ezberleri ile güçlendiğini sandığımız bellek, uyuşturucu almış gibi olacaktır. Beynin yaratıcı ve yapıcılığını yok edip kendi olamayan insan tipi ortaya çıkaracaktır. Oysa anaokulu okuyan çocukların gereksiz gizemci ya da gereksiz ulusçu değerlerden korunduğunu görüyoruz.

4+4+4 ün ikinci sorunu

Temelsizliği nedeni ile ilk 4 yılda harfler ezberletilerek, okuma yazma öğretimi (dikkat; öğretimi diyorum öğrenimi değil) başlatılarak ilk yılda çocuklar sıkıştırılarak harfleri, rakamları birleştirme ayırma, azaltma, çoğaltma, çarpma, bölme, üleştirme paylaşma gibi yabancı olduğu konuları ezberlemeye zorlanacaktır. İlk 4 yıl sadece birinci yılın müfredatını ezberlemekle geçiren çocuklar, bundan sonraki yaşamın diğer sorumluluklarını almak yolunda büyümeye zorlanacaklardır. Örneğin ikinci dörtlüğe geçerken, anne-baba seçkin okullara gönderebilmek adına, yine sınav çalışmalarına, yani formül ezberlemelerine yöneltileceklerdir. Bu sırada en çok ezberleyen çocuk, en iyi görünen robotlar gibi olacaklardır. Yani eskinin, altın çocuklarının yerine, daha kıymetli maden platin çocuklar meydana gelecektir. İnsanlarda; akıl yürütme, sevme, mutlu olma ve sanatsal beceriler gibi özel ortam isteyen ve sosyal yan ve beceriler tanınmadan mekanik insanlar üstün robotlar ve de onlara milyonlarca yardımcı robotlar yetişecektir. Bunlar da çok doğaldır ki, ülkemiz insanı işbirlikçilerin dışındakiler niteliksiz robotlar olarak pas yığını haline gelip çürüyüp doğaya karışacaktır. İkinci Dörtlük ve üçüncü Dörtlük yerli elitlerin robotu, üniversiteler de   işbirlikçi ve mega efendilerine  robotları olarak çocuk  yetiştirecektirler. Partiler, diğer demokratik kitle örgütleri  ve tüm anne-baba ve öğretmenlerimizin birebir direnişi mahalle- semt ve şehir okullarında görülmelidir. Örneğin herkes çocuğunu üç yıllık anaokuluna göndermeli   ve 6 yaşından önce ilköğretime göndermemelidir.  En azından işin bilincinde olan çocuğuna sahip çıktığı gibi komşularının ve yakınlarının çocuklarına da sahip çıkabilmelidir. Yani hiçbir çocuğu gerekli eğitim almadan 5 yaşında okula göndermemelidirler. 

3-)  Anaokulu okuyan çocukların hamasetten uzak, mantığı olmayan inanmalara rağbet etmeyen ve anlamsız tabuya itaatten uzak durduğunu görüyoruz. AKP ve benzeri zihniyet 0-6 yaş arasında eğitimi bu yüzden istememektedir.

4-)  İnsan hayatı bir bütündür. Hani bizdeki ‘’yedisinde neyse yetmişinde de odur’’ dedikleri deyimde olduğu gibidir. Bu nedenle otuz altı aylıktan başlayan bilimsel ve akılcı eğitim sevgi ile doldurularak on bir yıl kesintisiz sürmelidir. Bu kesintisizlik içerik olarak on bir+dört+ üniversite veya hizmet içi eğitimler şeklinde devam etmelidir. Yani eğitimde hayat boyu kesintisizlik içerik olarak devam etmelidir.

5-) Her eğitim sürecinde mülkiyet duygusu toplumsal anlama vurgu yapılarak yönlendirilmelidir. Yani benden başkaları da vardır. Onlarda yiyecek, içecek, yaşayacak diyerek para ve mala kurgulanmayacak şekilde yetiştirilmelidir.

Kısaca söylemek gerekirse AKP ve bu zihniyette olanlar, kuzu bir evlat, kuzu bir insan, sorgulamadan itaat eden bir toplum istemektedirler. Başta kapitalist sistemin egemenleri G-8’ lerin ağababaları bununla dünyayı sömürmeye devam edeceklerine inandıklarından, yerli iş birlikçilerini de taşeron olarak kullanmaktadırlar. Bu durum böyle devam ettiği sürece, tüm Allahın kulları yakın bir tarihte G-8’ lerin kulları olacaktır. Ülkemizde buna kısa süre sonra dahil olacaktır..