Otuz yıldan bu yana Güney Batı Ege antik kültürlerini tanıtma çalışmaları yapıyorum. Bu konuda bana en çok yardımcı olan rahmetli Rodoslu Berber Hüseyin Ağabeydi. Çocukluk ve gençlik yılları Rodosta geçtiğinden Yunancası mükemmeldi. Hem eski Yunancayı hem de yeni Yunancayı çok iyi biliyordu. Atina, Kandiye, Stia ve Rodostan getirdiğim yunanca kitap ve yazıları, TV kasetlerini bana o tercüme ediyordu. Onun bu tercümelerini ben Türkçeye uygun bir hale getiriyordum. On yıl Hüseyin Ağabey ile böyle bir çalışma yaptık. Efes, Didim, Milet, Priene ve Afrodisiastan seçilmiş bazı metin ve parçaları Türkçeye çevirdik. fiimdi bunlardan birini burada anlatmaya çalışacağım.
Didim Akyeniköy Belediyesi ile Girit Adası Milet Belediyesi kardeş belediye olmuştu. Miletin kuruluşunun 3000. yılı nedeniyle Akyeniköy Belediyesi Başkanı Yılmaz Özü bir heyetle Girite davet ettiler. O da beni basın danışmanı olarak yanında götürdü. Doğu Giritli Aydınlar bizi çok iyi karşıladı. Orda bana birçok ngilizce ve Yunanca yazılı kitaplar verdiler. Bunları Türkçeye çevirmede emekli öğretmen Mustafa Genç ile Rodoslu Hüseyin Ağabeyin çok yardımları oldu. Daha sonra Miletliler bize geldiler. Bizde onlara kendi bölgemizdeki Didim, Milet, Priene, Efes ve Afrodisias örenlerini, Antik Kültür varlıklarımızı gezdirip gösterdik. Bu heyet içinde Yunan Ulusal TV kanallarından biri olan ANT televizyonu ve onun genel yayın koordinatörü Sayın Malamada vardı. O yıllarda bizde uydu yayınları yapılmıyordu. ANT televizyonu ise uydu yayını yapıyordu. Hüseyin Ağabeyin tercümanlığı sayesinde Sayın Malamaya dedim ki;
-Sayın Malama, yarın sizi dünyanın en ünlü Antik Kültür Kenti olan Efese götüreceğiz. Lütfen hazırlıklı olda güzel bir tanıtım programı yapalım. Malama gülümseyerek:
-Sayın Tekin, ben dünyanın en ünlü Antik Kenti olan Minos Uygarlığının merkezi olan Knososu ve saraylarını biliyordum. fiimdi siz Efes diyorsunuz. Merak ettim doğrusu. Yarın özel kameramı elime alıp bizzat çekim yapacağım. Ona şöyle yanıt verdim:
-Gezide Doğu Girit Müzeleri ve Örenleri Genel Direktörü Sayın Prof. Dr. Papa Dakide vardı. Onu da yanımıza alalım, arkeolojik konularda yardımcı olur. Malama;
-Çok doğru. Yarın Efesteyiz.
Ertesi gün, Rodoslu Hüseyin Ağabey, Malama, Papa Daki ve ben bir ekip oluşturduk. Genel gezi ekibinden ayrılıp kentin çekimine başladık. Birinci kaset dolduğunda Malama;
-Sayın Tekin, sizin dediğiniz çok doğru.Burası Antik Tarih ve Kültür Hazinesi. Daha ilk defa böyle bir kültür merkezi görüyorum. Onlara Tanrıça Athenayı, Tanrıça Artemisi, Apollonu, Herayı ve ünlü Artemis Tapınağını anlattım. Dudaklarını ısırarak bizi dinlediler. Çekim sırası Celsius Kütüphanesine gelince Rodoslu Hüseyin Ağabey, onlara kitaplığın önünde bulunan 4 heykeli ve onlara bu heykellerin neleri temsil ettiğinin öykülerini onlara yunanca anlattı. Malama ayağa kalktı Hüseyin Beyin ve benim ellerimi öptükten sonra;
-Sayın Tekin, sayende beni dünya çapında ünlendirecek bir konu yakaladım. Hüseyin Bey lütfen heykellerin başına geçip anlat bende çekim yapayım. Bu konu umarım bugünkü dünya gençlerine örnek olur. Biz bu programı ngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça ve Rumca yayınlayacağız. Lütfen daha albenili olsun. Hüseyin Bey heykellerin başına geçip onlara Yunanca olarak öykülerini anlattı. Malama ve Prof. Dr Papa Daki hayretler içinde hem dinlediler hem de çekim yaptılar.
Sonra Hüseyin Beyden rica ettim:
-Hüseyin Ağabey, bu öyküleri bana da anlatta yazalım. O;
-Yarın öğleden sonra yanına gelirim, o zaman ben anlatırım sende yazarsın, dedi. O günlerde prostat kanseri olduğundan tedavi görüyordu. Fazla yorgun düşmesin diye yarını bekledim. Dediği saatte elinde bir yunanca kitapla geldi. Onlara anlattığı öykülü sayfayı açtı. Orada Celsius Kitaplığının bir resmi vardı. Heykellerle birlikte çekilmişti. Dedi ki;
-Hocam hepsini mi çevireyim yoksa heykellerimi? Ona:
-Önce heykelleri dedim. * Devam edecek