DUYUP GELENLER KAZANDI

NEVZAT LALELİ

Derneğimiz, 15.Kasım.2014 Cumartesi günü HİZMET-İŞ sendikası salonunda saat 13 de “Üyeler ve Gönüldeşler kaynaşma toplantısı”nı yaptı. Toplantıya derneğin idarecileri, 39 üyesi ile “facebook” taki 4900 arkadaştan Ankara’da oturanları davet edildiler. 
Açılış, yapılan bir yoklama ile başladı.
Ancak davet edilenlerin yanı sıra gelenlerin “devede kulak” misali olduğu görüldü. Batıl yolda çalışanların “İstanbul gezi parkı olayları” ile diğer çalışmalarını “Sosyal medyadan” gerçekleştirdikleri ve muvaffak oldukları halde, “Biz hak yoldayız” diyen HAY-DER’in üye ve gönüldeşlerinin davetlere gereken ilgiyi göstermemesi ve toplantılara katılmaması, camiamız için üzüntü vericidir” diyen Genel Başkan Laleli, 
“Hâlbuki Allah (c.c) Kur’nı Keriminde bize; “Allah’a, Resulüne ve sizden olan Emir sahiplerine itaat (dikkat; bu ayette itaat buyrulmuş) edin” buyruğu göz önüne alınınca “külahımızı önümüze alarak, düşünmeliyiz” dedi.
HAY-DER Genel Başkanı konuşmasında; “İslam, insanın mutluluğunu (dünya ve ahiret saadetini), ailenin sağlam kurularak bir ömür (ve hatta cennete bile) devam etmesini ve Müslüman toplumun (düşmanlarına galip gelebilmesi için) madden ve manen güçlü olmasını…” istemektedir.
HAY-DER ise İslam’ın bu isteğini; “Mutlu insan, sağlam aile, güçlü toplum” sloganı ile kendisine bu sahada çalışacağını hedeflemiştir.
OLUMSUZLUKLAR ORTAMI
Belki fark ettiniz, insanlar arasındaki ilişkinin hak esaslarına yürütülmesi ve “Ahlaki, ekonomik, adil, ilmi, siyasi…” bir sitemin de kurulması da gerekli kılmaktadır.
Yoksa bu gün olduğu gibi “ananın – babanın belli olmadığı, insanın ırz ve namusunun heder edildiği, malının ve parasının gasp edildiği, en küçük bir münakaşa esnasında bile cana kastedildiği …” bir ahlaksız sistem yürürlükteyse…
Sokaklar, otobüsler, metro, tramvay ve trenler birer zina mahalli haline gelmişse, bu yangına dur diyecek bir otorite bulunamıyorsa, 
Adalet, varlıklıların ve makam sahiplerinin emrine tahsis ediliyorsa…
Ekonomi, zengin (bankalar) ve varlıklılar (Holdingler) arasında onların isteklerine göre çalışıyorsa…
Siyaset, haksız ve güçlü olanların (hazine yardımları, iletişim araçları olan gazete ve televizyonlar) kullanabildiği bir sistem halinde işliyorsa…
Milletin parasıyla çalışan üniversiteler, ilimde faydayı gözeteceğine “ilim ilim içindir” sözüne göre çalışıyor, telif eserler yerine tercüme eserler çıkartıyorlarsa…
Sanayimiz, “fabrika kuran fabrikalar” yerine montaj sanayi şekline getirilmiş, imalat ve üretim durdurulmuşsa…
Yıllık ithalat ve ihracat arasında ki “Dış ticaret açığı” her yıl daha çok açılıyorsa,
Komşu Müslüman ülkeler ölüm, kan ve gözyaşı denizine dönmüşken, aynı ateşin ülkemize sıçramasına ramak kalmışsa…
HAYIRDA YARIŞANLAR NEREDESİNİZ?
Bize sormazlar mı ki; HAY-DER olarak “Mutlu insan, sağlam aile, güçlü toplum”u nasıl gerçekleştireceksiniz?
Bütün bunlara ilaveten, “Ben Müslüman’ım” yani “çevremde yaşanan bütün kötülükleri elimle düzelteceğim, elimle düzeltemezsem dilimle düzelteceğim, dilimle düzeltemezsem kalbimle buğz edeceğim” demesi gerekenn insanlar, bunları sağlayacak kurum ve kuruluşların toplantılarına katılmaz, oralarda görev almaz, aidatlarını ödemez ve bağışlarıyla çalışmalarda katkıda bulunmazsa, korkarız ki bu yangın en kısa zamanda hepimizi de yakacaktır.
Toplantıya katılanlara, HAY-DER’in 2015 yılı duvar takvimi ile rozeti, “Flört yangını” ve “Adil düzen nedir, ne değildir” kitapları dağıtıldı.