Dr. Aydın; “Jeotermalde sıra arkeolojik sit alanlarına geldi”

Dr. Aydın; “Jeotermalde sıra arkeolojik sit alanlarına geldi”

Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Metin Aydın, “Jeotermalde sıra arkeolojik sit alanlarına geldi” dedi.
Dr. Metin Aydın, yaptığı açıklamada; “Magnezia antik kenti Aydın ili Germencik ilçesi Tekin köyü sınırları içinde Ortaklar-Söke karayolu üzerinde Gümüşçayı yanında yer alan tescilli birinci derece arkeolojik sit alanıdır. Arkeolojik sitler koruma ve kullanma koşulları yönetmeliğinin birinci derece arkeolojik sit alanları maddesinin c fıkrası; ‘Höyük ve tümülüslerde toprağın sürülmesine dayanan tarımsal faaliyetlerin yasaklanmasına, ağaçlandırmaya gidilmemesine, yalnızca mevcut ağaçlardan ürün alınabileceğine’ ve d fıkrası da ‘Taş, toprak, kum gibi alınmamasına. Kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden gibi ocakların açılmamasına. Toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzeme dökülmemesini’ emretmektedir. Mevcut kanunlar yürürlükte olmasına rağmen son birkaç aydır Magnezia antik kenti alanı içinde Ortaklar-Söke yolunda, Gümüşçay’ın solunda yer alan ve arkeoloji uzmanlarınca höyükte kral mezarları olduğu iddia edilmekte olan Höyük dibinde jeotermal santral kurulum amaçlı kuyu kazılması çalışmaları devam etmektedir. Bu çalışmalar sırasında zeytin ağaçlarının kesildiği, toprak hafriyatı ve beton dökme işleminin yapıldığı gözlenmektedir” dedi.
“Köy halkının aynı bölgede höyükten daha uzak mesafede yer alan tarım arazileri şu anda birinci derece sit alanı gerekçesi nedeni ile her türlü tarımsal işleme yasaklıdır” diyen Aydın, “Höyük dibinde yer alan jeotermal santral amaçlı kuyu kazma çalışmalarının devamı telafisi mümkün olmayan arkeolojik zararlara sebebiyet vereceği kesindir. Tüm olayların yaşanmasının sebebi 2007 yılında çıkarılan jeotermal yasasıdır. 2007 yılı sonrası ÇED yasasında yapılan değişiklikler ile jeotermal santraller ‘birinci derece gayri sıhhi müesseseler’ içinde yer alırken yani ÇED alınması gerekli iken; ÇED alınması gerekli olmayan ‘ikinci derece gayri sıhhi müesseseler’ içine sokuldu. Bu düzenlemeler sonrası bugün tuğla fabrikası veya balık çiftliği için ÇED zorunlu iken çevreye yaptığı zararlar çok daha fazla olan jeotermal santraller için ÇED istenmez hale geldi. Yasal düzenlemelerin kendi lehlerine göre düzenlenmesinden cesaret alan jeotermal işletmeler günlük pratikte her gün çevre ve canlı yaşamına zarar faaliyet yapmaktadır. Örneğin İmamköy’de sağlık ocağının bahçesine jeotermal kuyu çakmaya çalışılması, Hıdırbeyli’de sokakların içinden ve evlerin üstünden jeotermal boruların geçirilmesi gibi akla mantığa ve yasalara uygun olmayan pek çok faaliyet yapılagelmektedir. Birinci sınıf tarım arazileri, incir ve zeytin bahçeleri, yerleşim yerlerinin yanına ve içine jeotermal santraller, kuyular yapılır halde iken Magnezia örneğinde olduğu gibi çevrede yapılan talanda sıranın tarihi yerleşim yerlerine, kültürel miraslarımıza gelmesinin üzüntüsü ve şaşkınlığını yaşamaktayız. Şaşkınlığımız bunlara izin verilebilmesi, kontrol edilmemesi ve tüm yaşananlara suskun ve kör kalınabilmesi noktasında daha da artmaktadır. Aydın Tabip Odası olarak Magnezia arkeolojik sit alanında faaliyette bulunan jeotermal santral amaçlı kuyu kazma faaliyetlerinin geri dönüşümsüz kültürel hasara zarar vermeden derhal durdurulmasını, hali hazırda yürürlükte olan kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanununa uyulmasını, bu kanunu uygulamak ve denetlemek makamında olan tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GENEL Haberleri