Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Metin Aydın, Aydın’daki su varlıklarının tehlike altında olduğunu iddia ederek, Aydın’ın en önemli su kaynağı olan Büyük Menderes Nehri, bugün Türkiye’nin en kirli üçüncü nehridir” dedi.
22 Mart Dünya Su Günü’de suyun önemine dikkat çeken Dr. Metin Aydın, “Dünya Su Günü, 1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilişinden bu yana her yıl 22 Mart tarihinde farklı bir tema ile kutlanıyor. 2016 yılının teması ‘Su ve İstihdam’ olarak belirlenmiştir. Su, doğal yaşam için en temel ihtiyaç. Suya erişim ise her canlı için temel bir hak. Su piyasa değeri olan bir meta değil, insanlığın ve doğanın ortak varlığıdır. Ancak sularımız, artan nüfus, plansız ve sınırsız büyüme, yanlış tarım, sanayi ve madencilik politikaları ile birlikte kirlenmeye ve tükenmeye başladı. Son 40 yılda Türkiye su kaynaklarının yüzde 50’sini bu nedenlerle kaybetti. Derelerimiz, denizlerimiz, yer altı sularımız, kıyılarımız, ormanlarımız, biyolojik çeşitliliğimiz yasal düzenlemelerle gözden çıkarılıyor, doğal ve kültürel varlıklarımız, yaşam alanlarımız bir bir yok ediliyor. ‘Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı’, ‘Su Kanunu’ ve ‘Mera Kanununda Değişiklik’ gibi yasal düzenlemelerle pek çok milli park ve 1.derece sit alanlarında şirketlerin faaliyetleri kolaylaştırılıyor ve koruma alanlarında her türlü enerji santrali inşaatı, maden arama ve işletme tesisinin önü açılıyor. Nükleer, termik, jeotermal, HES’ler, altın, gümüş, nikel, maden ocakları ve işletmeleri, çimento fabrikaları, yasalar, yönetmelikler ve daha pek çok araç ile yaşam alanlarımız yok ediliyor” dedi.
MENDERES NEHRİ KİRLENİYOR
Aydın’ın en önemli su kaynağı olan Büyük Menderes Nehri’nin bugün Türkiye’nin en kirli üçüncü nehri olduğunu beyan eden Dr. Aydın, “Menderes nehrindeki kirlilik düzeyi tarımda sulama dahi yapılmaması gereken dördüncü derece kirlilik derecesindedir. Oysaki Menderes nehri 19 çeşit bitki ve sebze türünün sulamasında kullanılmakta olup Türkiye’de bu kadar fazla bitki ve sebze çeşidinin sulamasında kullanılan başka bir nehir yoktur. Menderes nehrini sanayi atıkları, jeotermal atıklar, plansız kentleşme ve belediye atıkları, evsel atıklar, aşırı gübre ve ilaçlama en fazla kirlenmektedir. Aydın’da içme ve kullanma su ihtiyacının yüzde 80’den fazlası yer altı su kaynaklarından karşılanmakta. O nedenle Aydın’da yer altı sularının varlığı ve temizliği büyük önem taşımaktadır. Aydın’da yer altı sularını kirlilik sebepleri; Aydın’da atıkların gömme işleminin fazla olması, zirai ilaçların çok yoğun ve bilinçsiz kullanılması, jeotermal kuyu kazılarının çok yoğun ve denetimden uzak olması, Menderes nehir taşkınlarıdır. Aydın topraklarının yüzde 85’nin jeotermal kullanımına açılması, şu an Türkiye’de faaliyette bulunan jeotermal santrallerin yüzde 70’nin ve gelecekte Türkiye’de yapılacak jeotermal santrallerin yüzde 50’nin Aydın’da olması nedeni ile jeotermal santraller Aydın’da yer üstü ve yer altı su kirliliğinin en önemli sebepleri haline gelmiştir. Bu santral ve kuyular özellikle su kaynaklarının yakınına kurulmakta olup kurulum ve faaliyetleri sırasında su kaynaklarımızı çıkardıkları akışkanlar ile yoğun şekilde kirletmektedirler. Bu akışkanların içinde ise normalin 190 katına varan Bor,250 katına varan Arsenik, kadmiyum, kurşun, Radon, toryum ve pek çok diğer ağır metal, toksik madde yer almaktadır. Bu suların tarımda kullanılması ile ise Aydın’da üretilen gıda maddelerinin güvenliği zarar görmekte, Aydın tarımı sağlıklı ve sürdürülebilir gıda üretmede ciddi sorun yaşar hale gelmektedir. Oysa biz çok iyi biliyoruz ki yüzey ve yer altı sularında su seviyesi ve kalitesini korumak, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminde ve biyolojik çeşitliliğin korunmasında hayati öneme sahiptir. Hali hazırda dünyada pek çok ülkede yaşanan savaş ve göçler ile yakın gelecekte dünyada yaşanması olası savaşlar su ve sağlıklı gıda için verilecektir” diye konuştu.
“YASAL DÜZENLEME VE ÖNLEM İSTİYORUZ”
“Türkiye ve Aydın olarak sahip olduğumuz yer üstü ve yer altı su varlıklarımız bizim en önemli zenginlik kaynaklarımızdır” diyen Aydın, sözlerini şöyle tamamladı: “Birde küresel ısınmaya bağlı dünyada yaşanacak su azlığı ve çölleşmenin Türkiye ve Aydın’ın da içinde bulunduğu Akdeniz bölgesinde en fazla yaşanacak olması temiz ve sürdürülebilir su zenginliğimizin önemini daha da arttırmaktadır. O nedenle Aydın’lılar olarak bizlerin bir damla su varlığımızı bile göz bebeğimiz gibi korumamız, temiz tutmamız gerekir. Aydın’ın üstü ve üstündeki doğal, kültürel, canlı varlıklarımızın değeri Aydın’ın altından çıkarılan ama bizim bu coğrafyada varlığımızı sürdürmemize engel oluşturan jeotermal, maden zenginliklerimizden daha az değerli değildir. Hiç bir enerji kaynağı yaşamdan daha değerli değildir. Hele hele bu enerji kaynakları yerel halka ve yönetimlere hiç bir katkı sağlamazken, sürekli şekilde bu zenginliğin öneminden bahsedilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Aydın Tabip Odası olarak Büyük Menderes nehrini kirleten tüm unsurların acilen yasaklanmasını talep ediyoruz. Aydında havamızı, toprağımızı, suyumuzu, kültürümüzü kirleten ve yok olmasına sebep olacak hiç bir faaliyete izin verilmemesini istiyoruz. Keşke demeden öncede gerekli yasal düzenleme, tedbir ve denetlemelerin yapılmasını talep ediyoruz”