Bakıyorum da son birkaç gündür Fatih Atay meselesi ile ilgili olarak bilen bilmeyen yorum yapmaya başladı.
Emin efendi durur mu? O da gördüğünü görmediğine, bildiğini bilmediğine katmış, kendince bir şeyler karalamış.
Gelin bu meseleyi adım adım irdeleyelim…
Bir kere Özlem Çerçioğlu hem çalışkan hem de dürüstlüğü ile nam yapmış bir belediye başkanıdır. Halkın gözünde de öyledir. Öyle olmasa her girdiği seçimde en az 10 puan üzerine koya koya gitmezdi.
Yalnız onun yıllardır söylediği bir şey vardır ki; aslında olayın kırılma noktası tam da burada. “Belediye başkanlarının; kızı, oğlu, yakın akrabaları asla belediyede çalışmamalı, belediyeyle bir ilişki kurmamalı” der hep.
Bunu onun ağzından en az 15 yıldır duyan, mevcut belediye başkanları da dahil yüzlerce kişi vardır. Yani yeni bir söylem değil.
Yine 15 yıldır kendi ağzından duyduğumuz bir başka cümlesi şudur; “bir belediye başkanı o koltuğa oturduğu günle, koltuktayken ki mal varlığını, yani aradaki farkı gayet şeffaf bir şekilde izah edebilmeli. Anamın çıkını, oğlanın düğünü demeden hem de.”
Yıllardır Aydın şehrini yönetiyor, şehre gözü gibi bakıyor. Doğru yönetiyor, usulsüzlük yaptırmıyor. İmar konularında dahi olağanüstü bir gayretle, şaibeye yer olmayacak şekilde şehrinin, hemşehrilerinin haklarını muhafaza ediyor. Yıllardır belediyenin imar komisyonunda görev alan imar komisyonu üyeleri, hem de her siyasi partiden üyeler, bunu çok iyi bilir.
Merak eden, kendi siyasi görüşüne yakın olan partiden komisyon üyelerine açsın telefonu sorsun. Yamuk iş o komisyondan geçmez, ilçe belediyesi tamam dese bile o komisyonda duvara toslar. (Örnek: Mesut Özakçan olayı, bakın o parsel hâlâ öylece orada duruyor.)
Mesut Özakçan olayının kırılma noktası da tam da budur zaten. Sen olmayacak işe kalkışırsan reddi de yersin, çiziği de…
Bunu da bütün Aydın bilir.
Bana sorarsanız adaylıkta falan da bir milim bile sorunu yok. İşte ilin milletvekilleri orada; sorun bakalım ne diyecekler. CHP MYK’sına, Genel Başkanı’na sorun. "Aydın’da adayınız kim?" deyin bakalım.
Şimdi gelelim Fatih Atay meselesine;
Fatih Atay belediye başkanlığı koltuğuna nasıl oturdu? Tabi ki Mesut Özakçan’ın yapmış olduğu hatalar nedeniyle. Mesut Beyin’in yaptığı hataları yapmayacağına, hem de kamuoyu önünde namus, şeref sözü verdi ama fersah fersah fazlasını yaptı.
Doğru mu Emin kardeş?
Oğlunu getirdi belediye adına satın aldığı kulübün başına oturttu. Bunun neresini, kim, nasıl savunabilir? Neden oğlun? O kulübü belediye sermayesi ile yani milletin parasıyla almışsın. Orada milletten sakladığın bir iş mi dönüyor da oğlun o kulübe başkan oluyor.
Kardeşine 3 müdürlük birden veriyor. Bir de kendini “bir yerden maaş alıyor” diye savunuyor. Hiç güleceğim yoktu. Bir de 3 maaş verseydiniz.
Yahu zaten kanunen mümkün değil bu! Babanızın bağından bağ mı bağışlıyorsunuz! Koca belediyede kardeşinden başka memur yok mu?
Gören de kardeşi 30 yıllık belediyeci zanneder. Derdiniz muradınız nedir? O müdürlüklerde kan bağınız olan birinden başka birine emanet edilemeyecek kadar gizli saklı neler oluyor? İnsanlar bu soruları sormuyor mu zannediyorsunuz.
Şimdi bu işlerin tamamı yanlış, öyle böyle hatalar değil hem de!
Sen oğluna cebinden parayla alıyormuş gibi kulüp al, kardeşine adeta belediyeyi teslim et; sonra Özlem Çerçioğlu geçimsiz miş…
Bakın size bir şey söyleyeyim; imar rantı devşirmek isterseniz ki buna ayrı bir yazı yazacağım, akçeli işlere meyil verirseniz, devlete vergisini vermediğiniz bir zenginleşmeniz olursa; Özlem Çerçioğlu ile geçinemezsiniz.
Böyle insanların lügatın da dürüst olmanın, namuslu olmanın, beytülmala gözün gibi bakmanın adı “geçimsizliktir” çünkü.
Bugün Fatih Atay, partisinin il başkanıyla, il kadın kolları ve gençlik kolları başkanlarıyla, merkez ilçe başkanıyla, merkez ilçe kadın kolları ve gençlik kollarıyla aylardır yıllardır küs. Neden biliyor musunuz? Hepsine ya hakaret etti, ya da azarladı da ondan.
Fatih Atay bütün bu yanlışlarının, hatalarının ardından son ve en büyük hatasını da yaptı. Özlem Çerçioğlu’na çamur attı.
Eminimki, Özlem Çerçioğlu bunu CHP Genel Merkezi ile eşgüdümlü olarak yargıya taşıyacaktır. Bekleyip göreceğiz.
Ama Fatih Atay’ın şirazesi öyle kaymış öyle kaymış ki; dün basından öğrendiğimize göre 3,5 yaşında sabiyi, dedesine kızıp belediye kreşinden attıracak kadar melekeleri sallanıyor!
İşte o kulübü alıp oğluna, 3 müdürlüğü kardeşine teslim ederken ki bakışı tam da bu! Bak Fatih Efendi! O kreş senin babanın malı değil; o kreşte o sabinin anasının, babasının, dedesinin, herkesin ama herkesin hakkı var, vergisi var. Sen kimsin de "birine kızdım" diye kreşten çocuk atıyorsun! Buna nasıl bir kafa böyle?
Gelelim son olarak Fatih Efendinin “ben asfaltı daha ucuz yaptırdım” iddiasına. Son iki yazımda bu hususa değinmedim çünkü teknik meseleleri işin uzmanına sormadan, sağlamasını yapmadan konuşursanız, bu arkadaşın durumuna düşüverirsiniz. Karayollarında yıllarca görev yapmış bir arkadaşımdan bu iddiayı incelemesini rica ettim.
Sıkı durun sonuç ne çıktı biliyor musunuz? 2 ay arayla sözleşmeye bağlanan bu işte; Aydın Büyükşehir Belediyesi asfaltı, tonu 244 liradan döktürmüş, Efeler Belediyesi 256 liradan. Yani Efeler Belediyesi tonu 12 lira daha pahalıya döktürmüş. Eeeeee Fatih Efendi şimdi dön akıl hocalarına sor bakalım! “Hani yolsuzluk yaptıydı ulan bunlar” de o ince sesinle, bakalım sana ne cevap verecekler! Cevabı iyi ezberle ki, Devletin yetkilileri sorduğunda dilin dolaşmasın.