Marmara depreminin dramı henüz geçmemişken, peş peşe gelen Van depremleri; hüzün denizinde boğdu bizleri. Deprem uzmanlarının ortak söyledikleri bir cümle var. Bu cümleye kulak vermek nedense işimize gelmiyor bir türlü. Söylenen cümle şudur: Deprem insanı öldürmez Ama yalpan evler öldürüyor demişlerdi Ve diyorlar.
Marmara depremi, bir yaz günü gecesinde olmuştu. Ölüm vakası az olması gerekirken, yıkılan binaların zemini sonradan doldurulmuş olması ve binaların yetersiz malzemelerle donatılmış olmaları felaket getirdi.
Van depreminde de görülen odur ki, yıkılan binaların kalitesiz oluşları ölüm getirdi. Bu konu bizi aşar dememek lazım, çünkü bütün Türkiyeyi ilgilendiren bir konudur. Zira ülkemiz, deprem kuşağındadır. Şatavatlı tabut binalar yerine, sağlam evler yapılmalıdır. Yanlış hatırlamıyorsam, 1956 yılında Balat merkez köy, haritadan silinmişti. Nedense o basit evlerde bir kişi ölmüştü. Uzay çağında olmamıza rağmen, yani teknolojinin doruklarında olmamıza rağmen küçücük depremler, Türkiyenin felaketi olmaktadır. Devlet buna bir çare bulmak zorundadır.
Öte yandan, Kızılay örgütünün varlığı. Ülkemiz ne zaman bir deprem felaketi yaşasın, Kızılay ve Türk askeri hemen orada biterler. Ne var ki son günlerde sivil örgüt birimleri çoğalmaya başladı, kurtarılan insan sayısı artış gösterdi. Bu da bir teselli olmaktadır bizlere. Kızılay, geçmiş dönemlerde olduğu gibi Van depreminde de tüm varlığı ile oraya koştu. Bazılarına göre eleştiri, bazılarına göre takdir topladı. Bu tür anlayışlar, kişiyi bağlar.
Eksiklikler kurumun olmamalıdır. Eksiklikler varsa eğer devletindir. Türk Kızılay örgütünün, illerde ve ilçelerde şubeleri vardır. Devlet, şubesi bulunan ilçelerde ve illerde ikamet eden vatandaşlarının sayısına göre çadır bulundurmalıdır. Onlara doyuracak kadar da yiyecek stoku yapılmalıdır.
Her il ve ilçenin Kızılay şubelerinin yönetim kurulları, bu hazırlıklara hemen başlamaları gerekmektedir. Deprem ne zaman geleceği bili olmuyor. Eğer Kızılay şubeleri, hazırlıklı olurlarsa eğer, felaket zamanında hiçbir kurumdan yardım almadan yurttaşın yaralarını saracaklardır. Devlet ve Kızılay genel merkezi, felaket zamanında hissedilen bu eksiği mutlak giderilmesi gerekmektedir.