26 Temmuz 2009 Pazar günü, Yusuf Hocamın düzenlediği bir geziye katıldım. Ne iyi etmişte gitmişim..!
Bizim Yenicami ile Umurlu Kuyucular Köyü Cami kardeş cami olmuşlar. Geçen yıl onlar Sökeye gelmiş, bizimkiler onları Akbüke denize götürmüşler. Bu yılda Kuyucular Camisi İmam Hatibi Mehmet Aşkın Hocam bizimkileri davet etmiş. Bizimkiler hazırlanmışlar. Yusuf Hocam geziden bir önceki gün yanıma gelerek:
-Yarın önemli bir işin yoksa seni geziye götüreceğim, dedi. Bende;
-Ne gezisi? deyince anlattı;
-Camiye gelen çocukları, Umurlunun Baş Değirmen denen piknik yerine götüreceğiz. 15 Ağustos 1993te öğretmenlikten emekli olduğumdan bu yana çocuklarla toplu halde bir geziye katılmadım. İçimdeki öğretmenlik ruhu birden kabardı. Çocuklarla böyle bir geziyi özlemiştim. Ona hiç itiraz etmeden;
-Yarın buluşup gideriz o zaman, dedim. Dediğim gibi ertesi sabah camiye gittim. Saat 9:30 da yola çıktık. Umurlu ile Köşk arasında Aydın-Umurlu yoluna girdik. Dağın eteğinde kurulu olan Kuyucular Köyüne çıktık. Orada bizi Mehmet Aşkın Hocam karşıladı. Onlarda bir araba ile bizi bekliyorlarmış. Hemen hareket ettik. Asfalt bir yoldan dağa doğru yaklaşık 8 km yükseldik. Önümüze ceviz, çınar, kavak, söğüt ağaçlarının örttüğü yeşil ve sulak bir dere çıktı. Dere yatağı üzerine kurulu alabalık üretme çiftlikleri beni heyecanlandırdı.
Derede akan su üzerine kurulmuş oturma sedirleri. Tıpkı Kuranda da tarif edilen ve altından ırmaklar akan köşkler gibi.
Hocalar işletme sahibiyle pazarlık ettiler. İşletmenin sahibi Zekai Karatakka kolaylık gösterip anlaştılar. Çocuklar dereye indiler. Orada kurulu masa ve sandalyelere oturdular. Bu hem benim için hem de çocuklar için bir sürpriz oldu. Hocalar 60 çocuğa ve benim gibi 10 misafire alabalık ikram ettiler.
Ömürleri boyunca hiç alabalık görmemiş ve yememiş çocuklar bile bu mükellef sofranın nimetlerinden ve yüce Allahın verdiği nimetlerden rızıklandılar. Böyle sofralar ancak İslamın adalet anlayışında kurulur. Burada hocalara yardımcı ve destek olanların niyetlerini Yüce Rabbimiz elbette ki kabul buyuracaktır. Bunun dışında her saat başında çocuklara çerez, meyve, karpuz ve meşrubat dağıttılar. Çocuklar camide öğrendikleri dini bilgileri birbirleriyle paylaştılar.
Dere dışında 45C˚ olan sıcaklık her yeri kasıp kavururken, deredeki serin ve oksijenli hava rahatlatıyordu. Ülkemizde gerçekten çok güzel yerler var. Akçaköy Gürlek mevkisinde bir noktadan çıkan ve iki değirmen çevirecek güçte olan bu kaynak suyu Koçakdere, İlyasdere Vadisine hayat veriyor. Ayrıca çoğu köyün içme suyu da bu kaynaktan gidiyormuş.
Bizi konuk eden Mehmet Hocam geziyle ilgili şu bilgileri verdi;
-Amacımız çocuklarımıza Muhacir ve Ensarda yaşanmış kardeşlik, birlik ve beraberlik ruhunu tattırmak. Keşke imkanlarımız el verse de daha çok çocuğumuzu internet cafelerden kurtarıp, maddi ve manevi bu güzelliklerimizi yaşatabilsek. Onların sosyal yardımlaşmaya dayalı, barışı, paylaşmayı, kardeşliği yücelten duygularını olgunlaştırabilsek, dedi. Yusuf Hocama, Mehmet Hocama, bunlara yardımcı olanlara çok teşekkür ederim.
Aslında müftülüğün böyle organizasyonlar yaparak, çocuklarımız arasında dostluk ve kardeşlik bağlarını güçlendirmesini bekliyoruz. İnşallah ilgililere bu girişim bir örnek olur.