Henüz mazbatasını almayan bir yığın itirazlı seçim bölgeleri var. Bunlardan birisi de Söke'ye bağlı Bağarası'nın Belediye başkanlık seçimiydi. İki partinin başkanına eşit oy çıkmasından dolayı, çözüm için il seçim kuruluna başvuruldu. İki başkan adayı, heyecanla seçim kurulunun vereceği kararı beklediler ve verilen karardan çıkan sonuçla, DP adayı sevindi.
Öte yandan Doğu Anadolu'nun bazı kesimlerinde seçimden dolayı cinayetler işlendiğini Tv kanallarında gördük. Türkiye'nin birçok il ve ilçelerinde, hatta mahalle muhtarlarına varıncaya kadar itirazların olduğunu haber kanallarından öğrendik. Bu seçim sıkıntıları, dün olduğu gibi bundan sonraki seçimlerde de olacaktır. Üstelik bunun adını demokrasi diyorlar.
Oysa gerçek adaletli demokrasi, seçimle olur ama böyle değildir. Gerçek demokrasilerde seçim, çift turlu sistem vardır. Seçime kaç parti girerse girsin, en çok oy alan iki parti arasında belirlenecek gün içinde, tüm seçmenler, iki aday için tekrar sandık başına gidecektir. Sandıktan çıkacak aday, o beldenin başkanı olacaktır.
Bu sistem ne çare ki Türk demokrasisiyle bağdaşmaz. Hemen o sistem masraflı olur derler.
Oysa demokrasi elbette masraflı olacaktır. İsmi üstünde demokrasi, çoğulculuk ve katılımcılık demektir. Türkiye'de bu sistem olmuş olsaydı eğer, bu itirazların hiç biri olmayacaktı. Üstelik cinayetler de işlenmeyecekti. İnşallah böyle bir demokrasi sistemi Türkiye'ye gelir.