Gerçek Gazetesi
CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, TBMM Genel Kurulunda görüşülen 2014 Yılı Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi hakkında CHP grubu adına konuştu.
CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, YÖK ve ÖSYM bütçelerini değerlendirdiği konuşmasına Üç ayrı heyet raporuna rağmen Adli Tıp Kurumunda bulunan tıp doktorlarının ettikleri Hipokrat yeminini unutmaları nedeniyle bin yedi yüz on dört gündür tutuklu bulunan değerli meslektaşım, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu Profesör Doktor Fatih Hilmioğlu"na ve atanamayan 10 binlerce öğretmene armağan ediyorum diyerek başladı. Baydar, 2014 yılı bütçesini konuşuyoruz. 2000"li yılların herhangi bir bütçesi gibi 2011, 2012, 2013 yıllarının Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin bir benzeri bütçe. Rakamların belli bir amacı, özelliği ve ruhu olmaksızın bir katsayıyla çarpılıp elde edilen bütçelerden biri şu an önümüzde. Bu bütçe de öncekiler gibi Bakanlığın yükseköğretim tanımlamalarında belirttiği, ufku geliştiren, yeni fikirler ortaya koyan bir anlayışı ifade etmek yerine basma kalıp, klişe kelimeleri kullanan ve her sene kendini tekrarlayan bir bütçe düşüncesine sahiptir. Maalesef, bu bütçenin ruhu yoktur. Bütçeden önce Hükûmetin eğitim karnesini PISA raporlarından gördük. Sürpriz de olmadı aslında. 2003"ten beri her üç yılda bir raporlama yapan PISA verileri malumu ilan ediyor. Yıllardır her defa tekrar tekrar gördüğümüz ve içimize sindiremediğimiz veriler. "Başarı, başarı" diyorsunuz, sonuç ortada. Önceki raporlarda olduğu gibi Endonezya, Ürdün, Kazakistan ve pek çok Orta Doğu, Asya ülkesinin önünde yer almışız. 64 ülke arasında yine ortalamayı geçemedik, 42"nci olduk. Sayenizde yıllardır, on koca yıldır 40"ıncı sıraları mesken tuttuk. Eserinizle övünebilirsiniz dedi.
Yükseköğretimin sadece bina olmadığını savunan Baydar, İçine personelin doldurulduğu, yalnızca derslikler ve mekânların olduğu yerler de değildir. Üniversiteleri susturursanız, sindirirseniz, kendinize biat etmesini isterseniz, o üniversitelerden yaratıcı düşünce, buluş, icat, patent çıkartamazsınız. Sonuçta, bumerangın bir gün gelip sizi vurduğunu görürsünüz. 2014 bütçe rakamlarıyla bir değerlendirme yaparsak, toplam yükseköğretim bütçemiz 17 milyar Türk lirası, yaklaşık 8 milyar dolar. O çok övündüğünüz 800 milyar dolarlık millî gelirin yüzde 1"i yükseköğretime giden. Hani diyorsunuz ya "800 milyar dolara çıkardık milli geliri" diye, onun yüzde 1"ini yükseköğretime ayırıyorsunuz. Sonuçta her ile bir üniversite kampanyası bu bütçe rakamlarıyla sadece sözde kalmış, fiyasko olmuştur. Tablo önünüzde. Üniversitelerin bu kaynak dağıtımındaki adaletsizliğinden yeni adaletsiz uygulamalar doğacaktır. Sündürülmüş bir bütçeden sindirilmiş bir üniversite çıkar, bunu unutmayın şeklinde konuştu. (iha)