Çanakkale Türküsü’nü çok severim...
Dünden beri türküyü mırıldanıyorum! ve “...Ölmeden mezara gömdüler beni...” bölümünü Söke Belediye Başkanı Süleyman Toyran’a uyarlıyorum!
Söke Belediye Başkanlığı’nın 13-06-2016 tarihli Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne ulaşan 1/5.000 ölçekli nazım imar revizyonu talebi nedeniyle ve sonrasında izlenen yol ile ilgili olarak MHP Söke İlçe Başkanlığı Toyran’ı adeta siyaset mezarlığına gömdü!
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun, kendi partisi CHP belediye başkanı olması nedeniyle yapmadığını, yapamadığını MHP Söke İlçe Başkanı Turgay Avcı yaptı.
Çerçioğlu acıdı ama elin oğlu acımadı...
“Al sana, al sana!” diye poposuna, poposuna indirdi şaplağı...
AK Parti’nin şimdilik Söke İlçe Başkanı Fatih Gürer, Toyran sempatisi nedeniyle muhalif belediye başkanının siyasi hatasını eleştirmedi, eleştiremedi. Toyran’ın intihar niteliğindeki siyasi gafını hem kendi siyasi yetersizliği hem de bazı nedenlerden dolayı görmezden geldi.
Söke AK Parti’de şu anda yaşananın tek özeti olabilir!
O da, “Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi...” durumu hasıldır...
Söke Belediye Başkanı Süleyman Toyran'ın yetki aşımı ve siyasi yetersizliğini Fatih Gürer değerlendiremese de Turgay Avcı öyle bir kullandı ki, öyle böyle değil...
Hani bazen, “şu kişinin yerinde olmak istemezdim!” deriz ya, Toyran’ın ki tam da öyle bir durum!
Geçenlerde sözde bir gazeteci (Erol Özhavutçu), Söke Hükümet meydanındaki Demokrasi Nöbetine alkollü bir şekilde gelmiş ve Aydın BŞB’nin AYBA çalışanı kızlara ve kadınlara sarkmıştı. Eliyle ve diliyle küfür etmiş hatta tacize varan davranışlarda bulunmuştu. İş şikayete varmış ve karakolluk olunmuştu. Sözde gazeteci, kızlardan ve kadınlardan, “Beni dövdüler!” diyerek şikayetçi olmuştu.
İşte mesleğim gereği düşmek istemeyeceğim, “şu kişinin yerinde olmak istemezdim”e güzel bir örnek
Toyran’da siyaset mesleği gereği o sözde gazetecinin durumunda...
Başına çok büyük iş açtı.
Toyran’ın CHP üyeliği olmadığı ve siyasi tecrübesi bulunmadığı halde CHP Genel Merkezi tarafından Söke Belediye Başkan Adayı yapılmasının hataları yaşanıyor. Süleyman Toyran kendisi zor anlar yaşadığı gibi, temsil ettiği CHP'yi de sıkıntıya sokuyor.
Daha önce de siyasi olarak yanlış adımlar atmıştı!
Siyasi hatalarına en büyük örnek ise; tepeden inme birşekilde kendisini CHP’nin Söke’de belediye başkan adayı yapan Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu Aydın ziyaretinde karşılamamasıydı! Hem de Kılıçdaroğlu yenilenen Buharkent seçimi için gelmiş olmasına rağmen! Aydın BŞB Başkanı Çerçioğlu tarafından önce makamında ağırlamasına ve toplu olarak Buharkent’e geçilecek olmasına rağmen!
CHP Genel Başkan yardımcılarından tutun da milletvekilleri, İzmir BŞB, Dikili, Didim ve daha bir çok belediye başkanı Buharkent’e çıkartma yapmışken o araziye uymuştu.
Bizzat ben; defalarca cep telefonundan ulaşmaya ve kendisini uyarmaya çalışmıştım.
Ama nafileydi çabalarım.
Nasıl olsa belediye başkanı seçilmiş ve genel başkan dahil kimseye ihtiyacım yok edalarıyla ve burnu yere düşse almaz tavırlarıyla ve de küçük dağları ben yarattım havasıyla telefonunu kapatmıştı...
Sonra mı ne olmuştu?
Aydın İl Başkanlığından birileri önce akıl vermiş, “Annem hastaydı!” yalanını söyletmiş sonra da genel merkez tarafından savunmasını istetmek suretiyle satışa getirmişlerdi...
Toyra'ın son hamlesi, genel başkanını karşılamamasından da beter!
Aydın'da günün konusu oldu.
MHP Söke İlçe Başkanı Yük. Mim. Turgay Avcı, Toyran'a öyle bir ayar verdi ki, herkes maşallah dedi!
Avcı, Söke Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ve Söke Belediye Meclisi Komisyon seçimlerinin öcünü aldı. AK Parti ile birlikte hareket eden ve MHP’yi hem OSB’nin hem de belediye komisyonlarının dışında bırakan Toyran her halde bin pişman olmuştur.
Kendim ettim, kendim buldum şarkısını söylüyordur herhalde...
Avcı; intikam yemeğinin soğuk ve sabırla yenilen bir yemek olduğunu hepimize göstenrdi!
“...İlçe belediye başkanısın ama ayetkilerini bilmiyorsun...” dedi,
“...Yetki aşımının nedeni ve tek gerekçesi tribüne oynamak...” dedi,
“...Büyükşehir Belediyesi'ne öneri babında çalışmalar sunabilir. Onu da mecliste onaylatma yetkisi yoktur...” dedi,
“...İzlenen süreç hem zaman hem de maddi kayıp içermektedir..." dedi,
“...Bu iş için maddi harcamada bulunulduğu ve Söke Belediyesi zarara uğratıldı...” dedi...
Aydın BŞB Meclis toplantısına katılınmamasını da eleştirdi!
Söke Belediyesi'nin kendi hazırladığı 1/5000 ölçekli nazım imar planını savunmak için tüm meclis üyeleriyle Büyükşehir toplantısına katılmamalarını çok güzel yakaladı ve kullandı!
Bu davranışın su götürür tarafı olmadığını belirtti ve “bu davranış büyük bir handikaptır!” dedi...
En büyük darbeyi şu sözlerle vurdu!
“Toyran'ın açıklamaları anlamsız ve yanlış yönlendirmelerle doludur...”
Öldürücü darbe ise;
“...Toyran'ın uzun dönem ufku ve vizyonu ancak 2-3 yıl kadardır!...”,
“...Ayrıca 'bu planlar kesin değil!' diye halkı yanlış yönlendirmektedir. Nazım imar planlarında alınan kararlar kesindir. İlçe belediyelerinin hazırladığı 1/1000 ölçekli uygulama planları üst ölçekli planlara uymak zorundadır. Halka sorulması gereken konular 1/5000 ölçekli planlardan sonra değil, onlardan önce olmalıydı...” ifadeleriyle olmuştur...
Dediğim gibi; Başkan Çerçioğlu partisini temsil ettiği için acıdı belki ama elin oğlu daha ölmeden siyaset mezarlığına gömdü geçti...
Sanmıyorum ama dilerim hatalarından ders alır...