ÇAP NEDİR?

FARUK HAKSAL

 

Çap, bir çemberin merkezinden geçen ve çemberi iki eşit parçaya bölen doğru çizgisidir… Hatırlayabildiniz mi?

Yani, çapın çap olabilmesi için aranan ilk koşul, onun “merkez”den geçip geçmemesidir.

İkinci koşul ise, “bölücülük niteliğidir.

Çap, merkezden geçmeli ve çemberi iki parçaya bölmelidir!..

Eğer meseleye biraz daha yakından bakarsanız, bölme fiilinin merkezi de içine aldığını ve onu da ikiye böldüğünü görürsünüz. Sonra anlar, idrak eder, bilincine varırsınız…

Peki ya çember nedir?

Sabit bir noktaya eşit uzaklıkta bulunan noktaların oluşturduğu kümeye çember ardını veriyorlar.

Çember bildiğiniz gibi, yuvarlaktır: Hem de yus/yuvarlak!

İstikrarlı bir eğrilik sözü edilen bu yuvarlak ve toparlaklığı sağlar…

Şimdi, tanımını yaptığımız bu önemli geometrik kavramların temel belirleyici öğelerini alt ata yazalım:

Merkez

Bölücülük

Yuvarlak

Yusyuvarlak

Toparlak,

Çember,

Çap…

İşte geometri böyle bir bilim dalıdır.

İçinde, nitelikli/ niteliksiz; bağlantılı/ bağlantısız; özgün ve süzgün birçok öğeyi barındırır ve kapsar…

Bu yazıyı okuyan [bazı] zeki ve zihninde cinlere beş takla attıran aydın kişiler bizim sadece geometriden söz ettiğimize inanmayarak, dudaklarını bükeceklerdir.

Bu bazı kişiler, ülkemizin entelektüel zenginliğinin şer odaklarıdır…

Örneğin diyeceklerdir ki;

- Şimdi durup dururken niçin “çap”ten söz ediyorsun?

Hem niçin etmeyelim ki…

Biz, çemberin çapından söz ediyoruz sadece…

Çapsız işlerden, çapsız işlerin içine gömülmüş çapsız kişilerden söz etmiyoruz ki… Çap!.. Bildiğiniz çemberin çapı.

Çemberin merkezinden geçerek, onu iki parçaya bölen çap! Hepsi bu kadar.

Ya tostoparlak, yusyuvarlak kavramlarının gündeme taşınmasındaki amaç ne?

Söyleyelim:

Despotluğu ile ünlü Abdülhamit Han’a tebaasından bir adem;

- Ulu hükümdarın galiba yağmur yağacak, demiş…

Ulu hükümdar bu meteoroloji tutkunu adamoğlunun kafasını vurdurmuş.

Gerekçeyi mi soruyorsunuz.

Çoğunuz bilirsiniz:

- Demek yağmur yağacak. Yağmur yağınca ne olur? Göller oluşur. Göllerde kazlar, ördekler yüzüşür. Ey bre gafil! Demek sen bana “kaz” demek istersin… Vurun kellesini!