Çankır'ın paylaşımı şöyle:
Dünya tarihinde her savaşı, savaşan taraflar açısından değerlendirmek gerekir.
Ve unutmamak gerekir ki, bir milletin arasına karışmış başka bir kan, başka bir beklenti sahibi her zaman olmuştur ve savaşan tarafları kendi açısından değerlendirmiştir.
**
Önce biraz yakın tarihteki bir mücadeleyi hatırlamamız lazım...
Aydın, bizim tarihimizde, Milli Mücadele döneminde iki kez kurtarılan tek şehirdir!
Suyun karşı tarafından bakınca ise... Aydın, bağımsızlık yolundaki Türkiye'nin işgalinde iki kez alınıp elden kaçırılan tek şehirdir.
Bunlardan ilki Türkiye'deki gerçekliktir.
İkincisi ise, Ege'nin tam karşısındaki Yunanistan'daki gerçekliktir.
**
Tarih okumasını bir de güzel Türkçemizle bütünleştirirsek eğer... Güzel Türkçemizde çok güzel bir deyiş vardır: "Sükût, ikrardan gelir."
Demektir ki; "Susuyorsan, kabul ediyorsun."
**
Şimdi, ilk konuyu biraz açmak gerekirse eğer...
Bir şehrin, bir savaşta iki kez kurtarılan tek şehir olması demek, o şehir için çok mücadele verilmiş demektir. Bu demektir ki, mücadele eden her birey canına dişini takmıştır; evini, canlarını, yurdunu kurtarmak için mücadele etmiştir.
Tarih, Aydın'daki yerel direnişi yüceltirken, içimizdeki aykırılar bunu kabul etmemektedir.
Bizce suyun karşı kıyısından aldıkları cesaretle demektedirler ki, “Zeybek, kaçtığı mağaradan çıkarken pisliğine basmamak için adım atan efelerin figürüdür.”
Bu söylem, Aydınlılara, kahraman efelerimize yapılan eşi görülmemiş bir hakarettir!
Pespayelikle ve ekmek yediği şehirle orada yaşayan insanları aşağılayan söylemlerle polemik arayan bu zata verilmeyen her cevap "ikrar" demektir.
Bu "ikrar"ın en önde gelen muhatabı, Aydın'ın kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için görev yapan müdürü.
Bu "ikrar"ın en önde gelen diğer muhatapları, kendisine her türlü desteği veren iktidar ve ortağıdır.
Büyükşehir Belediyesi’nin Aydın'da yapılan her hizmeti, sanki başka bir millet mensubu bu hizmetleri yapıyormuş gibi eleştiren ,mesul olduğu kültüre yapılan saldırıya boş boş bakanları yolcu etmek de biz Aydınlıların zorunlu bir görevidir.
Ne demiştik? "Sükût, ikrardan gelir."
Bu şehrin kendisini "milliyetçi" sayan her bireyi bu söyleme karşı tek ses olmalıdır. Çünkü "Aydın milliyetçiliği" bunu gerektirir. Bilenler bilir ki bu kentin milliyetçiliği başka hiçbir yere benzemez.
Bu şanlı şehrin havasını soluyup da bu eylemden kaçan herkes bu söylemin altında kalır, haberi olsun.
Bizler, milliyetçiliği "dut yemiş bülbül"den saymıyoruz. Dut da bizim bülbül de... Ama...
Bizler; susmayı, görmezden gelmeyi görev saymıyoruz; haberiniz olsun. Bu söyleme susan her Cumhur İttifakı siyasi mensubu bu söyleme ortaktır, haberleri olsun.
Vebalin altında kalmak isteyeni seçim meydanına bekleriz