Gerçek Gazetesi okurları, çok değerli takipçilerim...
Bugün, Mustafa Savaş’a yakınlığıyla bilinen Emin Aydın’ı (Denge Gazetesi) okuyunca hakikaten "pes!" dedim.
Daha iki gün evvel, sene-i devriyesini idrak ettiğimiz hain terör örgütü kalkışmasının ardından şöyle bir hafızamızı yokladığımızda, herhalde bütün Aydın olarak, vakt-i zamanında bunlarla kimin yakın olduğunu, kimlerin düşüp kalktığını bütün Aydın çok iyi bilir.
Bu şehir küçüktür ve herkes birbirini de tanır, herkes birbirinin ne mal olduğunu da bilir!
Öyle değil mi Eminciğim?
Bahsettiği ve takipsizlikle sonuçlanan şikâyeti yapan da bununla birlikte, Mustafa Savaş’ın siyasi danışmanı olduğu iddia edilen Serhan Seyhan’dan başkası değildi.
Yani sizin anlayacağınız, bu sözde gazeteciler, önce kendileri iftirayı atıyor, iftira olduğu ortaya çıkınca da basıyorlar yaygarayı.
Kendi yalanlarının esiri olmuş hepsi de.
Tabi bu iftira girişimini okuyunca Sayın Başkanın avukatını arayıp bilgi aldım.
Daha evvel bir kısmını yazdığım Aydın Adliyesi nezdinde atılan iftiraların, kurulmaya çalışılan ayak oyunlarının bir kısmını daha dinledim.
Bazı insanların içini gerçekten kötülük kaplıyor, çamur kaplıyor, necaset kaplıyor.
Oysa ki bunlar değil mi başka masum insanlar adına, sırf iftira atabilmek için Aydın Cumhuriyet Başsavcısına, mülki erkânına düzmece sahte mektup yollayıp yakalanan. Bunlarda kötülükte sınır, limit yok.
Sn. Çerçioğlu’nun avukatı üzerine basa basa, bu iftira kampanyasının, yaklaşan yerel seçimler öncesi seçimi şimdiden kaybedeceğini anlayan bu zevatın itibar suikastı girişiminden başka bir şey olmadığını üzerine ifade etti
Pusu kurmak; iftira, düzmece ifadeler, dilekçeler, mektuplar, ne ararsanız bunlarda.
Tabi Aydın Adliyesine giden ve bana gösterilen dilekçelerin hepsinde bunların imzası var.
Avukatın ifadesine göre; kan donduran, hakikaten insan bu kadar iftirayı peş peşe dizmek için ne kadar kötü olmalı, dedirten bu dilekçelerin sahipleri Emin Aydın ve Serhan Seyhan şimdiye kadar verdikleri gibi iftiraların hesabını Türk yargısına verecekler.
Tabi küçücük gibi görünen ve avukatın ifadelerinden anladığım bir detayı da sizlerle paylaşmak isterim! Bu iftira dilekçeleri o kadar ilginçmiş ki; öyle bunlar gibi ortaokul tahsilli birini bırakın, avukatların dahi zor kaleme alacağı bir üslupla yazılmış. Bu benim çıkarımım öylece şuracıkta dursun ama anlattıklarını neden yazmamı istemediğini sorduğumda; ‘’ben açıklayacağım da ondan" dedi.
Bakın! Özlem Çerçioğlu Aydın halkı tarafından sevilen, bugüne kadar hep fakir fukaranın, garip gurebanın yanında olan bir siyasetçidir. Öyle çamur siyasetiyle, iftira kampanyalarıyla bu iş olmaz. Aydın halkı bunu her seçimde söylüyor da bunların kafa hâlâ basmadı.
Ne diyelim; it ürür kervan yürür...