█Gerçek Gazetesi
21 Eylül Dünya Alzheimer Günü nedeniyle Söke Toplum Sağlığı Sorumlu Hekimi Dr. Aslı Candal bir açıklama yaptı. Candal, Alzheimer hastalığı ile ilgili bilgiler vererek hastalığa dikkat çekti. Hastalığın yaşlılık dönemi 65 yaş sonrasını içerdiğini belirten D. Candal bu sürecin, 65-75 yaş arası genç yaşlı, 75-85 yaş arası orta yaşlı, 85 yaş üzeri ise yaşlı olarak isimlendirildiğini belirtti.
Söke Toplum Sağlığı Sorumlu Hekimi Dr. Aslı Candal Alzheimer hastalığı ile ilgili yaptığı açıklamada, Yaşlanmayı etkileyen pek çok faktör vardır. Bunlardan en önemlileri, genetik, çevresel faktörler, beslenme alışkanlıkları, geçirilen ve halen devam eden hastalıklardır. Genetik özelliklerimizi olmasa bile diğer faktörleri iyileştirmek elimizdedir. Uygulayacağımız bazı davranış şekilleri yaşlılığı daha sağlıklı ve huzurlu geçirmemizi sağlar;
Düzgün ve çok yönlü beslenme alışkanlıkları, düzenli egzersiz, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, yaş ne olursa olsun yaşamda bir amacın olması, güçlü etik değerlere sahip olmak, zihnin sürekli öğrenmeye uyarılması, problem çözebilmek, yaratıcılık özelliklerinin korunması, çevre ile iyi ilişkiler kurulması ve iletişimin sürdürülmesi, topluma ve çevreye olumlu katkıda bulunabilme çabalarının devam ettirilmesi, başkalarına ve kendisine karşı olan düşünceleri anlayabilme, duygusal açıdan dengede olabilme, kişisel başarılarının farkında olma ve başkalarına katkılarını kendi başına kavrayabilme.
Yaşlılıkta beden sağlığı kadar ruh sağlığı da büyük önem taşımaktadır. Kişi kaygı, üzüntü, depresyon, fobiler, panik bozukluk gibi sorunlar yaşıyorsa bu duygu bozuklukları genel fiziki performansı da olumsuz etkilemektedir.
Alzheimer yani demans yaşlılıkta en sık görülen ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen faktörlerden biridir. Demans; hesaplama, plan yapma, yürütme, sorunları çözme, davranışları yeri geldiğinde sonlandırabilme, uygun yargıda bulunma gibi daha çok beynin frontal bölgesine ait becerilerde kayıplar ile kendini gösteren ve ilerleyen bir rahatsızlıktır.
Alzheimer bulaşıcı bir hastalık değildir. Hastalığın ilerleyişi genellikle çok yavaştır ve olguların çoğunda bellek problemi ile kendini gösterir. Hastalık yaşla birlikte artar, ancak daha gençleri hatta elli yaş içindekileri de tutabilir. Bu nedenle sadece yaşlıların hastalığı diye düşünmemek gerekir.
Demans hastalarının özenli bir bakıma ihtiyacı vardır. Hastanın yemesi, içmesi, uyuması, tuvalet alışkanlıkları, ilaçların alımı belirli bir düzen içinde olmalıdır. Hastanın bulunduğu mekânda, odasında, eşyalarında ve giysilerinde değişiklik yapılmamalı, hasta alışık olduğu düzen içinde yaşamalıdır.
Hasta ile tartışılmamalı, azarlanmamalı, yapamayacağı şeyler istenmemelidir. Yürümesini kolaylaştıracak yürüteçlerin kullanımı teşvik edilmeli, hızlı yürüme yerine sakin, önüne bakar şekilde dikkatli yürümesi sağlanmalıdır. Hasta aşırı gürültülü, çok parlak renkli ışıklardan korunmalıdır. Hastanın tek başına dışarı çıkması kaza ve kaybolmalara sebep olabilir.
Görme keskinliği azaldığı için kazaları ya da eşya ve gölgeleri yanlış değerlendirmeyi önlemek amacı ile oda iyi aydınlatılmalıdır. Kişinin daha önce severek kullandığı bir takım ufak eşyaları (kalem, saat, tespih, ruj, parfüm, çanta gibi) yanında olmalı, sevdiği ve anılarını tazeleyebileceği, konuşma olanağı yaratabilecek albüm, resimlikler göz önünde bulundurulmalıdır. Geçmişte yapıp zevk aldığı hobi ve alışkanlıklarını (bahçe ile uğraşma, çok yormayan sporlar, resim, elişi, koleksiyonculuk, ufak tefek tamiratlar, şarkı söyleme, film seyretme gibi) sürdürmeye özendirilmelidir.
Bu hastalığın belirtileri her zaman aynı değildir; kişilik, fiziksel koşullar ve kişisel yaşam tarzının belirtiler üzerinde etkisi olabilir. Bir uzman(geriatrist, nörolog, psikiyatr), bazı özel testleri de kullanarak bir klinik görüşme ile hastalığın tanısını koyabilir. Sağlıklı Günler Dilerim.