BİZİM SİLAHIMIZ DA SUSMAK

 

 

“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. 

Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak... 

Tarih sussa, hakikat susmayacak. 

Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. 

Halbuki, bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar, vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar. 

Tarihin azabından kurtulsalar, Tanrı’nın gazabından kurtulamayacaklar.” 

İşte böyle diyor Sezai Karakoç...

Bende diyorum ki;

Sustuk da ne oldu,

Kadir kıymet mi bildiler.

Sustuk da onlar sustu mu?

Batırdılar kollarını omuzlarına kadar,

Bal çanağına, tüm sülalece.

Biz sustuk, sustukça onlar yediler.

Biz kurtulamadık ki;

Kurtuldum derken tam,

Ensemizden yakaladılar.

Yoldular da yoldular,

Tarih bizi unutmadı amma,

Onlar kendini unutturuyorlar.

Ama Yunanistan’da gençlik, halkın %20’si durmuyor, susmuyor.

Yunanistan’da gençlik hareketi durmuyor.

16 yaşındaki genç vuruldu diye yağmalanmadık dükkan, kundaklanmadık araba, yakılmadık, soyulmadık banka kalmadı.

Bu yetmiyormuş gibi televizyon stüdyosuna giren gençler, program spikerini al aşağı edip “Bu olaylar, daha iyi bir gelecek isteyen düşük gelirli gençlerin yıllar süren mücadelesinin bir dışa vurumudur" diyerek Yunan halkını savundular.

YUNANİSTAN’da geçen cumartesi günü 15 yaşındaki gencin, polis tarafından vurularak öldürülmesiyle başlayan protesto eylemleri sürüyor. Yunan öğrencisinin yaptığı ateşli konuşmayı belki bizdekiler heyecanla izlemişlerdir. Öğrenci olayları yalnızca 16 yaşındaki öğrencinin öldürülmesine bağlamamış, bakın daha neler var sebeplerinin içinde. “Bu olaylar, daha iyi bir gelecek isteyen düşük gelirli gençlerin yıllar süren mücadelesinin bir dışa vurumudur. 16 yaşındaki öğrencinin öldürülmesi, ekonomik kriz, düşük maaşlar, kemer sıkma politikaları ve yüksek işsizlikten kaynaklanan memnuniyetsizliğimizi tetikledi. Önceliğimiz bu tehlikeli hükümetin düşmesi ve bu hükümeti destekleyen bütün politikacıların görevden ayrılmasıdır. Silahımız işgaller ve grevler olacaktır...”

Yunanistan'da her ne kadar AB üyesi bir ülke olsa da halkın yüzde 20'si yoksulluk çizgisinin altında yaşıyor!.. Ama yunan hükümetinin patronlara verdiği kredilerin Yunan gençliğinin ne kadar kızdırdığını, gerçekleştirilen   olaylar açıkça anlatıyor.

Bizde neler oluyor?

Bakınız neler oluyor.

Değişik gazetelerin haberleri;

“Beşiktaş Anadolu Lisesinde Cinayet.

Öğrencilerin sınıflarına girdikleri sırada meydana gelen olayın ardından, okul bahçesine çıkan öğrenciler uzun süre gözyaşı döktü. Edinilen bilgilere göre olay saat 08:30 sıralarında Beşiktaş Çırağan Caddesi üzerinde bulunan Beşiktaş Anadolu Lisesi'nin kantininde meydana geldi. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından öğrencilerin sınıflarına gittikleri sırada meydana gelen olayda okulun kantincisi Erkan Uca (28), okula motosikletle gelen Soner Solgun tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Şüphelinin cinayeti işledikten sonra yine motosikletiyle olay yerinden hızla uzaklaştığı öğrenildi. Katil zanlısının Erkan Uca'nın işlettiği kantinde çalışan Çilem Solgun'un eşi olduğu, kadının bir süre önce işine son verildiği öğrenildi.”

“PKK sempatizanları dün yine İstanbul’da araçları kundakladı”.

“Cumhurbaşkanı Gül’den evvel onlar gitti Irak’a”

“Van Milletvekili 10 yaşındaki çocukları böyle kandırdı”

“Hükümet herşey güllük gülistanlık dedi.”

Bakan, “Türkiye’nin fakirlik haritasını çıkaracağız” dedi.

“Dün yine 200 esnaf dükkan kapattı.”

Gibi, gibi, gibi….

Yunanistan’da halkın %20’si yoksulluk sınırında, bizde ise halkın %70’i yoksulluk içinde.

Sonra nerede görülmüş bizde aç kaldık diye ellerinde bayraklarla sokağa dökülmek.

Nerede görülmüş yönetenlerimiz karşı gelmek.

Biz yürüsek yürüsek, “Kahrolsun Komünizm, Kahrolsun Faşizm, Yaşasın 1 Mayıs, Susma, sustukça sıra sana gelecek” diye yürür, bağırır, hatta hatta sırtımızdaki gömleği, ceketi bile muhalefet olsun diye yakar, akşam eve kuzu gibi  yürür gideriz.

Yunanlıların silahı işgaller ve grevler olacakmış, bizim silahımızda susmak.