Zaman o zaman; artık Birleşmiş Milletleri (BM) irdelemenin zamanı geldi geçti bile. Öyle değil mi? BM,24 Ekim 1945 tarihinde 51 ülkenin katılımıyla kurulmuş, ülkeler arası toplumsal bütünlüğü sağlama amaçlı bir örgüttür. Kurucu ülkeler arasında Türkiyede bulunmaktadır. Amacı; uluslararası tüm ülkelere adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği sağlamaktır. BMlerin bu gün üye ülke sayısı 192 dir, yönetimi de Amerika-New Yorkta bulunmaktadır.
BM örgütünün yapısal idari bölümleri; Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Yönetim Konseyi, Genel Sekreterlik ve Uluslar arası Adalet Divanıdır. Bu idari bölümlerin içinde en dikkati çeken bölümleri ise Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreterliktir.
Güvenlik Konseyinin oluşumu 5 daimi ülke: Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin Halk Cumhuriyeti ve geri kalan 187 ülkeden 10 ülkenin 2 yılda bir seçilmesinin sonucunda oluşmaktadır. Demokratik çalışmalarda bulunduğunu ileri süren BM örgütünün çalışmaları evlere şenliktir. Kuruluşunda elde ettikleri veto haklarını devamlı kullanan 5 daimi ülke, bu örgütü istedikleri emelleri için kullanmaktalar. Geri kalan 187 ülke ise bu ülkelerin aldıkları kararlara uymak mecburiyetinde olduğu izlemi doğmaktadır.Şimdi de, Amerikanın âdete himayesi altındaki İsrailin Hizbullahı yok etmek amacıyla Lübnanı yıkmasına hiç ses çıkarmayan BM, İsrailin hedefine ulaşıp işini bitirdikten sonra Lübnanın korunması için devreye giriyor ve BM Barış Gücü oluşturma cabası öne sürüyor. BMnin bu çalışması çok geç kalmış bir çalışmadır. İsrailin saldırıları devam ederken, sivil halk ve çoluk çocuk telef olurken BM neredeydi. İşte burada da BMnin Güvenlik Konseyini çalışmalarının ne kadar geç kaldığı ortadadır. İsraile ateşkes için zamanında hiç baskı yapılmamıştır. Ateşkesten sonra da İsraile amborga uygulamasına gidilmemiştir.
Oysa, Türkiyenin Kıbrısta ki yaşan Türklerin acılarını dindirmek, onları garantör devlet olarak kurtarmak amacıyla gerçekleştirdiği 1974 yılındaki Barış Hareketinden sonra BMde veto hakkına sahip olan 5 ülkeden her hangi birisinin himayesinde olmayan Türkiyeye sıkı bir amborga uygulamasına gidilmiş ve Türkiye o yılları çok sancılı bir şekilde geçirmiştir.