Biri yapılırken diğeri unutuluyor mu?

 

 

Bizim toplum olarak ortak bir alışkanlığımız herhalde.

Bir işe başladığımız da, diğer taraftaki önemli bir işimizi nasıl olsa hallederiz deyip bir an için unutuveririz.

Bu iyi olmayan alışkanlığımız evde de, işte de, devlet idaresinde de olagelmiş ve halen devam etmektedir.

Belki şahsi olarak yaptığımız bu kötü alışkanlığımızdan az bir zararla kurtulsak da, bunu önemli konuyu devlet yönetimine dönüştürdüğümüzde çok büyük belaların tepemizde akbaba olduğunu görürüz.

Evet, yıllar yılı düştüğümüz noktalardan bahsediyorum.

Yıllar evvel Amerikan politikasının içindeki Ermeni lobileri ile uğraşırken Kıbrıs’ı bir an unuttuğumuz gibi.

AB’ye gireceğiz telaşı içinde kavrulurken Kıbrıs’ı elimizden uçurduğumuz gibi.

AB’ye gireceğiz derken, Kıbrıs Rum kesiminin AB üyeliğini kabul ettiğimiz gibi.

Ülkede iktidar değişikliği isteyip mecliste kargaşalık, atışma, tartışmalar yaratırken ekmeği 25 Kuruştan 70 kuruşa çıkardığımız gibi.

Başbakan ve Ana Muhalefetin tartışmalarına kendimizi kaptırmışken bir anda mutfağımızda %100 lere varan zamları gördüğümüz gibi.

Yurt içinde çetelerle mücadele yapıyoruz havadislerini bol bol tv ekranlarında verirken, misyonerlerin ilçelerimizin içine kadar girerek kiliseler açması gibi.

Bakanın, başbakanın çocukları ile uğraşırken Araplara önemli şirketleri kaptırdığımız gibi.

Elimize üç beş bin YTL geçsin derken topraklarımızın tapusunu İngilizlere, Kanadalılara, Almanlara anlayacağımız SEVR düşkünü ülkelere teslim ettiğimiz gibi.

Ve en sonunda yaptığımız gibi.

Artık yargılama yapabiliriz, Ergenekoncuları Silivri’de yargılıyoruz¸mahkemeyi orada kurduk diyerek DİYARBAKIR’ı unuttuğumuz gibi.

DTP denilen sivil ihtilal, isyan, baş kaldırı örgütünü unuttuğumuz gibi.

İşte unuttuğumuz.

İşte DTP nin Diyarbakır provası.

DTP, Diyarbakır’da yine kin kustu. Yine isyanlardan bahsetti.

Dün Dersimde yapılan isyanın ön provasını dün DTP Diyarbakır’da yaptı.

Biz ne yapıyoruz?

Hükümet ne yapıyor?

Bugün yapılacak olan ERGENEKON duruşmasının ikinci oturumunda neler çıkacak ona bakıyoruz.

Biz ne yapıyoruz, Ergenekon suçlamalarını PKK ile beraber kotarıyoruz.

Ama bire bakıyoruz ki, mahkemeye çağrılan tutuklular arasında bir tek de olsa PKK lı olmadığını görüyoruz.

Peki PKK lılar nerede.

Onlar Diyarbakır’da, İmralı beslemesine Sayın…. Diyerek bol övgüler yağdırıyorlar. O na işkenceler yapılıyor diye  isyan provaları yapılıyor.

Ergenekon dan zarar gelecek, onları atalım içeri derken yaptığımız işe bakın.

Vatanı böldürüyoruz be Güneydoğu Anadolu’ya, hem de içimizde beslediğimiz hainler vasıtası ile Kürt toprakları dedirttiriyoruz. Bunu unutuyoruz.

Bazıları adını bile koymuş bu hain tuzağının.  İstanbul-Diyarbakır Hattında Kriz. Diyorlar ki, “İstanbul- Diyarbakır krizi”

Ne İstanbul-Diyarbakır krizi? Bu bal gibi PKK tuzağı. ABD tuzağı. AB tuzağı.

Dünlerde İstanbul’da başlayıp, Diyarbakır’da devam eden, Hakkari, fiırnak ta devam eden bir tuzak.

DTP terör örgütünün oyununa gelmiyor. DTP terör örgütünü Türkiye sınırları içerisinde oynuyor ve onları burada temsil ediyor.

DTP başkanı Ahmet Türk (ki soy adından utanmıyor mu acaba?) kürsüden konuşma yaparken karşısına aldığı Kandırılan Kürt kardeşlerimize PKK bayrağı sallattırılıyor.

Peki Ergenekoncuların salladığı bayrak ne bayrağı idi?

Ahmet Türk’ün savunduğu kişi 30 bin kişin katili olarak biliniyor. 30 bin Türk askerinin katili.

Peki Ergenekoncular kimlerin katilleri?

Bakınız bu sözde demokratik bir kuruluşun başkanı ne diyor;” PKK lideri Sayın Öcalan’a İmralı’da uygulanan fiziksel şiddettir. Sayın Öcalan’a sosyal ve siyasal yaşama dahil olabileceği bir ortam yaratılmalıdır. Herkesi bu uygulamaların yaratacağı sonuçları görmeye çağırıyoruz.”

Ne demek istiyor burada.

Demek istediği açıkça şu. “liderimiz APO yu serbest bırakın Onu asamayacağınızı gördünüz. Onu serbest bırakıncaya kadar kan dökmeye devam edeceğiz. Bu kan Kürt kanı da olsa dökeceğiz.” Demek istediği açıkça bu.

Dün Kadıköy’ü basanlar bu gün Diyarbakır’ı basmışlardır. Kaç kişi tutuklandı merak ediyorum.

Dün Kadıköy’de yapılanlar, bugün Diyarbakır’da yapılanlar, geçen gün Hakkari de, fiırnak’ta yapılanlar, bazılarının dediği gibi Sayın Başbakan Erdoğan’a karşı yapılmadı.

Doğrudan Devlete karşı yapılmıştır. Bu böyle biline.

Bakın yine gaşete düştük. Kime, nereye ne yapıldığını gene unuttuk.

Uyuyoruz beyler uyuyoruz.

Cümle alem sanki esrar almış, eroin çekmiş gibi uyuyoruz.

Bitirdik diye bol keseden atarken uyuyoruz.

Sevgili  Sırtı Yüksel Cebeci’nin dediği gibi; 

“Yuvarlanan kartopunun çığ haline döndüğünün farkında değiliz. Askerlerimizi şehit etmeye devam eden devlet ve millet düşmanı bir terör örgütü, il ve ilçelerimizin altını üstüne getiriyor, her yeri savaş alanına çeviriyor. Halkı tahrik ederek, kanlı bir iç savaş başlatmak için her yola başvuruyor”

Anlayacağımız, yenisini yaparken eskisini unutuyoruz……!