BIRAKINIZ BATSINLAR…

FARUK HAKSAL

 

Liberalizmin dillere destan söylemi şu küçük cümleden ibaretti:

- Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler!..

Karışmayın!

Benim girişimcim “işini bilir…”

O kendi çıkarının peşinde koşarken, toplum da yararlanacaktır bu “enerji”den!..

Siz sadece karışmayın! Koyverin gitsin…

Önüne asla çıkmayın, kazanma hırsını kesmeyin ve “yaratıcılığına” engel olmayın…

Girişimci, kendi çıkarı peşinde koşarken, kendi kişisel menfaatinin dipsiz kuyularını kazarken, topluma da refah, huzur ve çağdaşlık taşıyacaktır.

Üstelik, kendiliğinden olacaktır bütün bunlar, kendiliğinden…

Devlet kenarda duracak, hiçbir şeye karışmayacak…

Ve kısaca özetlediğimiz bu kapitalist (liberal) yöntem, cenneti serecektir ayaklarımızın altına ve zenginlik dolduracaktır mutluluğumuzun sepetine…

- Bırakınız yapsınlar; bırakınız geçsinler!..

Ve işte böylece girdiler Dünyanın kanına…

Bu söylemi hayata geçirerek içtiler o kanı.

Böyle semirdiler.

Ve bu yüzden yoksullaştı Dünya.

Bu sebeple kana bulandı direnen ülkeler, halklar…

Ama gün geldi, sokağın çıkmaz olduğu [artık] saklanamaz bir gerçek haline geldi.

Üzeri [artık] örtülemez bir duruma büründü.

“Bırakınız yapsınlar; bırakınız geçsinler,” söylemi, [artık,] bir başka türlü söylenmeye başladı:

- Bırakınız satsınlar; bırakınız batsınlar!..

İşte böyle, sayın seyirciler… İşte böyle! Ve “vay anasına,” gerçekten…

İnsanların beyinlerini yıkamak için milyon dolarlar ödedikleri iletişim araçları onların “makûs talihi”ni anlatıyor artık…

Bu sabah bir büyük Banka, öğleden sonra bir büyük şirket tarihe doğru o hazin son yolculuğa çıkıyor. Böyle diyor renkli camlardaki çağdaş tellallar…

Böyle çığırıyor haber bültenleri…

Bırakınız satsınlar, bırakınız batsınlar:  Batıyorlar!

Sıra sıra, dizi dizi, büyük bir istikrar ve intizam içinde, teke teker ve tepe-taklak, yıkılıyorlar…

Çünkü bu sokak çıkmazdır.

Çünkü, sömürüye dayalıdır

Çünkü, insanlık dışıdır.

Ve çünkü, özgürlük ve liberalizm diye yutturdukları dolma, ancak silah gücü ile ayakta durabilmekte ve satılık insanların işbirliği ile yürütülebilmektedir…

İşte bu yüzden batmak zorundadırlar.

Çünkü pasta belli, insan bencilliği engindir.